Terör örgütü DAEŞ, yıllardır ortalıkta görünmeyen ve uzun süredir sesi duyulmayan örgüt lideri Ebu Bekir El-Bağdadi’nin görüntülü mesajını yayınladı.

Bağdadi en son Temmuz 2014’te Musul’daki bir caminin minberinde görüntü vermiş, geçen yıl Ağustos ayında da kendisine ait olduğu iddia edilen bir ses kaydı yayınlanmıştı.

Beş yıl sonra yeniden kamera karşısına geçen DAEŞ lideri mesajında, öldürülen veya hapse atılan örgüt militanlarının intikamlarının alınacağını söyledi.

Örgütü kullanan güçler tarafından korunduğunda en ufak bir şüphe olmayan Bağdadi’nin halen gizlendiği yer ve görüntülerin nerede kaydedildiği bilinmiyor.

Yıllar sonra ortaya çıkışı, zamanlaması ve verdiği mesajlar konusunda ise farklı görüşler var.

Örgüt bugüne kadar en büyük darbeyi Müslümanlara ve İslam’ın imajına vurdu.

Ayrıca Arap Baharı sürecinde bölge halklarının demokrasi ve özgürlük talepleri DAEŞ bahanesiyle kanlı bir şekilde bastırıldı.

Dolayısıyla Bağdadi’nin ortaya çıkışının Cezayir ve Sudan’da devrim rüzgârlarının tekrar esmeye başlamasıyla bağlantılı olma ihtimalinden bahsediliyor.

DAEŞ liderinin videosunda elindeki dosyalardan birinin üzerinde “Türkiye Vilayeti” yazıyor olması herkesin dikkatini çekti.

Çünkü o görüntü tesadüfen verilmiş olamaz.

Genel kanaat, Bağdadi’nin ve daha doğrusu ipini elinde tutanların -tıpkı FETÖ liderinin yaptığı gibi- videoya yerleştirilen bir takım simgeler üzerinden mesaj verdiği ve Türkiye’yi tehdit ettiği yönünde.

Ankara’nın S-400, FETÖ, PKK/YPG ve benzeri birçok konuda Washington’la anlaşmazlık yaşadığı malum.

Fakat Türkiye’nin birilerinin tekerine çomak soktuğu ve kirli oyunları bozduğu çok önemli bir başka dosya daha var.

Libya…

Fransa, Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin desteğiyle hareket eden Halife Hafter’in Trablus’u işgal girişimi başarısız oldu.

Riyad ziyaretinin hemen ardından saldırıya geçen Hafter’e bağlı güçler ağır bir yenilgi aldı.

Hafter’i Libya’nın başına geçirmek için Suudi Arabistan’ın parası, Fransa’nın askeri danışmanları, Mısır’ın savaş uçakları ve BAE’nin insansız hava araçları seferber olsa da uluslararası toplum tarafından meşru hükümet kabul edilen Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçleri saldırıyı püskürtmeyi başardı.

Fayiz Es-Serrac başkanlığındaki hükümetin bu başarısında Türkiye’nin de katkısı olduğu unutulmamalı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen gün telefon görüşmesi yaptığı UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz Es-Serrac’a başkent Trablus’a yapılan saldırıyı kınadığını ve Libya halkı üzerinde oynanan komploları engellemek için elinden geleni yapacağını söyledi.

Libya krizinde askeri bir çözümün olmadığını ve tüm Libyalıların beklediği sivil devletin inşası için tek çözümün siyasi yol olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye’nin Libya halkına destek için tüm imkânlarını seferber edeceğini bildirdi.

Ankara’nın Trablus’a güçlü desteği hâlihazırda başarısız olan Hafter’in ve arkasındaki ülkelerin Libya üzerindeki emellerinin tümüyle suya düşmesi anlamına geliyor.

Ayrıca Türkiye ve Libya arasındaki yakınlaşmanın ve askeri işbirliğinin Akdeniz’deki dengelere de yansımaları olacağı kesin.

Bu nedenle şu soru gündeme geliyor:

Bağdadi’nin Türkiye’yi tehdidi Ankara’nın Trablus’a verdiği desteğe misilleme mi?