Seçmenlerin çoğunluğu muhafazakâr kitlede yer almasına rağmen sahada yapılan araştırmalarda partilerin kendilerini ikna etmesini istendikleri tespit edildi.

Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu

24 Haziran 2018 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri, Türkiye siyasal hayatının en önemli seçimi olarak görülmektedir. Bunun başlıca sebepleri şunlardır: “İlk kez uygulanacak olan partili cumhurbaşkanlığı sistemi, MHP ile yapılan cumhur ittifakı, kayyum, çok sayıda mensubu mahpus bulunan HDP, askıda bekleyen oylar, 15 Temmuz sonrası gelişen FETÖ, OHAL, Afrin operasyonları, ekonomik durum, sosyal yardımlar, karizmatik bir lider olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Ortadoğu ve Çankaya’dan Külliye’ye geçen Yeni Türkiye’nin iç-dış algı ve imajı…”

Son bir ayda Kırklareli’nden Hakkâri’ye, Bartın ve Çankırı’dan Şırnak’a, Yalova’dan Diyarbakır’a kadar, İstanbul ve Ankara hariç en az beş ilidaha gezme fırsatı buldum. Kırklareli’nde,”Hocam insanlardan herşeyi isteyebilirsiniz ancak söz konusu oy olunca işin rengi kesinlikle değişmektedir. Oy namustan da öte bir şeydir” derken; Şırnak, Diyarbakır, Çankırı ve Hakkâri’de AK Parti-MHP ittifakı karşısında, “Kürtlerin oylarını istemekte yeni bir söyleme ihtiyaç duyulmaktadır. Bizim bilgilerimiz yetersiz kalmaktadır. Nasıl bir söylem geliştirelim?” diyen AK Partili yetkili kişiler, bizleri seçim konusunda düşündürmektedir.

SEÇMEN İKNA EDİLMEYİ BEKLİYOR

AK Parti’nin bölgede tek rakibi olan HDP ise oylarının yüzde 95’ini Kürt seçmenlerden almaktadır. Örneğin, AK Parti 7 Haziran seçimlerinde iktidarı tek başına kaybettiği gibi 16 Nisan seçimlerinde de referandumu kazanmıştır. Çünkü ortalama 6 milyon (tüm seçmenlerin % 20)seçmenin yüzde 6’sı, Erdoğan ve AK Parti derken, yüzde 10’luk kesimi HDP saflarında görülmekte ve kalan yüzde 4’lik Altın oranda askıda, yani ikna edilmeyi beklemektedir. Bingöl, Bitlis, Ağrı, Batman, Urfa, Malatya gibi illerde, İstanbul’da AK Parti’nin oyları yüzde 50’nin üzerinde iken, İstanbul, Bursa, Kocaeli, Antalya, Adana, Mersin gibi Kürt nüfusunun oldukça yoğun olduğu illerde dinsel değerler ve Türkiyelilik vurgusu ön planda olan Kürtlere yönelik özel bir seçim çalışmasının yapılmasını zorunlu kılmaktadır.

Sahada yaptığım gözlem ve görüşmeler sonucunda, aşağıdaki konuların Kürt seçmenler arasında konuşulduğunu gördüm:

1) Yüzden 90’dan fazlası, çözüm sürecinin buzdolabından ne zaman çıkacağı,

2) Çukur savaşı sonucu yıkılan mahalle mağdurlarının sorunları,

3) Sosyal yardımlarla ayakta duran bölgesel ekonomi,

4) Kayyumlardan duyulan sessiz memnuniyet, (ihtiyaç ve örgüt baskısı arasında kalan halkın çaresizliği giderildi)

5) IKBY ve Barzani’yle yaşanan tatbikatlı tehdit sürecine yönelik öfke,(PKK’ya terör ve Haçlıların mankurtu diyebilirsiniz ancak Barzani Müslüman ve Türkiye yanlısıydı. Bu kadar baskı onu İran’a teslim etmek anlamına gelir. Başka yol yok muydu? Şeklinde düşünceler)

6) MHP’yle yapılan Cumhur ittifakı, (AK Parti MHP’nin kontrolüne mi girdi?)

7) Haziran zaferini yönetemeyen HDP’de yaşanan seçmen çözülmesi,a’rafta duran oyların tercihi, (Sandığa gitmeme ve seçimlere bağımsız girme)

8) Bir ay önceki Diyarbakır nevrozunda yaşanan yoğun katılım ve HDP yanlısı adayların kazandığı Ticaret Odası seçimleri, (HDP’nin gücünü koruduğunun ispatı ve AK Parti’nin işi ciddiye alması gerektiğini gösteriyor),

9) HüdaPar’ın tavrı, (Muhafazakâr Kürt kökenli kişilerin kurduğu ve yönettiği HÜDAPAR, oy sayısı açısından çok büyük etki yapmayacağı düşünülse de, psikolojik olarak Kürt seçmen algısında bir etki yapabileceği düşünülmelidir.)

