İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’in 2 Ekim’de yapılacak altılı masa toplantısında partisinin cumhurbaşkanı adayı olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı teklif edeceğini yazmıştım.
Parti içinden aldığım kulis bilgiler böyle…
Hatta hatta;
İYİ Parti teşkilatlarında yenilik hazırlığı olduğu, yenilik çalışmalarıyla birlikte görev değişikliklerinin hayata geçirilmesi için İYİ Parti adayı olarak Mansur Yavaş’ın açıklanmasının beklendiği…
Hatta hatta;
Mansur Yavaş Millet İttifakı’nın adayı olursa yaklaşık 50 İYİ Parti il başkanının milletvekili adaylığı için istifa etmeyi düşündüğü…
Ne var ki, İYİ Parti’deki hazırlıklar CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun 9-13 Ekim tarihlerinde yapacağı Amerika seyahati sebebiyle ertelenecek gibi görünüyor.
Zira Kılıçdaroğlu’na çıktığı son televizyon programında da yarı açık yarı gizli şerh koyan, duvar ören Akşener’in de 2 Ekim’de yapılacak altılı masa toplantısında partisinin cumhurbaşkanı adayı olarak Mansur Yavaş teklifini Kılıçdaroğlu’nun Amerika dönüşünden sonraki altılı masa toplantısına erteleyeceği konuşuluyor.
Akşener o son televizyon programında; “Ömer Seyfettin’in Diyet’ini ödedik, borcumuzu ödedik, hatta alacaklı haline geldik” diyerek altılı masanın Kılıçdaroğlu’nun adaylığını tasdik edecek noterlik makamı olmadığını söyledi.
Nihayet sık sık söylemiş olduğu; “Dayatma söz konusu olamaz, Kazanacak aday…” sözlerini yineledi.
Gelgelelim madalyonun öbür yüzüne; bayram değil seyran değil, CHP lideri Kılıçdaroğlu Amerika’ya neden gidiyor?
Kılıçdaroğlu Amerika’ya gitmiyor, çağrılıyor;
“Eski bir SSK’cı, çok da yeni olmayan bir politikacı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, gel bakalım buraya…”
Amerika’da ABD Dışişleri, Senatör Bernie Sanders, Büyükelçilik, Dünya Bankası, Türk öğrenciler ve iş insanları, düşünce kuruluşları ve Washington Post Gazetesi ile görüşeceği yazıldı.
Bana sorarsanız kapalı kapılar ardında kimlerle, neleri konuşacağı merak edilen Kılıçdaroğlu’na, Millet İttifakı’ndaki pozisyonu hatırlatılarak Akşener’in çizgisine gelmesi istenecek. İstenmeyecek; dayatılacak!
Cumhurbaşkanlığı adaylığında ısrarcı olmasının Millet İttifakı’nın ruhuna uygun olmadığı, kendisini masanın sahibi olarak görmesinin masanın asıl kurucusu ‘üst aklın’ aklıyla alay etmek olduğu hatırlatılacak.
Masadaki figüranlık rolünden fazla, farklı tavırlara girmesinin günün sonunda asıl hedefi gözden kaçırmayı, seçimi kazanmayı tehlikeye sokmak olacağı dikte edilecek.
Çarklarıyla meşhur çarkçıbaşı Kemal Türkiye’ye döndüğünde görün bakın neler olacak.
Adaylık ısrarından vazgeçtiği gibi İYİ Parti’nin Mansur Yavaş teklifine mesafeli duruşundan vazgeçecek.
Türkiye’ye döndüğünde Millet İttifakı aç parantez altılı masa, birinci turda iki adaylı Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası hazırlıklarına başlayacak.
Mansur Yavaş’ın adaylığı ilan edildikten sonra, Millet İttifakı içinde HDP + sol bileşenler + CHP’nin ortak adayı açıklanacak.
Mecburi zaruri istikametin ikinci turda, Millet İttifakı’nın bütün bileşenlerini, kazanan yani ikinci tura kalan aday etrafında birleştireceğini defalarca belirttim.
Başka çareleri yok…
İkinci tura Mansur Yavaş kalırsa sol bileşenlerin tamamının oyunu alacak.
Ne yani, Erdoğan’a mı verecekler?
Maskeler ikinci turda düşecek, tiyatro ikinci turda bitecek.
Eğer sol bileşen ikinci tura kalırsa, İYİ Parti’nin nasıl da HDP’nin desteklediği adaya oy vereceğini hep birlikte göreceğiz…