Türkiye düşmanlarının hazımsızlığını görmek için müneccim olmak gerekmiyor. Etrafımızı ateş çemberine çevirmelerinin onlara göre nedenleri var. Onlar güçlü Türkiye’yi hiçbir zaman istemediler. İstemelerini de beklememeliyiz. Üst aklın, Türkiye’nin tarihi misyonuna, gücüne dönmesi korkusunu bilinçaltlarına kazıdığı için bu korkularından kurtulamamaktadırlar.

Terör örgütleri, DAİŞ, PKK, PYD, YFG, FETÖ hepsinin hedefinde Türkiye’nin olmasının nedeni budur. Çünkü hepsi üst aklın ürünüdür. Hepsi aynı yere hizmet ediyor. Elbette herkesin bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı var.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özellikle savunma sanayiinde yıllarca dışa bağımlılığımızı bitirme hedefleri üst aklı çileden çıkardı. 15 Temmuz İşgal kalkışmasının nedenlerinden birinin de bu olduğunu düşünüyorum. Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni, 3. Havalimanı’nı, Kanal İstanbul’u yazmayacağım. Bu yatırımların hazımsızlığını da zaten biliyorsunuz.

Üzülmeyin sakın! Çünkü Allah daima inananlarla beraberdir.

Bugün bizlerin fazla takip etmediği basında da çokça çıkmayan ancak, üst aklın yakından takip ettiği ve oldukça rahatsız olduğu diğer alanlara biraz değineceğim.

Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) Kalkınma Planı’nda (2014-2018) savunma sanayii alanına ilişkin olarak aşağıdaki hedefler belirledi. Buna göre;

-Savunma ihtiyaçlarının yerli kaynaklardan karşılanma oranı 2007 yılında yüzde 41,6’dan 2015 yılında yüzde 60’e yükselmesine rağmen bu alanda dışa bağımlılık devam etmektedir.

-Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 85 ila 95 seviyesindedir.

-Savunma sanayii ihtiyaçlarının karşılanmasında yerli payın artırılması amacıyla ülkemizde savaş gemisi, helikopter, tank, insansız hava aracı ve uydu tasarımı ve üretimi projeleri yürütülmektedir. Teknolojik ilerlemelerin sistematik takibini sağlamak üzere Teknoloji Kazanımı Yol Haritası oluşturulmuştur.

-Savunma sanayii rekabetçi bir yapıya kavuşturulacaktır. Savunma sistem ve lojistik ihtiyaçlarının özgün tasarıma dayalı olarak ülke sanayisiyle bütünleşik ve sürdürülebilir bir şekilde karşılanması, uygun teknolojilerin sivil amaçlı kullanımı ile yerlilik oranının ve Ar-Ge’ye ayrılan payın artırılması sağlanacaktır.

-Belirli savunma sanayii alanlarında ağ ve kümelenme yapıları desteklenecektir. Ayrıca,

Savunma sanayiindeki offset uygulamasının enerji, ulaştırma, sağlık başta olmak üzere sivil alanlarda da yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.

-Müsteşlarlığın savunma alanındaki yerlileştirme deneyimlerinden faydalanarak alım yapan kurumların sektörü yönlendirme ve düzenleme kapasitelerinin güçlendirilmesi hedeflenmektedir.

Bu hedeflere doğru Türkiye hızla ilerliyor. Milli Tank Altay, Milli helikopter Atak, Milli İHA Bayraktar’ı zaten biliyorsunuz. Çok bilinmeyen ise Ankara’dan Bursa’ya, İzmir’den İstanbul’a kadar birçok ildeki 27 sanayici Mart ayında bir araya gelerek, SAHA İstanbul’u (Savunma Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği) kurduğudur.

Önemli iş adamlarımız, Savunma Sanayinde Milli Üretim için güç birliği yaptılar. Bu durum ülkemiz adına gurur vericidir. Düşmanlar açısından ise endişe verici…

Savunma sanayindeki gücümüzü ve potansiyelimizi ortaya çıkarmak için kurulan SAHA İstanbul’un başkanlığını İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkan Vekili olan Hasan Büyükdede yapıyor. Kendisi de uçak mühendisi olan ve hidrolik makineler üreten Hidromode Hidrolik Makine Sanayi adında bir şirketi bulunan Büyükdede bu alanda duayen isim olarak da biliniyor.

Bu oluşumların koordinesinde yer alan bir isim daha var. Türk Hava Yolları Genel Müdür danışmanı Halil Toker. Ben de Halil Toker’e yüzde yüz yerli malı uçak hedefine ne zaman ulaşılacağını sordum.  Gazetemizde de detaylarını haber olarak aktardım.  Halil Toker kısaca diyor ki;

“ Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi milli uçak üretmek gerçekten bir üst lige çıkmaktır. Türkiye’de şu an 400 bin adet üretici firma potansiyeli var. Bu ülke için muazzam bir şanstır. Dolayısıyla böyle büyük bir potansiyeli olan ülkenin deniz altı, savaş uçağı vesaire yapmaması zaten düşünülemez. 2023 hedefimizdir.”

İşte Yeni Türkiye budur…  Selam ve dua ile…