İsrail, son iki gündür Hizbullah'a yönelik siber terör saldırıları gerçekleştirdi. Bu saldırılarda birçok çağrı cihazı eşzamanlı olarak patlatıldı ve bu olay sonucunda Hizbullah'ın 32 üyesi hayatını kaybetti. Lübnan ordusu, patlamaların ardından şüpheli çağrı cihazı ve telsizleri imha etmeye başladı.

NASRALLAH KONUŞACAKTI!

İsrail, Hizbullah hedeflerine hava saldırıları düzenledi ve bu saldırılar Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın konuşmasından dakikalar önce gerçekleşti.

İsrail basını, saldırıların geniş çaplı olduğunu belirtirken, Lübnan makamlarından henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Hizbullah'ın İsrail'in kuzey bölgelerine roket saldırıları gerçekleştirdiği bildirildi. Salı günkü patlamalarda 12 kişi ölmüş, 3 bine yakın kişi yaralanmıştı; dün akşamki patlamalarda ise 25 kişi hayatını kaybetmiş, 400'ün üzerinde kişi yaralanmıştı.

SOYKIRIMCI İSRAİL, LÜBNAN'A SAVAŞ PLANLARINI ONAYLADI

İsrail Ordu Sözcülüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Halevi, savaşa devam edilmesi için kuzeydeki savaş planlarını onayladı.

Hizbullah lideri Nasrallah, patlamaların ardından yaptığı açıklamada, şehitlerin ailelerine başsağlığı dileyerek, yaralılara acil şifa temennisinde bulundu. Lübnan hükümetine ve sağlık personeline teşekkür eden Nasrallah, ülke genelinde büyük bir insani dayanışma görüldüğünü vurguladı. Ayrıca, destek olan ülkeler ve uluslararası topluma teşekkür etti.

Nasrallah, "İsrail tüm kırmızı çizgileri aştı" diyerek şunlarısöyledi:

"Allah'ın şu sözüyle başlamak istiyorum; 'eğer siz yara aldıysanız onlar da yaralandılar.' Bunlar Allah'ın takdiridir. Allah sizlerden şehit ister ve Allah zalimleri sevmez. Allah diyor ki, 'Siz acı çekiyorsanız, onlar da acı çekiyorlar.' Bu iki günde gördüğümüz durumla ilgili konudan bahsedeceğim. Yaşadığımız olay karşısında ne yapacağız? Siyasi olarak nasıl bir tutum sergileyeceğiz."

"BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUM"

"Şehitlerin aileleri var. İster patlamalardan dolayı şehit olanlar veya güneyde cephede şehit olanlar. Onlara başsağlığı diliyorum. Aynı zamanda tebriklerimi sunuyorum. Bu büyük şehadet madalyasını taktıkları için tebrik ediyorum. Yaralılara acilen şifa bulmaları için dua ediyorum. Yaralıların ve şehit aileleriyle ilgili konuşacağım."

"Lübnan hükümetine teşekkür ediyorum. Sağlık Bakanlığına ve hastanelerine, sivil savunma kurumlarımıza, ambulanslara, doktorlara ve bizimle dayanışma içinde olan hepsine teşekkür ediyorum. Lübnan'da yaralı sayısı çoktu ve hastaneler hazırlıklı değildi, onun için bazı gecikmeler de oldu. Ama kusurlu değillerdi, yaralı sayısı çoktu hastanelerde."

"Muayenehanelerin kapılarını açan doktorlara teşekkür ediyorum. Bütün Lübnan halkına teşekkür ediyorum. Bütün bölgelerde bizimle işbirliği yaptılar, dayanışma sağladılar. Mezhepçilikten, siyasetten ötede dayanışmada bulundular."

"DESTEK OLAN BÜTÜN DEVLETLERE TEŞEKKÜR EDİYORUM"

"Bu temiz kanların bereketi gördük. Lübnan'da tekrar şunu gördük. Büyük bir insani ve ahlaki dayanışma oldu. Uzun süre böyle bir dayanışma görmemiştik. Aynı zamanda destek olan bütün devletlere teşekkür ediyorum. Irak hükümeti, İran İslam Cumhuriyeti onlarca yaralıyı taşımak için uçaklar gönderdi ve yine gönderiyorlar. Suriye hükümetine teşekkür ediyorum, Şam'daki hastaneleri açtılar."

