Yeni yargı yılı töreninin Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılması tartışmalarını yargı bağımsızlığı ile bağdaştırma çabaları boşa çıkmıştır. Bu alandan siyaset mühendisliğine soyunmak ve bunu devam ettirmek bence boşa çabadır.

Daha önce de yazdım, Külliye milletin ve devletin yeridir. Asıl amaç bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olmalıdır. Neticede önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve Yüksek Yargı Hakimlerinin katılımıyla yapılan toplantı çok verimli geçtiğini tüm Türkiye gördü.

Toplantıda bana göre yargının sorunlarını en açık ve şeffaf bir şekilde dile getiren Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit oldu. Cirit’in mesajlarında öne çıkanlara bakalım mı?

Mesela, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, yargıda şeffaflık, savunma hakkının etkin kullanılması, adalete erişimin güçlendirilmesi konularının yargıda verimliğinin artırılmasında her zaman ve her yerde önemini koruyan temek başlıklar olduğunu vurguladı. Yargı reformu stratejisindeki gerçekleştirilmesi taahhüt edilen reformların uluslararası standartlara uygun şekilde ve kısa süre içinde uygulamaya geçmesini talep etti.

Yargıya ilişkin konuların ön yargısız ortamlarda şeffaf şekilde ve demokratik bir katılımla tartışılmasının önemine dikkat çekti.

“Türk milleti adına kullanılan asli, hukuki ve mutlak egemenliğin devlet içinde veya dışında herhangi bir kudrete ya da otoriteye bırakılması egemenliğin sonu olur” dedi ve Türk yargısının bunun bilincinde olduğuna vurgu yaptı. Davaların büyük oranda bölge adliyelerinde kesinleşiyor olması bazı hak mağduriyetleri sonucunu doğurduğuna dikkat çekti.

Değişik bölge adliye mahkemelerinin kararlarındaki farklılıklarının mağduriyetler oluştuğuna ve bu durumun hak ihlallerine yol açtığına vurgu yaptı. Sık sık yapılan kanun değişikliklerinin adli hizmetlerinin kalitesinin düşmesine sebep olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Önümüzdeki dönem devam ettireceğimiz dinamik reform süreciyle demokrasimizi güçlendireceğiz. Yargı süreçlerini sadeleştirerek, önleyici hukuku sistemimize kazandırarak bu reformu hayata geçirmekte kararlıyız. Hukukun üstünlüğünün, bireylerin hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması gerektiğini görüyoruz” dedi.

FETÖ’nün yargının ayarını bozduğuna hemfikiriz değil mi? Yargı da sorunlarının farkında ve çözüm için çabalıyor. Barolar Birliği ile birlikte. Türkiye şimdi sorunların çözümü için el ele vermiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’da buna tam destek veriyor. Milletin menfaatine olan bu çabalara destek olanlar da köstek olanlarda tarihteki yerini alacak.

Yeni yargı yılı açılışındaki bu duruş başkanlık sisteminin çözüm odaklı çalışmalarının yansıması olduğunu söyleyebilirim.

Selam ve dua ile…