Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, kamu görevlilerini bir bütün olarak kapsayacak, sorunlarını çözecek, beklentilerini karşılayacak ve kamu görevlilerine nefes aldıracak yasal düzenlemenin kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Vergisine en sadık kesimin sabit gelirliler olduğuna işaret eden Yalçın, "Yılın ortasında yüzde 20'lik ve yüzde 27'lik dilime girerek, bilerek ve isteyerek oluşturulan 'gideri kaynaktan artırma, geliri azaltma' formülünden acilen vazgeçilerek, sabit gelirlilerin yüzde 15'lik dilimde sabitlendiği bir tablonun hayata geçirilmesi gerekiyor." ifadesini kullandı.
7. Dönem Toplu Sözleşmeyle, birinci derecedeki memurlara 3600 ek gösterge verilmesinin sağlandığını anımsatan Yalçın, başta şef ve yükseköğrenim mezunu kamu görevlileri olmak üzere birinci dereceye yükselmiş memur ve memur emeklisi aylıklarının gerekli seviyeye yükseltilmesi gerektiğini bildirdi.
"İLAVE ÖDEME, EMEKLİ AYLIKLARINA/IKRAMİYELERİNE YANSITILMALI"
Yalçın, emeklilerin düşük aylık aldığını, çalışan memurlara verilen seyyanen zammın, emekli memur aylıklarına yansıtılmamasının mağduriyet yarattığını ifade etti.
Bu sorunlara yönelik çözüm önerilerinde de bulunan Yalçın, şu ifadeleri kullandı: "İlave ödeme, aylık bağlama oranı üzerinden emekli aylıklarına ve ikramiyelerine yansıtılmalıdır. Hazine tarafından sürekli olarak SGK'nin fonlanması yerine 2008 sonrası göreve başlayanların bütün kazançları prime esas kazanca dahil edilerek (maaş ve ücretlerde hiçbir kayıp oluşmayacak şekilde) SGK'ye aktarılmalı ve kaynak oluşturulmalıdır. İleriki süreçte bugünden ödenmeyen primler sonucu ortaya çıkacak düşük emekli aylıklarının artırılması için 'fonlama' yapılması yerine bugünden prim keserek bütün gelirler prime esas kazanca dahil (gelir kaybı oluşmayacak şekilde) edilmeli, SGK rahatlatılmalı ve emekli aylıkları artırılmalıdır. Emekli aylığı bağlama oranı yüzde 2'den yüzde 2,5-3 oranına çıkarılmalıdır. Güncelleme katsayısında oluşan farklılık, emekli olunan yıl itibarıyla oluşan adaletsizlik ve çalışma süresi devam ederken emekli aylığı düşmesi garabeti son bulmalıdır."
Yalçın, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun değişmesi gerektiğini belirterek "Özgürlükçü bakışın işlendiği, sendikal kavram ve uygulamaların yer aldığı, yetki ve temsilin güçlü bir şekilde tesis edildiği, mücadele ve müzakere kavramlarının grevle hayat bulduğu bir toplu sözleşme düzenine hemen geçmemiz gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
"KAZANIMLARIMIZ TARTIŞMA KONUSU DAHİ OLMAMALI"
4 milyona yakın kamu görevlisinin, milletin refahı, devletin felahı için aralıksız çalışmaya devam ettiğini bildiren Yalçın, şunları kaydetti: "Kamu görevlilerimizin, görev, unvan, yetki, sorumluluk, kariyer-liyakat, mali, sosyal ve özlük hakları, emeklilik sistemi ve benzeri alanlar tekil düzenlemeler yerine genel ve kapsayıcı olarak ele alınmalı, güncellenmelidir. Yardımcı Hizmetler Sınıfının birikimi çerçevesinde GİH sınıfına geçirilmesi bu sürecin en etkili çıktısı olacaktır. İş sağlığı ve güvenliğinden mesleki sorumluluklarına, mali ve sosyal haklarından özlük haklarına bir bütün olarak ele alınacak görev ve sorumluluklarını yansıtacak, emeğin ve alın terinin değerini koruyacak bir Mühendislik Meslek Kanununa ihtiyaç vardır. Tarafların imza altına aldığı ve toplu sözleşme masasında 'Evet' dediği koruyucu giyim ve fazla çalışma ücreti kazanımlarımızın da tasarruf tedbirleri kapsamı dışına çıkarılması tartışma konusu dahi olmamalıdır. 2025 yılı bütçe görüşmelerinin Plan ve Bütçe Komisyonu'nda devam ettiği bu günlerde, kamu personeli ihtiyacı, personel giderleri, harcırah tutarları ve fazla çalışma saat ücreti tutarı ekonomik göstergelerle uyumlu, emeğin hakkını koruyan ve kamu hizmetini önceleyen biçimde hayata geçirilmelidir."