Suudi Arabistan, Abdülfettah El Sisi’nin Riyad’a tamamen sırt çevirip azılı bir düşmana dönüşmesinden korkuyor.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Iyad Medeni, 2014’ten bu yana yürüttüğü görevinden “sağlık sorunları” nedeniyle istifa ettiğini açıkladı.
Suudi Arabistan, Medeni’nin yerine eski bakanlardan Yusuf Bin Ahmed El Useymin’i önerdi.
Medeni’nin istifa gerekçesi olarak her ne kadar sağlık sorunları gösterilse de bu istifanın Mısır’ın ve belki de Kahire’yle birlikte başka başkentlerin baskıları sonucu geldiği biliniyor.
Yani kesinlikle normal bir istifa değil.
Bilakis ortada bir “istifaya zorlama” ve hatta “görevden alma” olayı var.
“Niçin?” diye sorulacak olursa kısaca “Abdülfettah El Sisi’nin hatırı için” diyebiliriz.
Tunus’ta yaptığı “latife” Medeni’nin başını yedi.
İİT Genel Sekreteri’ni istifaya götüren süreç, Abdülfettah El Sisi’nin Mısır halkını fakirliğe razı etmek ve halinden şikâyetçi olmamasını sağlamak amacıyla gençlere nasihat ederken kendinden örnek vermesiyle başladı.
Cunta liderinin, “Zengin bir aileden gelmeme rağmen on yıl boyunca buzdolabımda sudan başka bir şey olmadı fakat hiç kimse şikâyet ettiğimi duymadı” sözü hem Mısır’da hem de Arap sokağında alay konusu oldu.
Medeni, Tunus’ta katıldığı programda konuşmasına başlarken Tunus Cumhurbaşkanı El Baci Kayid El Sibsi’nin adını yanlışlıkla “El Sisi” olarak telaffuz edince, önce ismi El Sibsi olarak düzeltti ve ardından da dayanamayarak espriyi patlattı.
Tunus Cumhurbaşkanı’na dönerek, “Bu fahiş bir hata oldu. Eminim sizin buzdolabınızda sudan daha çok şey var” deyiverdi.
Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi’ye ve Mısır’a hakaret edildiğini öne süren Mısır medyası Medeni’yi derhal hedef tahtasına oturttu.
İİT Genel Sekreteri hakaret etme gibi bir amacı olmadığını, sadece “latife” yaptığını söyleyip özür dilese de cunta ve darbe yanlıları tarafından özrü yeterli görülmedi.
Riyad’a baskı yapmayı sürdürdüler ve sonuçta Medeni’nin kellesini almayı başardılar.
Şimdi zafer çığlıkları atıyor, daha dün hakaret üstüne hakaret ettikleri Kral Selman’ı öve öve bitiremiyorlar.
Kahire’nin Riyad’a baskı için hangi kartı kullandığını ve Suudi Arabistan’ı neyle tehdit ettiğini şu an için bilmiyoruz.
Fakat Kral Selman’ın Mısır’ın şantajına ve baskıya boyun eğdiği bir gerçek.
Medeni’nin istifası, Riyad-Kahire ilişkilerinde oluşan ve son günlerde kendini iyice gösteren yeni dengenin en somut kanıtı.
Bu yeni dengeyi şu şekilde özetleyebiliriz:
Mısır cuntası Suudi Arabistan tarafından en ufak bir şekilde eleştirildiğinde veya Riyad’dan istediğini alamayınca İran’a ve müttefiklerine yaklaşarak şantaj yapacak.
Darbe yanlısı medya Suudi Arabistan’a, yönetimine ve halkına en ağır ifadelerle saldıracak.
Riyad da Mısır’ı kaybetmemek için tehdide ve şantaja boyun eğecek.
“Kral Selman Kahire’nin baskısına neden boyun eğdi? Acaba kraliyet ailesinin kaseti mi var?” türünden sorular gündeme gelse de az önce özetlediğim yeni dengenin oluşmasını sağlayan etken çok daha başka.
Suudi Arabistan, Abdülfettah El Sisi’nin Riyad’a tamamen sırt çevirip azılı bir düşmana dönüşmesinden korkuyor.
Darbeciler de bu korkunun farkında ve Riyad’ın bu korkusunu sonuna kadar kullanmakta kararlılar.
Anlaşılan Suudi Arabistan, “Şantaja bir kez boyun eğersen ikinci kez, üçüncü kez yine boyun eğmek zorunda kalırsın” kuralının henüz farkında değil.
Ya da farkında fakat çaresiz.
Milyar dolarlarla besledikleri canavarın tehdit ve şantajlarına, aşağılamalarına ve hakaretlerine katlanmak zorundalar…