Yüksek Seçim Kurulu (YSK), AK Parti’nin ‘Tam kanunsuzluk’ iddiası ile yaptığı başvuruyu değerlendirdi ve neticede İstanbul seçimleri 4’e karşı 7 üye ile iptal edilerek yenilenmesine karar verdi.
Sürecin buraya kadar gelmesinin en önemli etkeni seçimlerin başa baş bitmesi ve iptal oylarının 10 binin üzerine çıkması olduğu gerçeğini yok sayamayız.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’da, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda seçim iptali ile ilgili “Aradaki fark neredeyse yarı yarıya azalmamış olsaydı mesele buralara kadar zaten gelmezdi. Fakat gözümüzün önünde duran hukuksuzluğu, daha vahimi bir irade gaspını görmezden gelemeyiz. Seçim gecesinden bugüne kadar yaşanan sürecin sebebi budur” dedi.
İstanbul seçimi süreci tartışmalı hale geldiği açık. İktidar partisi AK Parti ve MHP’de seçimleri hukuksuzluk olduğunu söylüyorsa, bunların doğru olup olmadığı noktasında karar verme merciindeki tek kurum YSK’dır. YSK hem Ak Parti’nin hem diğer partilerin temsilcilerini dinledi, verilen belgeleri inceledi ve bir karara vardı. Bu karar da kesin karar olduğu açık. Kararı beğenir ya da beğenmezsiniz, ancak YSK’nın kararı üzerine kurumu yıpratmak ülkeye asla yarar sağlamaz.
YSK’ya baskı yapıldığı söylemleri de havadadır. Çünkü baskı yapıldığına dair YSK’dan herhangi bir duyum ya da ima yapılmamıştır. Siyasi açıklamaları baskı olarak algılayanlar ise bu açıklamaların her siyasi partiden yapıldığı gerçeğini unutmamaları gerekir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü AK Parti grubundaki konuşmasındaki en önemli sözleri de şöyle idi:
-“AK Parti’nin sandıktan çıkan sonucu kabullenmemek, hakkı olmayan bir seçimi kazanmış gözükmek gibi bir derdi asla yoktur, olamaz.”
-“Rabbim, Türkiye ortak paydası altında 82 milyon olarak kucaklaşmayı nasip etsin. Herkesi milletimizin hayırlı geleceği için dua etmeye davet ediyorum.”
-“Hiç şüphesiz bizim eksiklerimiz olabilir ama bugün önümüzde duran manzara tam bir ekonomik sabotaj halidir.”
-Türkiye geçmişte sözüm ona elitlerin yol açtığı tahribatlar yüzünden ağır bedeller ödemiş bir ülkedir. Ülkemizin yeniden siyaset ve toplum mühendislerinin operasyon alanı haline gelmesine izin vermeyeceğiz. Bu amaçla perde arkasından sinsice operasyon yürütenlerin de sahada kendine yer açmaya çalışanların da hepsini biliyoruz.”
Şimdi sakince düşünüp, YSK’nın suç duyurusunun peşinden yapılacak soruşturma ve kovuşturmalara bakmak gerekir. Zira ortadaki iddiaların havada kalması söz konusu olamaz.
Muhalefetin de bence tekrar seçime gitmekten korkacağına, millete yeniden başvurarak şaibesi ortadan kalkmış bir seçimde yarışması demokrasiye katkı sunacaktır.
Neticede tüm tartışmalar milletin gözleri önünde gerçekleştirilmiştir. İstanbul seçmeni tüm bu tartışmalar sonrası sandığa gidecek ve bir karar verecek. Yani kararı yine İstanbul verecek. O nedenle fazla endişelenmeye de gerek yok.
Selam ve dua ile…