Eski olimpiyat şampiyonu Allyson Felix, hamileliğinin sorunsuz geçeceğini düşünüyordu. Ancak 32. haftada yapılan rutin bir muayenede şiddetli preeklampsi teşhisi konuldu ve acil sezaryenle kızı Camryn iki ay erken dünyaya geldi. Felix'in takım arkadaşı Tori Bowie ise 2023'te doğum sırasında preeklampsi komplikasyonlarından dolayı hayatını kaybetti.
Preeklampsinin Nedenleri ve Risk Faktörleri
Preeklampsi, dünya genelinde yılda 500 binden fazla fetüs kaybına neden oluyor ve çoğu ölüm, yüksek tansiyona bağlı inme veya uzun süreli nöbetler sonucu gerçekleşiyor. Hastalık, hamilelik sırasında herhangi bir zamanda aniden ortaya çıkabiliyor ve doğum sonrası altı hafta boyunca devam edebiliyor.
Bilim insanları, bu durumun bazı ipuçlarını ortaya çıkarmış durumda. Özellikle rahimdeki aşırı iltihaplanma, anne ve fetüs arasındaki iletişimi bozarak kan damarlarının şekillenmesini engelliyor ve bu da yüksek tansiyona neden oluyor.
Özellikle siyahi kadınlarda preeklampsi oranları %60 daha yüksek. Bu durumun, yetersiz sağlık hizmetlerine erişim ve beslenme gibi sosyoekonomik faktörlerle ilişkili olabileceği düşünülüyor.
Geleneksel tanı yöntemleri yetersiz kalırken, yeni tanı araçları umut vadediyor. Örneğin, hamile kadınlarda yüksek seviyelerde görülen sFlt-1 proteini, preeklampsi gelişimini öngörmede kullanılabilir. Ayrıca, ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onaylı yeni bir tanı testi, preeklampsi riskini erken tespit ederek hastaların daha yoğun bir gözlem altında tutulmasına imkan tanıyor.
“Plasenta Çipi” Teknolojisi ve İlaç Araştırmaları
Sydney'deki bir laboratuvarda araştırmacılar, preeklampsiyi laboratuvar ortamında simüle eden "plasenta çipi" teknolojisi üzerinde çalışıyor. Bu teknoloji sayesinde, hastalığın erken aşamalarında yaşanan biyokimyasal değişiklikler incelenebilecek ve yeni tedavi yöntemleri geliştirilebilecek.
Preeklampsi tedavisinde umut vadeden bazı ilaçlar arasında metformin ve proton pompa inhibitörleri yer alıyor. Ayrıca, sFlt-1 üretimini durdurmayı hedefleyen CBP-4888 adlı yeni bir ilaç, klinik denemeler için FDA tarafından onay aldı.
Araştırmacılar, preeklampsiyle ilgili daha fazla fon ayrılması gerektiğini savunuyor. Kadın sağlığına yönelik araştırma yatırımları, kanser gibi hastalıklara kıyasla oldukça düşük seviyede kalıyor. Ancak preeklampsinin anne ve çocuk sağlığı üzerinde uzun vadeli etkileri göz önünde bulundurulduğunda, bu hastalığın önlenmesi ve tedavisi için daha fazla çözüm bulunması büyük önem taşıyor.