"DÜŞMAN BU OPERASYONDA BÜTÜN İLKELERİ ÇİĞNEDİ. KIRMIZI ÇİZGİLERİ AŞTI"

"Salı günü düşman İsrail binlerce çağrı cihazını hedef aldı ve eşzamanlı olarak patlattı. Düşman bu operasyonda bütün ilkeleri çiğnedi, kırmızı çizgileri aştı. Hiçbir şeyi umursamıyorlar. Ne ahlaki ne insani ne de yasal olarak. Patlamaların bazıları hastanelerde oldu. Çağrı cihazı taşıyanların bazıları hastanelerde, eczanelerde çalışıyordu."

"Gerçek sayılar zamanla ortaya çıkacak. Düşman ne yapıyor? Düşmanın niyetine bakıyoruz. Çağrı cihazlarını hedef aldı farz edelim. 4 binden fazla cihaz vardı farz edelim. 4 bin cihaz Hizbullah'ın gençlerine, bacılarımıza, kardeşlerimize dağıtıldığını zannediyorlar. Bunlar 4 bin kişiyi 1 dakikada öldürmek istediler."

"Çarşamba günü telsizlerden bahsetmiyorum; sadece çağrı cihazlarından. Belki hastanede, eczanede, çarşıda bunlar hedef alındı, 4 bin kişi. Bu düşmanın niyetiydi. Bu işledikleri suçun seviyesini gösteriyor."

"BİNLERCE KİŞİYİ ÖLDÜRMEK İSTEDİLER"

"İkinci günü binlerce insanı öldürmek istediler, telsiz cihazlarını taşıyan ve kullananlar. Binlerce demiyelim hadi bin kişiyi öldürmek, yüzlerce kişiyi yaralamak istiyorlardı. Bu iki günde 1 dakika içinde İsrailli düşmanlarımız en az 5 bin kişiyi öldürmek istedi."

"Bu yapılana ne ad verelim? Bu büyük terör eylemine ne diyelim? Toplu soykırım. Biz salı günü ve çarşamba günü soykırımı diyoruz. Bu düşmanla yaptığınız savaşta bu kanser tümörü olan İsrail kurulduğundan beri, bölgemizde tam kötülük olan İsrail, Lübnan'a, halka, direnişe, egemenliğimize sürekli saldırıyor. Savaş suçu bu, savaş ilanı."

"Yüce Allah büyük rahmetiyle ve keremi ve lütfuyla birçok insanımızın kurtulmasını sağladı. Birçok belayı bizden uzaklaştırdı. Bu yaralılardan birçoğu hafif yaralıydı, belki de şehitlerin sayısı kadar."

"BU BÜYÜK BİR GÜVENLİK DARBESİ"

"Teknik olarak nasıl bu olay gerçekleştirdiler, hangi yoldan gerçekleştirdiler süratli bir şekilde inceliyoruz. Hiç şüphe yok ki gerçekleri görmemiz lazım. Biz büyük bir güvenlik darbesi, insani darbe aldık. Direnişin Lübnan'daki tarihinde eşi benzeri olmayan darbeydi bu. Lübnan'daki düşmandan hiçbir zaman böyle darbe almamıştık."

"EN KORKUNÇ SALDIRIYI BİZE YAPTILAR"

"11 aydır aynı havayı yaşıyoruz. Hepsi Lübnan devletine ve halkına baskı yapmak, direnişe baskı yapmak içindi. Özellikle psikolojik olarak bu cepheyi durdurmak için. Suikastlar yaptılar, komutanlarımızdan öldürülenler oldu. Binlerce evi yıktılar, ses duvarını yıktılar. Bu darbe de bu yolla geldi. Lübnan'daki bu direniş duruşunu hiç bozmuyor ve şu anda en korkunç saldırıyı bize yaptılar. Ama sivilleri öldürdüler. Sivil kurumları hedef aldılar."

"İSRAİL'İN HEDEFİ BUYDU: DİRENİŞ DURSUN"

"Bu işledikleri büyük suç. Salı günkü operasyondan birkaç saat sonra birtakım resmi ve özel kanallara ve açıkça söyleyeyim; dediler ki bizim hedefimiz Gazze'ye desteği ve Lübnan cephesini durdurmak. Çarşamba günü daha fazlasını yaptılar. Hedef açık, ortada. Hedefleri şuydu; Lübnan Gazze'ye destek olmasın. Belki ön hazırlıktı belki de büyük bir operasyon yapmak istiyorlardı. Şunu çok iyi biliyoruz. Bize gelen mesajlar şöyleydi; dediler ki direnişi durdurun. İsrail'in hedefi buydu. Direniş dursun.