10) Oldukça politizeve yarısından fazlası gençlerden oluşan Kürt seçmen kitlesine yönelik yetersiz strateji geliştirmelidir.

KÜRT SEÇMENLER İÇİN NELER YAPABİLİR?

• Cumhur İttifakının çok iyi bir planlanmış seçim çalışması,

• Yeni ekonomik paketler (Sosyal yardımlar yerine, yerli otomobilin bazı parçalarının Diyarbakır’da üretilmesi gibi kalıcı yatırımlar yapılması)

• Bölgeyi ve ülkeyi bilen aday odaklı bir seçin sisteminin sahaya sürülmesi,

• Teşkilatların profesyonelce çalışmaları ve merkezden sıkı kontrol edileceği seçim stratejinin uygulanması,

• Afrin operasyonu, Barzani’yle yaşanan çatışma,Yeni Türkiye, Yeni Ortadoğu ve Yeni Dünya’nın anlatılması(IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani’nin davet edilmesi gibi IKBY’yle yaşanan sürecin normalleştirilmesi adımlarının atılması)

• AK Parti döneminde bölgeye yönelik olarak yapılan siyasal, ekonomik, sosyal ve askeri faaliyetlerin gerekçeleriyle anlatılması, (Çözüm sürecini bozan tarafın PKK olduğu, Kürtçe köy adlarının iadesi, ırkçı andın kaldırılması, Başta Diyarbakır’ın merkezi olmak üzere şehrin merkezi ve dağlarındaki ırkçı söylemlerin silinmesi gibi…)

OYLAR CEPTE GÖRÜLMEMELİ

Doğu ve Güneydoğu oyları asla cepte ya da aşiret çuvalında değildir. Oyunu, yerine kullandığı için babasını mahkemeye veren genç bir nesille karşı karşıya bulunmaktayız.Kürt seçmenin bu seçim sonuçlarını belirleyeceğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı her zaman desteklemiş olan Kürt seçmen, sessiz bir sabırla sandığı beklemektedir.

Kısaca Cumhur ittifakı çok iyi bir seçim kampanyası, topluma, bölgeye ve davaya inanan aday profilinin yanı sıra, kanaat önderleri ve etkili medya kullanıcılarını sahaya sürmelidir. Çünkü HDP, tutuklamalardan dolayı mazlumlara oynamakta ve çok iyi organize olmuş bir seçim stratejisi yürütme kapasitesine sahip bulunmaktadır. Örneğin, Doğu ve Güneydoğu’da yapılan ticaret odası seçimlerinin büyük kısmını yine HDP’ye yakın adaylar kazanmış ve az bir çalışmayla Nevroz’a yoğun bir katılım sağlanmıştır.

“ALTIN ORAN” TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİ BELİRLEYECEK

HDP’nin kendi iç politik dengeleri ve Kürt seçmenin tercihi dikkate alındığında Selahattin. Demirtaş’ın aday olması, cezaevinde olması nedeniyle bir kısım sıkıntıları olsa da, bu önemli bir avantaja dönüşebilir. Belirleyici olan güçlü bir çalışma yapmak ve toplumun bütün dinamikleriyle buluşabilmektir. HDP’nin örgütlerinde ciddi sıkıntılar olsa da Kürt seçmen kitlesi, mağduriyet edebiyatıyla HDP’yi daha üst düzeyde sahiplenebilir.

AK Parti’nin Türkiye çapında ama özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Kürt Seçmen yönelik olarak stratejik bir master plan hazırlaması gerekmektedir. Hedef en az “Altın Oran” olan % 4’ü yakalamak olmalıdır.

“Kürt seçmeni uzaklaştırmayın”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletvekillerine erken seçim konusunda açıklamalar yaparken Kürt seçmenin gözetilmesini istedi. Erdoğan, “Kürt seçmenin AK Parti’den uzaklaşmasına göz yumulmamasını” isterken konunun öneminin farkında olduğunu göstermiştir. Sahada yaptığım gözlemler sonucu, Kürt seçmenlerin oyları hem bölgede hem Türkiye genelinde kilit rol oynamaktadır. Bu oyların etkisi geçmişte defalarca ispatlanmıştır. AK Parti’nin yüzde 50’lik oy oranın yaklaşık yüzde 20’si muhafazakâr Kürt seçmenden gelmektedir.

Editör: TE Bilisim