Irkçı-Tengrici partinin lideri malum şahsın, geçtiğimiz günlerde attığı bir tweet dikkatimi çekti. Tweette 2024 yılında ülkemize yabancı turistlerin bile gelmediğinden şikâyet ediliyordu;meğer turizm kan ağlıyormuş.
İşin ilginç tarafı; yabancı turistlerin azlığından yakınan bu zatın, aynı zamanda Türkiye’ye gelen Orta Doğulu turistlere karşı yürütülen dezenformasyon ve kışkırtma kampanyalarının başını çekiyor oluşu!
Yani gördüğünüz üzere malum şahıs kurtla yiyip çobanla yasını tutuyor.
Irkçı olduğundan dolayı önce kitleleri türlü yalanlarla Arap turistlere karşı kışkırtıyor, daha sonra da yabancı turistlerin azaldığından şikâyet ediyor.
Yalan üstüne yalan, dezenformasyon üstüne dezenformasyon.
Bu zat ve çevresinin sadece Arap turistleri hedef alıp Batılı turistler ile ilgili ise tek kelime etmemesi oynadıkları oyunu açıkça ortaya koyuyor.
Dışardan aldıkları talimatla özellikle Körfez bölgesinden gelen turistlere karşı ayak takımının ayranını kabartıp bu turistleri ülkemizden kaçırmayı hedeflediklerini tahmin etmek güç değil.
Türkiye’den kaçan bu turistler de Avrupa’nın yolunu tutuyorlar.
Tabii malum şahsın hayatı yalan olduğu için Türkiye’ye gelen turist sayısı ile ilgili bilgiler de külliyen yalan.
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin yayınladığı istatistiklere göre, 2024 yılının ilk altı ayında ülkemize gelen turist sayısı bir önceki yılın ilk altı ayına göre yüzde 13,91 oranında artmış.
Yani 2023 yılının ilk altı ayında ülkemize 19 milyon 618 bin 196 turist gelirken bu rakam 2024 yılının ilk altı ayında 21 milyon 644 bin 659’a yükselmiş.
Gördüğünüz üzere turist sayısında bir azalma yok; bilakis artış var.
Yerli turist için tatil bölgelerinin enflasyondan ve açgözlülükten dolayı aşırı pahalı hâle geldiğibir gerçek fakat bundan hareketle, yabancı turistin Türkiye’yi tercih etmediği ise koca bir yalandan ibaret.
İşte toplumsal bir sorunu kullanıp ‘bazı doğrulara bir sürü yalan katmak’ aşırı sağcı ve ırkçı popülistlerin tüm dünyadaki ortak yöntemi.
Ülkemizdeki ırkçı-Tengriciharekete yön verenlerin bu ülkenin hayrını zinhar istemediklerini; bilakis ülke dışındaki güç odaklarına hizmet eden ajan provokatörler olduklarını bilmemiz elzem.
Bu noktada söz konusu kişilerin, toplumumuzunbazı meşru talepleri ve sorunlarını suiistimal ederek melanetlerini işlediklerinin de farkında olmamız lazım.
Devlete düşen, meşru talepleri dikkate alarak düzenlemeler yapmak ve bu ajan provokatörlerin iç ve dış bağlantılarını deşifre edecek adımları atmaktır.
Aksi takdirde bunların desiselerinden tüm toplumumuz zarar görecektir.