Moldova, başkent Kişinev’deki devlet binalarına yönelik son saldırıların arkasında Moskova'nın olduğunu iddia etti. Ülke, Rusya’nın gelecek ayki seçimlere müdahale ederek sonuçları etkilemeye çalıştığını öne sürüyor.
Moldova, 20 Ekim’de hem cumhurbaşkanlığı seçimi hem de AB üyeliği referandumu düzenleyecek.
Hükümet, Rusya’yı defalarca ülkeye karşı "hibrit savaş" yürütmekle, yerel seçimlere müdahale etmekle ve Moldova’nın AB’ye katılma yolunu baltalamaya çalışmak amacıyla geniş çaplı dezenformasyon kampanyaları yürütmekle suçladı.
Cuma sabahının erken saatlerinde, Yüksek Mahkeme ve devlet yayın kuruluşunun binaları boyayla saldırıya uğrarken, Perşembe gecesi de Çalışma ve Sosyal Koruma Bakanlığı’nın binası benzer şekilde boyandı.
Polis, olaylarla ilgili bazı tutuklamalar gerçekleştirdiğini ve Moskova’nın bu saldırıları organize etmiş olabileceğine dair ipuçlarını araştırdığını belirtti.
ABD'den Moldova'ya Destek
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Mayıs ayında Moldova'ya enerji güvenliği ve Rus dezenformasyonuna karşı mücadele amacıyla 124 milyon avro yardım sözü verdi.
Blinken, Kişinev ziyaretinde yaptığı açıklamada, "Bu yardım, Moldovalıların Rus müdahalesine karşı direnme, özgür ve adil seçimler yapma, Avrupa Birliği ve Batı entegrasyonu yolunda ilerleme ve daha fazla ekonomik fırsat yaratma becerisini güçlendirecek" dedi.
Yaklaşık 2,5 milyon nüfusa sahip Moldova, doğal gaz konusunda tamamen Rusya'ya bağımlıydı. 2022 kışında Moskova'nın enerji tedarikini ciddi şekilde azaltmasıyla ülke, akut bir enerji kriziyle karşı karşıya kaldı. Ayrıca Moldova, o yıl Ukrayna’nın ağır saldırılara maruz kalan Sovyet dönemi enerji sistemleriyle bağlantılı olduğu için geçici elektrik kesintileri yaşadı.
Transdinyester’de Rusya’nın Etkisi
Rusya'nın iki yıl önce Ukrayna'yı işgal etmesinden bu yana, komşu Moldova’nın da Moskova'nın hedefleri arasında olabileceği endişesi artmış durumda.
Tıpkı Ukrayna gibi, Moldova da eski bir Sovyet cumhuriyeti ve kendisini Batı’ya yakınlaştırarak Avrupa Birliği’ne katılmayı amaçlıyor.
Moldova, 1991 yılında Sovyetler Birliği'nden bağımsızlığını kazandıktan sonra, 1990'ların başında kısa bir savaş yaşandı ve Transdinyester Moldova’dan bağımsızlığını ilan etti. Transdinyester’in bağımsızlığı, Rusya da dahil olmak üzere hiçbir BM üyesi ülke tarafından tanınmasa da, Kremlin yanlısı bu bölge, özellikle Ukrayna ile Moldova arasında yer alması ve içinde 1.500 Rus askerinin bulunduğu bir askeri üs barındırması nedeniyle savaş sırasında bir gerginlik kaynağı haline geldi.