Türkiye önceki gün tarih yazdı. Millet, 94 yıllık prangalarının tamamını kırdı, vesayetin ölüm fermanını yazdı, koalisyonların üzerine toprak attı, darbeler tarihini bitirdi, Abdülhamid’in, Menderes’in, Özal’ın, Erbakan’ın Türkeş’in hesabını sordu, devrim yaptı devrim… Bu 780 bin kilometrekare arasındaki netice? Peki ya Garp’ta ne oldu? Almanya, Hollanda, İngiltere, ABD, Avusturya, topyekûn AB her ne kadarlarsa işte hepsi Osmanlı şamarını 1 asrın ardından yeniden yedi. Millet 16 Nisan’da, 15 Temmuz’da vatanı işgal etmeye çalışan FETÖ’nün, bebek katili PKK’nın da defterini dürmüştür. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bundan tam 15 yıl önce şunu söylemişti: “Türkiye’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.” 16 Nisan’da bu söz tecelli etmiş, eski Türkiye defteri tamamen kapanmıştır. Türkiye’de ilk kez sivil bir Anayasa, aynı zamanda yönetim sistemi değişimi yaşandı, bu da 16 Nisan devriminin en büyük parçasıdır, zira ülkemizde asli kurucu iktidarlar daima darbeciler olmuştu. Gün sarılma, kardeşliği pekiştirme günü. Yüzde 51.4’lük EVET oyu asla tartışılamaz, hukuken de demokrasinin gereği olarak da “Efendiler; Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçmiştir.” Yegâne gerçek budur ve CHP’nin 8. seçimini kaybetmiş genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hezimeti örtmek için tehlikeli söylemlerde bulunmak yerine 2019 seçimlerine hazırlanmalı, milletin kararına boyun eğmelidir.  

Hepsi çıldırdı

Haydi CHP’yi anlıyorum, belki de bu oy oranına onlarda şaşırdı, 1946’dan sonra ilk kez kazanmaya bu kadar yaklaşmışlardı; peki ya bu Avrupa Parlamentosu’na ne oluyor? Seçim sonuçları konusunda resmin netleşmesinden dakikalar sonra PKK yancısı Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri şu tehdidi savurdu: “Eğer paket değiştirilmeden uygulanırsa, bu durum Avrupa Birliği’yle müzakerelerin askıya alınmasına yol açacaktır.” AP eski Başkanı Martin Schulz, Erdoğan’ı hedef almaktan geri durmadı. Hitler’in kızı Alman Şansölyesi Merkel, “Referandum Türkiye toplumunun bölünmüşlüğünü gösteriyor” açıklamasını yaptı. Baksanıza nasıl kudurmuşlar? Niye, çünkü Türkiye ellerinden gitti. Türkiye’yi artık istedikleri gibi kontrol edemeyecekler, Türkiye artık el pençe divan durmayacak. Avrupa, Türkiye için ulaşılması gereken bir hedef değil, mecburiyet hiç değil. En yakın referandumun Avrupa Birliği ile ilgili olması muhtemel ve olmalı da zaten.

Haydi Türkiye ileri

Türkiye artık kendisine yeni bir rota çizmeli, “Dünya 5’ten büyüktür” ile teklif ettiği yeni dünyayı inşa etmek için gece gündüz çalışmalıdır. Bundan sonra vesayet yoktur, artık taşeronları ile iş bitirmeye kalkamayacaklar, Türkiye artık vekâlet savaşlarıyla mücadele yerine değil küresel savaşlarda var olacak. Cumhurbaşkanlığı Sistemi ülkemize hayırlı olsun, gelecek 100 yıla damga vuracak bir devletin temelini attık, Kudüs’e, Gazze’ye, Arakan’a, Saraybosna’ya sahip çıktık, mazlumların yüzünü bir kez daha güldürdük. Eski Başbakan Tansu Çiller’in dediği gibi “Haydi Türkiye ileri…”