İstanbul’da yaşayan Bahar ve Orhan Eryiğit çiftinin kızları Duru Eryiğit’in kanserle mücadelesi henüz daha 7 aylıkken başladı.
Vücudunda karartı olması ve sık sık ateşlenmesinden şüphelenen ailesinin hastaneye başvurması üzerine yapılan tetkikler sonucu Duru’ya, genellikle bir yaş altı bebeklerde görülen 4. evre yüksek risk nöroblastom tanısı kondu.
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavisine başlanan Duru’nun karın bölgesinden 1 kilogram ağırlığındaki 15 santimetrelik tümör ameliyatla alındı.
KEMOTERAPİ VE RADYOTERAPİ ALDI
Tedavi süresince 8 kür ağırlaştırılmış kemoterapi ve 21 kür radyoterapi alan minik Duru’nun tahlil ve görüntülemelerinde vücudunda hala tümör kalıntıları olduğu tespit edildi.
Doktorları, minik Duru’nun ailesine, Türkiye’de 2020 itibariyle yüksek risk nöroblastom grubu için uygulamaya konulan tedavi protokolüne göre, anti-GD2 tedavisi (Qarziba-Dinutuximab) verilmesinin gerektiği belirtti.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanmaması ve maliyetinin çok yüksek olması sebebiyle ilacı temin edemeyen Eryiğit ailesi, kızlarının tedavisinde gerekli olan 4 milyon liranın toplanabilmesi için İstanbul Valiliği’ne başvurdu.
MİNİK DURU’NUN TEDAVİSİ İÇİN BAĞIŞ HESABI AÇILDI
Yapılan incelemelerin ardından minik Duru’nun tedavi masraflarının karşılanabilmesi için İstanbul Valiliği’nin onayıyla bağış hesabı açılarak, “Duru’ya Umut Ol” adlı yardım kampanyası başlatıldı.
Hayırseverler kampanyaya, Ziraat Bankası İzmir Balçova Şubesi “TR550001000808536637365003” IBAN numaralı hesaptan Türk lirası, İstanbul Nato Yolu Şubesi “TR060001002624536637365004” IBAN numaralı hesaptan ise avro olarak bağışta bulunabiliyor.
Ayrıca ailenin kampanyayı daha fazla kişiye duyurmak amacıyla açtığı “@Duruyaumutol” Twitter hesabı ve “duruya_umut_ol” Instagram hesabından kampanyayla ilgili detaylı bilgiye ulaşılabiliyor.
“HASTANEDE ZORU BİR SÜREÇ BAŞLADI”
Anne Bahar Eryiğit, Duru doğmadan önce bembeyaz, masmavi gözlü bir bebekleri olacağını hayal ettiklerini, öyle de olduğunu söyledi.
Ancak kızının ilk 5 ay vücudundan karartı olmaya başladığını belirten Eryiğit, “Hastalığından dolayı mıydı, bilmiyoruz. Sonradan bembeyaz oldu ama gerçekten bembeyaz. İçindeki kötü kitle çocuğumuzun kanını sömürmüş. Hastaneye rutin olarak giderdik. Ateşi çıktığında da diş çıkarıyor sandık. Çok üstelemedik ama kan değerlerine bakıldıktan sonra yavaş yavaş ne olduğunu, ne olacağını ya da doktorların neden bu kadar incelediğini anlamaya başladık.” diye konuştu.
Kızının hastalığının ne olduğunun anlaşılması için 4 Eylül 2019’da hastaneye yatırıldığını aktaran Eryiğit, şöyle devam etti:
“O günden sonra da zaten hep hastanedeyiz. Sonrasında çok zorlu bir süreç başladı. Zor demek az kalır aslında. Çünkü görünürde çocuğunuzda bir şey yokmuş gibi oluyor. Normal çocuklar gibi gülüyor, oynuyor ama ilaçları almaya başladığında yavaş yavaş anlatmaya bile dilim varmayan hallerini görmeye başladık. Eskiden hafta sonu evde bir şey yapmadan geçen günlere sitem ederdik, ne lüksmüş aslında. Biz yine arada evine gelip gidebilen tarafdaydık. Hastaneye bir kere girip 2 sene hiç çıkamayan anne ve çocuklar var. Zaten bu 1 yılda sadece kendi çocuğumuza üzülmedik, oradaki herkes kendi çocuğun oluyor. Hepsinin derdi derdin, acısı acın.”
“7 AYLIK BEBEĞİMDEN BİR KİLO KİTLE ÇIKARILDI”
Anne Eryiğit, kızının hastalık sürecine ilişkin ise şunları anlattı:
“7 aylık bebeğimden 1 kilogram kitle çıkarıldı. 1 kilogram… Zaten canı neydi ki, ya da o onunla nasıl yaşamış, biz nasıl farketmemişiz? Özellikle anneler kendilerini suçluyor. ‘Acaba hamileyken ne yedim ondan mı oldu, çok stresli bir hamilelik geçirdim ondan mı oldu?’ gibi… Ama Allah bize bunu sundu hamdolsun. Yapabileceğimiz tek şey, onlar iyi olsun diye ‘Anne baba olarak neyi en iyi yapabiliriz?’ onu bulmak. Mesela doktorlar zaten en zorları için elinden geleni yapıyor ama bazı ilaçlar büyük küçük demeden her çocuğu pişik yapabiliyor. Pişik derken öyle kremle geçen cinsinden değil. Onun için günlerce bebeğim altı açık uyurken, hastanede hiç uyumadan sabahladığım zamanlar oldu. Böyle söyleyince ‘Ne var ki bunda?’ oluyor ama hematoloji, onkoloji annelerine sorun bunun ne demek olduğunu.”
“BELKİ DE DURU’NUN KALICI ŞİFASI BU İLAÇTA”
Bir yıldır dedesi, babaannesi ve anneannesi dahil hiç kimsenin Duru’yu görmediğini belirten Eryiğit, “O kadar neşe ve hayat dolu sosyal bir çocuk ki… 7 aylıkken soyutlandı çevresinden belki ama insanlarla özellikle doktorlar, hemşireler ve hasta yakınları ile yani her gittiğimiz hastanedeki insanlarla iletişimi çok iyi. Herkesle ayırt etmeden konuşmaya, iletişim kurmaya çalışır. Hep güler, ağlarken çok az görürsünüz Duru’yu. Bu süreçte bir kere markete doğru yürüttük. Her gördüğüne yol kenarından çiçek koparıp vermeye çalıştı.” ifadelerini kullandı.
Tedavide belli bir noktaya geldiklerini aktaran Eryiğit, “Bu ilaca Duru’nun da normal çocuklar gibi bir hayat sürdürebilmesi için çok fazla ihtiyacımız var. Belki de Duru’nun kalıcı şifası bu ilaçta. Dualarınızı eksik etmeyin. Çünkü ‘Bu hastalık kesin bitti.’ denmiyor hiçbir zaman. Allah’tan duamız Rabb’im tüm şifa bekleyenlere kalıcı şifa versin. Durumuzu da bize bağışlasın.” şeklinde konuştu.