Terör baronu ABD’nin, FETÖ belgeleriyle kendi uydurduğu hukuka göre Ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan, Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan ve 2 yöneticisi hakkında “Ambargo delme” suçundan tutuklama kararı çıkarması; siyaseti sadece emperyalist Batı’nın doneleri, terör örgütlerinin düzmeceleriyle yapan CHP’de ve küresel şeytani akla bağlı yandaş medyasında bayram havası yaşattı. Bunların zihniyeti mantıklarını çalıştırıp iktidara gelmek değil de komplo, kumpas, darbeyle iktidarı ele geçirmek… Ne dediler: “Türkiye’de yargılamazsan böyle olur!” Yani 17-25 Aralık darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ’cüler yerine, darbe girişiminin mağduru olan, Türkiye’nin menfaati için canını ortaya koyan isimlerin yargılanmasını isteyecek kadar hukuk katililer. Hâlbuki Türkiye’yi azıcık sevselerdi; “ABD’ye ne oluyor, kimse Türk bakanını yargılayamaz, içişlerimize müdahale edemez” demeleri gerekirdi. Yapmadılar; çünkü 17-25 Aralık darbe girişimini desteklediler. CHP’nin, Erdoğan karşıtı her terör örgütü, her emperyalist ülkeyle her zeminde anlaşacağı zaten aşikârdı. Lakin 28 Şubatçı Doğan Medya’yı da unutmamak lazım. ABD yargısının geçerliliği olmayan kararı onları da sevindirdi. Murat Yetkin, Türkiye’yi hedef alan hukuki şantajdan sonra şehvetle nasıl bir yazı kaleme almış… Yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 17 Eylül’de ABD’de yapılacak BM Genel Kurulu’na “Gitme” diyor. Bununla da yetinmeyerek Erdoğan hakkında suçlu algısı yaratarak “Ahmedinejat’a” benzetiyor. Boşuna sevinme Murat Yetkin, farkındayım ne yazsam diye düşündüğünde, ABD’nin kararını görünce sevinçten havaya uçtun. Olayları doğru aktarmak gazetecinin görevidir. ABD’nin İran’a koyduğu tek taraflı ambargo Türkiye’yi ilgilendirmez. Türkiye’nin yaptığı her işlem uluslararası hukuka uygundur. Biz ABD’nin mandası değiliz ki ambargoyu tanıyalım, İran ile o dönem en çok ticaret yapan şirketler de Amerikalı. Türkiye’nin menfaati neyi gerektiriyorsa hükümet, 4 bakan onu yaptı, suç işlemedi.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “ABD’ye gitme” demek asla iyi niyetli değil, kumpastan prim devşirmektir. Erdoğan istediği yere, istediği zaman gider, istediği kadar kalır, kimse de dokunamaz… Her ne kadar CHP ve işbirlikçi medya bunu istese de biliyorsunuz amaçları FETÖ ile birlikte Erdoğan’ı Lahey’de yargılatmaktı. ABD’nin dosyası boş, bölgesel denklemler ne zaman aleyhine dönse bu tip alçakça hamleler yapar, “Yaşlanan” küresel güç. Bu tip şantajlarla Türkiye’yi yolundan döndüremez. Türkiye’nin yolu zaten ABD’nin ya da diğer emperyalist ortaklarının dünyayı avuçları arasında yönetmesine karşı direnmek. Geri adım asla yok, daha da ileri adımlar atacaklar… Mesele yapılanı doğru okuyup, Erdoğan’ın arkasında durmak, bağımsızlık mücadelesi vermek…