Diriliş Postası Muhabiri İbrahim Seçkin Talaş/Ankara

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘müjde’ olarak Türkiye’ye açıkladığı Zonguldak açıklarında bulunan Tuna-1 kuyusunda keşfedilen 320 milyar metreküp doğalgaz rezervinin yansımaları devam ediyor. Siyaset Bilimci Umur Tugay Yücel, ‘Sakarya Gaz Sahası’ olarak adlandırılan bölgeden çıkarılacak doğalgaz rezervini değerlendirdi.

Siyaset Bilimi Uzmanı Umur Tugay Yücel

Karadeniz’de kıyı devletlerinin petrol ve doğalgaz arama ve sondaj faaliyetlerinin bulunduğuna değinen Yücel, bölge devletlerinin kıta sahanlığının belli olmasının bir avantaj olduğunu, Akdeniz’de yaşananların tersine sorunsuz bir bölge olduğunu dile getirdi. Yücel, “Türkiye’nin yıllık doğal gaz tüketimine baktığımızda 45-50 milyar metreküp civarı olduğunu görüyoruz. Matematiksel hesaplamalara göre şu an 6-7 yıllık bir rezerve sahibiz. Bir süre sonra başka müjdelerle gelecekte Türkiye’nin daha uzun yıllar enerji konusunda elini rahatlatacağını söyleyebiliriz” dedi.

BİR KEŞİFTEN FAZLASI

Umur Tugay Yücel, Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz rezervi ile yeni dönemin temellerinin atılacağını belirterek, keşfin ekonomik, siyasi, psikolojik, askeri ve stratejik öneme sahip olduğunu söyledi. Yücel, “Bu keşif bir doğal gaz rezervinden daha fazlasıdır. Çünkü bu rezerv Türkiye tarihinin en büyük enerji keşfidir. Tabi bu keşfi yapan kaynakların çoğu yerli ve milli kökenlidir. Daha da ötesi Türkiye’nin mavi vatanında enerji kaynaklarının varlığı da ispatlanmış oldu. Artık enerji tüketen yerine enerji üreten bir profile sahip olabiliriz” dedi.

Coğrafi şartlar, teknolojik alt yapı, iş birliği ile 2023 tarihinin Türkiye için büyük şeyler ifade ettiğine değinen Yücel, “Eksen konusu üzerine çok tartışıldı. Türkiye medeniyet taşıyıcısı bir merkezi güç olma potansiyeline sahiptir. Yalnız enerji bağımsızlığı ve enerji güvenliği sağlanmadan büyük güç olmak imkansızdır. Dünyada ilk on ekonomiden biri olacaksak bu enerji konusunda yapacağımız hamlelere bağlıdır” ifadelerini kullandı.

SIRA NÜKLEER GÜÇ OLMAKTA

Doğal gaz rezervinin itici güç olarak ortaya çıktığını belirten Siyaset Bilimci Yücel, Doğu Akdeniz’de Yunanistan’a verdiği destekle gündemde olan Fransa’nın elektrik üretiminin yarısından fazlasını nükleer santrallerden karşıladığını sözlerine ekledi. Yücel, “Rüzgâr ve güneş enerjisi yanında nükleer güç içinde uzun vadeli stratejiler belirlemeliyiz. Enerji de dışa bağımlılık azaltılmadan iç ve dış politika da hareket kabiliyetiniz her zaman kısıtlı kalır. Çünkü imalat sanayiden savunma sanayine, ordumuzun yürütülmesinden hayatımızın günlük devamına kadar her şey enerji ile bağlantılıdır. Türkiye’nin sahada somut başarılarını masa da devam ettirmemiz şarttır” dedi.

DOĞALGAZ KEŞFİ BİR BASAMAK

Türkiye’nin Karadeniz’de keşfettiği doğalgaz rezervinin bir basamak olduğuna dikkati çeken Yücel, gereken adımlar atıldığı takdirde uluslararası sistemde yeni düzen kurucu bir ülke olunabileceğine işaret etti.

DÜNYANIN SAYILI ENERJİ FİLOSUNA SAHİBİZ

Türkiye’nin Karadeniz’deki kıta sahanlığı içerisinde yer alan bölgede enerji hikayesine sorunsuz başladığına dikkati çeken Yücel, keşfedilen 320 milyar metreküp rezervin motive edici olduğunu belirterek, bu rezervin Karadeniz ve Akdeniz’de daha büyük sondajların ortaya çıkaracağı rezervlerin habercisi olduğunu kaydetti. Yücel, “Türkiye şu an 2 sismik gemisi ve 3 derin sondaj gemisi ile dünyada sayılı enerji filosuna sahip ülkelerden biri haline geldi. Açıkçası yapılan yatırımların ne kadar vizyon sahibi ve gerçekçi bir stratejiye sahip olduğu kanıtlandı. Bunun yanı sıra gazın 2023’te yani 100. yılımızda kullanılacağı ifade edildi. Ki bunun normal şartlar altında gerçekleşmemesi için hiçbir neden yoktur” diye konuştu.

Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin varlığını engelleme çabası içinde olan ülkelerin oldukça endişeli olduğunu belirten Yücel, Türkiye karşıtı ülkelerin ortaklıklara ve hamlelere katıldığını belirterek, “2023 vizyonu çerçevesinde artık bir deniz ülkesi olduğumuz her alanda ilan edilmelidir. Özellikle askeri deniz filomuzun büyütülmesi ve modernleştirilmesi öncelikli bir meseledir. Bunun yanında deniz üslerimizin çoğaltılması da artık şarttır. Çünkü hem Karadeniz hem Doğu Akdeniz uzun yıllar bölgesel ve küresel güçlerin çekim merkezi olacaktır. Tabi ki yine gözden kaçmaması gereken bir nokta da TPAO ve BOTAŞ gibi kurumlarımızı hem personel hem de teknolojik açıdan hızla geliştirmeliyiz. Dahası bunları bir dünya markasına çevirmeliyiz. Enerji konusunda Azerbaycan gibi müttefiklerimiz ile uzun vadeli iş birliğine gitmeliyiz” diye görüş bildirdi.

Editör: Haber Merkezi