Büyük liderdi, bu toprakların Sultan Abdülhamid’den beri lisanıhâl ile gel diye beklediği liderdi…

Geldi ve bize bükük boyunlarımızı dik tutmayı öğretti ve gitti…

Bu toprakları 90 yıldır İslamsızlaştırmak için mücadele edenlerin 300 yıllık planını tersine çevirdi…

Başsız bir ümmete baş oldu, ümit oldu, yâr oldu…

Kimsenin sahip çıkmadıklarına sahip çıktı canı pahasına…

Kimsesizlere kimse oldu ve gitti…

Bir garip Gazzeli’ye sahip çıkmak için 1000 kodaman Siyonist’i kendine düşman etmeyi göze alacak kadar gözü pek bir liderdi…

Tarihte onun kadar ihanete uğramış bir başka lider az bulunur, ikram ettiklerinin eziyetine uğradı, bir değil yüz defa…

Tarihte onun kadar düşmanı bol lider de az bulunur…

Hangi birisini sayalım, AB’sinden tutun alfabenin başından sonuna kadar İslam’a diş bileyen, vatanımıza diş bileyen kim varsa hedef tahtasına oturtmuştu onu…

Yollarımızı yaptı, yaptığı en muhteşem yol ise devleti milletin gönlüne götüren yoldu…

Öyle ya ondan önce üvey baba gibi davranırdı devlet kendi milletine…

Devleti milletle barıştırdı…

Hiç kimse onun kadar yakışmadı miting meydanlarına…

O gür sesi ile “Allah” dediğinde hiç kimsenin sesi yürekleri öyle titretmedi…

Milletin bağrından çıkmış milletin evladıydı ve hiç bir lider onun kadar sevilmedi…

Ama biz ona layık olamadık ki ben biz derken onu bağrına basıp onunla birlikte yedi düvele meydan okuyan bu büyük milletten bahsetmiyorum, biz derken onun yanında fiilen yer alan teşkilat mensupları, fikir adamları, gazeteciler, yazarlar, kısacası onun yolunda ona fiili destek sunanlardan bahsediyorum…

Layık olamadık, onun süt gibi bembeyaz davasına yanlışlarımızla kir karıştırdık.

Mal ve mülk derdine düştük; makam, heva ve heves derdine düştük; adamımızı kayırdık, fakirlerle değil zenginlerle oturduk, akrabamız olduğu için haini dahi kolladık, siyasi rant ve çıkarlarımız için dava adamlarını öteleştirdik…

Reis’in yüzüne güldük, ne dediyse alkışladık ama ne derdini ne de davasını anladık…

Biz onu yalnız bıraktık… Yalnız…

Evet…

Rabbim geçinden versin, onu muhafaza etsin, bir gün bu veya buna benzer onlarca köşe yazısı okuyacaksınız, dünyanın değişmez düzeni böyle…

Ben bugünden yazdım, belki onu yalnız bırakanlar geç olmadan kendilerine çekidüzen verir ve o büyük adamın büyük davasına yakışır bir şekilde hareket ederler…

AK Parti’de idareci olmayı, sıkıntıya değil de zenginliğe açılan kapı olarak gördüğü sürece birileri, Reis yalnız…

Birileri AK Parti teşkilatlarını iş ve işçi bulma kurumu olarak gördüğü sürece Reis yalnız…

Birileri FETÖ’cü akrabasına sahip çıktığı sürece Reis yalnız…

Birileri AK Parti’nin gençlik teşkilatlarına ayakkabıcının, tüpçünün, işçinin dava aşkı ile yanan çocuğunu sokmayıp sadece sanayicinin, işadamının, zenginin çocuğunu soktuğu sürece Reis yalnız…

Yapmayın, böyle bir lider yüzyılda bir gelir, bir yüzyıl daha yaşamayacağınıza göre, bu fırsat bir daha elinize geçmez…

Yapmayın…

Omuzlarımızda bir ümmetin yükü var…

Yapmayın…

Bu dava bizim yüzümüzden sekteye uğrarsa, alnımızı mahşere kadar Kâbe’nin dibinde secdeye koyup kaldırmasak bu vebali ödeyemeyiz… Yapmayın…