Bu dört eğilim, aynı zamanda marjinal ve radikalleri merkeze çekerek ehlileştirmek gibi sihirli bir vazifeyi yerine getiriyordu.

Turgut Özal’ın Anavatan Partisi’nde kendine yer bulan dört eğilim, sosyal demokratlar, liberaller, milliyetçiler ve İslami cenah olarak çerçevelendi.

AK Parti de kuruluşundan bu güne, dört eğilim temsilcilerine tartışmasız bir şekilde yer verdi.

Peki, FETÖ dört eğilimin neresindeydi?

Cevap veriyorum; e – hepsinde…

Ve böylece,  AK Parti, beklenilenin çok üstünde bir hızla büyüdü, serpildi ve gelişti.

Her seçimden başarıyla çıkabilmenin en pratik yoluydu Dört Eğilim.

Şimdi karşımızda dört eğilim hormonuyla büyütülmüş ve siyasi partiden daha fazla hale getirilmiş müesses bir yapı var.

AK Parti’nin kurucu lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Teşkilatlarımızın tamamını güncelleyeceğiz. Çünkü ortada bir metal yorgunluğu var” açıklamasının ardından gündemi meşgul etmeye başlayan parti içi değişim ihtiyacının temelinde ‘Hormonlu Büyümenin’ tahribatı, belki de hormonlu büyümenin tabii sonucu olan bir metal yorgunluğu var.

Çünkü hormonlu yani dört eğilimli büyüyen partilerde baş gösteren en temel mesele, birinin canı gönülden desteklediği bir icraata diğerinin köstek olması gibi bir tenakuz; Birinin duası diğerinin bedduasıdır.

Kin ve nefret böyle büyüyor, metal böylece yoruluyor.

Dikkat edilirse Metal yorgunluğu kavramı, belki de haklı olarak ne FETÖ tahribatına ne de hormonlu büyümeye gönderme yapıyor.

Dediğim gibi; FETÖ dört eğilimin neresinde?

Hepsinde…

Dolayısıyla, metal yorgunluğu olarak tanımlanan şey ile açıktan hormonlu büyümeye ya da FETÖ’ye savaş açılmış değil…

Ümit ediyor ve bekliyoruz ki, kripto FETÖ’cüler ve uyuyan hücreler harekete geçmesin diye FETÖ ile mücadele el altından yapılacak.

Peki, hormonlu büyümeye karşı bir şey yapılacak mı?

Soruyu şöyle sorayım;

‘Mukaddesatçı bir gençlik yetiştiremedik’ diyerek başarısızlığını itiraf eden Kurucu Lider, daha fazla oy hedefine yürürken, dört eğilimin sosyal demokrat cephesinden bir ismi kültür bakanı yaptığı zamanlar için Allah’tan ve milletinden af dileyecek mi?

Liberal ve ardından sosyal demokrat kültür bakanları, FETÖ’cü ve ardından sosyal demokrat gençlik Bakanları, liyakatsiz milli eğitim bakanları ilh…

Af ve özür için geriye doğru baktıkça kabaran bir liste…

Bu liste ile eğitimde ve kültürde beklenen ve özlenen gençlik yetiştirmek nasıl mümkün olacaktı ki?

‘Birbirimizi kandırmayalım, hormonlu büyümekten ‘başka alternatifimiz yok’tu diyecek olanlara, ‘FETÖ’süz büyümek de mümkün olamayabilirdi’ demek hiç içimden gelmese de, ne yazık ki ülkemin geldiği ahval Üstad’ın tasvir ettiği gibi;

“Üç katlı ahşap evin her katı ayrı âlem!

Üst kat: Elinde tesbih, ağlıyor babaannem,

Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve âşıkları,

Alt kat: Kızkardeşimin (Tamtam) da çığlıkları.

Bir kurtlu peynir gibi, ortasından kestiğim;

Buyrun ve maktaından seyredin, işte evim!