Yeni moda Pokemon avcılığı ile Paralel Darbe Teşebbüsünün aynı zamana denk gelmesi de hayli manidar.

Yazımızın başlığı Şehit Halil Kantarcı’nın, 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü gecesi, yazdığı ilk Twitter mesajı. Saati; 12.24

28 Şubatçılar tarafından idamla yargılanan, Yargılama süresinde 10 yıla yakın hapis yatan ve sonra beraat eden Halil Kantarcı, Fetullahçı Terör Örgütü’nün darbe girişimini haber alır almaz ilk sokağa çıkanların başındaydı.

Sokağa çıktıktan hemen sonra paylaştığı resminin altına yazdığı mesajı ise gülmek ile ağlamak arasında donup bırakıyor insanı;

“Ölürsem beni böyle hatırlayın, üzülmezsiniz”

Sonra bir Ayet paylaşıyor; “Gemiye binin! Onun yüzüp gitmesi de, durması da Allah’ın adıyladır. Şüphesiz ki Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir.” Hud – 41

Sonra ellerindeki silahı halka doğrultan darbeci soysuzlarla karşılaşıyor;

“Halka direnen, namlusunu halkına çeviren asker, asker kisveli haindir”

Saat 02.00, olmuş.

Darbenin ilk şoku atlatılmış, camilerden yükselen ses;

“Millî iradenin muhteşem sembolü: EZAN-I MUHAMMEDΔ

Aynı saatler;

“Çengelköy’deki kuran kursunda gür sesli gençler kesintisiz salavat getiriyorlar”

Şehadet adım adım Halil’e doğru ilerliyor, belli ki Halil de şehitliği bekliyor…

Saat 02.46’da;

“Son çırpınış silah kullanacaklar”

Ve beklenen son mesajını ise saat 03.06’da yollamış;

“Asker Çengelköy ışıklara barikat kurdu. Ateş ediyorlar. Millet birikiyor. Allah büyük”

Halil bu mesajından sonra Şehadet şerbetini içerek, Rahmet-i Rahman’a kavuşuyor.

Halil Kantarcı zalim 28 Şubat zulmünün tezgâhından geçmiş, işkenceler ile mücadele pratiği kazanmış Yürüyen Büyük Doğu – İBDA bağlısı bir kardeşimiz.

Halil ile birlikte sokağa çıkan bütün halk, emperyalistlerin bu topraklar üzerindeki hedeflerine ulaşamamaları için ‘kendiliğinden’ hareket ederek, alanları, meydanları doldurdu.

Türkiye’nin her yerinde sokağa ilk çıkanlar ve bütün meydanları ilk dolduranlar, vatanın işgaline engel olmak için şehit olmayı kafaya koymuş inançlı insanlardı.

Sözde antiemperyalist güruhtan ses seda duyulmadı. Hala da duyulmuyor.

Nitekim Halilim ile birlikte toplam 250 şehidimiz var. Hepsinin de alnında iman güneşi.

Her biri, farkında olsalar da, olmasalar da şuur altında maya tutan ve yahut imanlarında sabit var olan, ‘kendinden zuhur diyalektiğinin’ emrine giderek, “Yumurtadan çıkan ördek yavrusunun suya doğru tâbiî bir akışı var ya” işte aynen öyle şehadete doğru hareket ettiler.

Şehitlik şuurunu yeniden ve aniden gündeme oturtarak bayraklaştırdılar.

Allah dini için, vatanları için gözlerini dahi kırpmadan savaşan, tanka, topa, keleşe, uçağa helikoptere kafa tutarak yere düşenleri en büyük makamıyla şereflendirecek İnşallah.

Ebediyete göç edenlerin ödülü büyük.

Geride kalanların da duaları…

Şehit Halil Kantarcı’nın intikam hissini en kalbi duygularımla paylaşmak istiyorum;

“Pokemonlar Ölmeli, bu saatten sonra biat da kabul değil”

İntikam hissimiz daim olsun!