Batılılar hemen Güvenlik Kurulu'nu toplayalım dedi. Gazze'nin direnişini bırakın, bunu bize telkin etmeye çalıştılar. Ne kadar fedakârlıklar yaptık ne kadar şehitler verdik. Çok kanlı çarpışmalar oldu bu 1 yıl içinde. Biz böyle bir şey yapamayız, hepsi boşa gitmiş olacaktı. Salı ve çarşamba günü bize vurulan darbeler iki cepheyi birbirinden ayırmak. Filistin ve Lübnan cephesini.

Yeni Ankara Adalet Sarayı'nın temeli atıldı Yeni Ankara Adalet Sarayı'nın temeli atıldı

Cevabımız nedir? Şehit ailelerin, yaralıların adına. Gözlerini, ellerini kaybedenlerin adına. Sabreden ve dik duruş sergileyen herkesin adına... Görevlerini yerine getiren herkesin adına: Gazze'ye destek olan herkesin adına. Bu insafsızca ambargoya karşı duran herkesin adına. Netanyahu ve Gallant'a, düşman toplumuna diyorum ki; Lübnan cephesi Gazze'deki saldırılarınızı durdurmadan biz durmayacağız. 11 aydır aynısını söylüyoruz."

"LÜBNAN'DAKİ DİRENİŞ ASLA DURMAYACAK"

"Şehitler ve yaralılar verdik. Açıkça söylüyorum; ne olursa olsun sonucu, ihtimaller ne olursa olsun. Bölgede neler olursa olsun Lübnan'daki direniş asla durmayacak. Gazzeliler ve Filistinliler, Batı Şeria'daki kardeşlerimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Bu bizim ilk tepkimizdir.

Yaralılarımız var, vahşilikleriniz durmasa da hedefimizden vazgeçmeyeceğiz. 11 aydan beri yapmak istediklerinin karşısında duracağız."

"İSRAİL'E KARŞI BOYUN EĞMEMİZİ İSTİYORLAR"

"Başka hedefleri de vardı. Çevreyi vurdular. Altyapıyı vurmak istediler. Patlamalar nerede oldu? Güneyde ve Beka Vadisi'nde oldu. Hizbullah ve gençlerinin olduğu bölgelerde oldu. Bu geniş patlamalardan sonra bu bölgeyi yormak istiyor; İsrail'e karşı boyun eğmemizi istiyor. Direniş ve direnişin liderliğinin 'artık tamam yeter' dememizi bekliyorlar. Biz görevimizi yerine getirdik artık duralım dedirtmek istiyorlar. Salı ve çarşamba yaptıkları bunu da imkansız kılıyor.. Hepiniz yüksek maneviyatı gördünüz. Yaralılarımız çok sabırlı, tekrar cepheye ve savaşa dönmek istiyorlar.

Bu önemli vazifeyi herkes devam ettirmek istiyor. Ben de düşmana diyorum; şehit aileleri, yaralıların aileleri duysun. O yaralılar tekrar cepheye dönmek istiyorlar. Kararlılar. Hakikaten onların sabırlarının, imanının karşısında eğiliyoruz.

Hem dün hem evvelki gün şehitlerin cenazelerini gördünüz. Bütün şehirlerimizde şehitlerin cenazeleri büyük katılımlarla oldu. Çok sloganlar atıldı. Lübnan olarak herkes yanımızda durdu. Bu katliamın ve soykırımın karşısında halkımız Lübnan'da daha çok birbiriyle sırt sırta vererek destek oldu, birliğimiz çoğaldı. Bunlar direnişin temeline darbe vurmak istediler. Cihazlara, telsizlere saldırı düzenleyerek bizi felç etmek istediler, evet.

Her halükârda elinden geldiği kadar liderlerden daha fazlasını öldürmek istiyorlardı. Direnişin düzenini bozmak, anarşi ve karmaşa çıkmasını istiyorlardı Hizbullah'ın safları arasında. Bu olmadı. Bir an dahi karmaşaya izin vermedik. Düzenimiz asla bozulmadı. İlk andan itibaren hepimiz olaya hakimdik ve cephedekiler de bütün silahlarını hazır ol hale getirdiler. Her halükârda, her ihtimal vardı, İsrail'in toplu savaş açma ihtimali vardı. Silahlarımızı çalıştırdık. Düzenimiz ve altyapımız asla bozulmadı."

