Münevver Karabulut’u vahşice katleden Cem Garipoğlu’nun, 2014’te tutuklu bulunduğu cezaevinde intihar ettiğinin açıklanmasının üzerinden 10 yıl geçti. Cem Garipoğlu'nun ölmediği iddiası üzerine mezarının açılması için başlatılan soruşturmada son gelişmeyi Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir duyurdu.

İstanbul Bahçeşehir'de 3 Mart 2009'da 17 yaşındaki Münevver Karabulut, Cem Garipoğlu tarafından vahşice öldürülmüştü. Karabulut'u öldüren Cem Garipoğlu, tutuklandıktan 5 yıl sonra tutuklu bulunduğu cezaevinde intihar ederek yaşamına son vermişti. Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut ise Cem Garipoğlu'nun cezaevinde intihar etmediğini, kaçtığını veya kaçırıldığını iddia ederek avukatı Dr. Rezan Epözdemir aracılığıyla Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştu.

Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir'in açıklaması şöyle:

Operasyon bölgesinde 4 PKK'lı terörist etkisiz hale getirildi Operasyon bölgesinde 4 PKK'lı terörist etkisiz hale getirildi

Malumunuz olduğu üzere; yaklaşık 15 yıldır Münevver Karabulut'un hunharca ve vahşice katledilmesi ile ilgili dosyayı mağdur aile vekili olarak takip ediyoruz. Münevver Karabulut cinayeti, Türkiye'de kadına şiddet ve kadın cinayetleri bakımından toplumsal farkındalık ve fikri takip oluşması açısından son derece önemli ve emsal mahiyette bir cinayettir.

Bu kapsamda son olarak Cem Garipoğlu'nun mezarının açılarak C.M.K m. 87/4 uyarınca fethi kabir işleminin yapılmasını talep etmiştik. Müvekkil Süreyya Karabulut'un talebi üzerine özellikle son iki yıldır bu konuda etkili bir hukuki süreci hayata geçirdik. Geldiğimiz noktada, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı talebimizi kabul ederek, Cem Garipoğlu'nun mezarının açılmasına ve fethi kabir işleminin yapılmasına karar verdi ve bu konuda Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na talimat yazıldı.

Yıllardır gittiğimiz her yerde, üniversitelerde, panel ve seminerlerde, yazılı ve görsel basında, sosyal medyada en fazla sorulan ve halkımızın önemli ölçüde ikna olmadığı bu muamma bu suretle giderilmiş olacak.

Editör: Nusret Odabaş