Türk milleti sever içinde milli geçen sözleri, direnci, sahipliği, kararı, duruşu, savunuşu, ruhu hatırlatır milli duruş…

Akif’in bir milletin istiklaline yazdığı şiiri, bir milleti topyekûn ayağa kaldırır…

Yavru ama kaliteli muhalefet MHP lideri Devlet Bahçeli’nin birkaç yıldır takındığı tavır özlenen tavırdı millet için…

Zira ben değil ülkem, biz değil devlet şahsi değil millet eksenli duruş vatanın kalbine direnç aşılıyor…

Bir halk bir oldukça devleşiyor…

Her gün hanesine milli adam diye yazdırıyor Sayın Bahçeli…

Ülke zor zamanlardan geçerken, ben ya da partimin ikbali ne demek diye soruyor…

Vatan önce gelir anlayışına ihtiyaç duyulan bir zamanda, Sayın Devlet Bahçeli devlet duruşunu ortaya koyarak, kimi planları da erken bozuyor…

Puslu havaları seven, ekmeğimizi yiyen hainlere, sizi iyi tanıyoruz diye meydan okuyor…

Daha seçimlere bir hayli zaman varken, ileriyi görüyor, sancıları biliyor, havayı kokluyor kadim ülkemize hüzün baharı yaşatma pususu kuranlara, buraların kurdu varken size oyun kurdurmayız diyor adeta…

Bir muhalefet görevi değil, devlete enerji sağlama vazifesi görüyor…

Dışarıda ki düşmanı üzerken MHP lideri, içerideki kimi vatansızların maskesini de düşürüyor, akan makyajın altından çıkan çirkinliklerin görünmesini sağlıyor…

Pensilvanya’nın Gül dediği dikeninin bu milletin elini acıtmasına izin vermeyiz, boş hayaller kurmayın diyerek de okyanus ötesi canavarlara da yüksek perdeden ültimatom veriyor…

Açıkça Erdoğan’ın yanında durmanın, bir vatansever olarak ne kadar önemli olduğunu ilan ediyor…

Son kalenin Ulubatlı Hasan’ı olmak düşerse payımıza seve seve yaparız diyor…

Ama ana muhalefetin, yabancı genleri taşıyan vekilleri, kalbi başka ellerde olan genel başkanları, öfkeden ne yapacaklarını şaşırıyor, milli birlik sağlandıkça onlar bozguna uğruyor…

Milli birliktelik CHP’yi daha hırçın hale sokuyor, yerli olmadığı daha da gün yüzüne çıkıyor…

Devlet Bahçeli’nin duruşunu tahkir ediyorlar, her vekil bir başka saygısız açıklama ile saldırıyor…

Erdoğan’ın yanında olan herkesi kusurlu kabul ediyorlar…

Kendileri gibi düşünmeyen her insanı öteki görüyorlar…

Unutmuşlardı tabii Ekmeleddin vakalarını…

O gün Devlet Bahçeli ile birlikte yan yana iken her şey hoştu…

Bu gün mesele yine Erdoğan olunca atış serbest öyle mi?

Siz isteseniz de istemeseniz de tarih izzetli milli duruşu olanları da yazacak, olmayan köksüzleri de yazacak…

Tüm zalimlere meydan okuyan, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sayın Erdoğan’ın yanında duracak olanlar saflarını seçiyor, millet oyunu görüyor, hesaplar yapıyor…

Zira “2. Abdülhamid gitsin” diyenler koca devleti parça parça ettiler…

Bu defa değil beyler bu defa değil…

Allah ve zaman şahit olsun ki bu defa değil…

Haini de boldur bu toprakların biliyoruz…

Ancak kahramanı da boldur…

Bir asır bekledi millet bu adamı…

Hiç yalnız koyar mı, hiç ıssız bırakır mı?

Genel başkanını deviremeyen, deviremedikçe saldırganlaşan Muharrem İnce…

Sana da birkaç cümle sözümüz olsun, “Yok sarayı başına yıkarız” diye bağırıyorsun ya, senin de senin gibi düşünenlerinde gücü, kabiliyeti yetmez kadim devletimizi devirmeye…

Cihan liderini indirmeye…

Bin yıldır düşmanları yenen yene geldi bu devlet, bu ülke, bu millet bugünlere…

Bu millet bir hayal kurdu…

Bir dua etti, bir muradı oldu, bu topraklarla şehadet nikâhı kıydı…

Ve yeni, adil, yaşanılır bir Türkiye ve dünya için niyet etti…

Yola çıktı, kıyama durdu…

Kimse duramaz önünde…

Kimse set çekemez büyük Türkiye hayallerimize…

Her ezanda canlarının şehadetle teslim edilişine dua eden bir millete…

Yenilgi yoktur, Allah dilemedikçe kaderde…