"HAZIRLIĞIMIZ ÇOK YÜKSEK AŞAMADA, GÜCÜMÜZ DAHA FAZLA ARTIYOR"

"Allah'a hamdolsun şehitlerin kanları sayesinde ve bütün lider ve komutanlar 1982'den bugüne kadar Hizbullah'ın hazırlığı, kudreti, gücü hiçbir şekilde bilin ki, bu tarzdan daha fazla sarsılmamıştık. Çok ciddi darbeydi, dostlarımız da dışarıda çok endişelendi. Bilin ki, altyapımız çok sağlam, güçlüyüz. Hazırlığımız çok yüksek aşamada. Düşman bunu bilsin ki ne bizim altyapımıza, gücümüze, imanımıza ve liderliğimize asla zarar veremedi. Hatta bizim gücümüz daha fazla artıyor, duruşumuz daha sağlamlaşıyor, bunu kesin olarak bilsinler.

Gazze ile Lübnan'ı birbirinden uzaklaştırmak istediler ve asla yapamadılar. Altyapımızı asla bozamadılar. Bazıları diyor 'tamam teknoloji var ama İsrailliler bu yaptıkları ile ne kadar aptal olduklarını gösterdiler. Direnişimize ne kadar büyük katkısı olduğu bilinmesi lazım.

Son haftalarda kuzeyle ilgili konuşmalar çoğaldı. Lübnan cephesiyle ilgili sohbetler çoğaldı. İsrail, güçlerimizi kuzeye kaydıralım diyor vesaire. Kimileri askeri olarak savaşın genişleyeceğinden bahsediyor. Geniş kapsamlı savaş açılabilir deniyor. Gelecek günler bu sözlerin gerçek olup olmadığını gösterecek. Kuzey cephesi dediklerinde bir hedefleri var. Biz diyoruz ki, hedeflerine ulaştırmada engelleyerek onları şaşırtalım. Direnişin manası budur, tarihimiz budur zaten.

Düşman hükümeti ne ilan etti? Netanyahu ve Gallant 'kuzeydeki halk güvenli şekilde geri dönsünler' dediler. Üç hedefleri vardı şu anda dördüncü hedefleri var, o da İsrail'in kuzeyindekiler geri dönsün. Bunu istiyorlar."

"NETANYAHU SANA MEYDAN OKUYORUM"

"Peki ey Netanyahu sana diyorum? Bu hedefi gerçekleştirebildin mi? Sen, hükümetin ve orduna meydan okuyorum. Sizin meydan okumanıza karşı meydan okuyorum. Netanyahu ve Gallant'a düşman ordusuna diyorum ki, siz asla kuzeydeki halkınızı geriye döndüremeyeceksiniz. Kuzeyi bir daha asla işgal edemeyeceksiniz. Meydan okuyorum size buyrun.

Tek bir yol var; geçen Ekim ayından bugüne kadar 1 yıla yakın söylüyorum, tek bir yol var; o da Gazze'ye olan saldırılarınızı durdurmadığınız sürece kuzeye geri dönüşünüz olmayacak. Bunun dışında yol yok. Kapsamlı savaş bile açsanız, kuzeydeki vatandaşlarınız asla bir daha oraya dönemeyecek. Daha da kuzeyde olanların daha da tehcir ettireceğiz, daha da uzaklaştıracağız.

Biz 11 aydır bunu gerçekleştirdik. İşgal ettiğiniz vatanın kuzeyinde artık vatandaşlarınız yaşamıyor. Bunu açık söylemem lazım; bu kuzey bölgesinin komutanı olan ahmak ve aptal diyor ki; Lübnan toprakları içinde güvenlik kuşağı istiyoruz diyor. Keşke Lübnan'a gelseler, bunu istiyoruz."

Nasrallah, ayrıca bu saldırıların Hizbullah'a büyük bir güvenlik darbesi yaşattığını, ancak Lübnan halkının dayanışması sayesinde büyük oranda hedeflerine ulaşamadığını belirtti. Olayın nasıl gerçekleştiğine dair incelemelerin devam ettiğini ve kesin sonuçların zamanla açıklanacağını ifade etti.

Kaynak: Haber Merkezi