Esed/Hamaney rejimi”ne karşı özgürlük mücadelesi veren Suriye halkıyla ve komşumuz Suriye’yle ilgili acı-tatlı her türlü gelişme Türkiye’de diğer ülkelerdeki gelişmelere göre daha yakından takip ediliyor.Bir başka komşumuz Irak’ta olan biten hakkında ise neredeyse hiçbir şey bilinmiyor. Çünkü Irak’ta yaşananlar gündem olmuyor, haber ve yorum konusu yapılmıyor. Bunun nedenlerinden biri de her türlü pisliğin ve suçun üzerini örtmekte kullanılan “IŞİD’e karşı savaş” örtüsünün Irak’ta Suriye’dekinden daha kalın olması. O örtü sayesinde örneğin Felluce’de bombalanan hastaneden veya “Ebu Azrail” lakaplı Şii milisleri komutanının bir Sünni Iraklıyı yakarak direkte sallandırdığı cesedini döner keser gibi kesmesinden kamuoyunun haberi olmuyor. IŞİD vahşetine çevrilen dikkatler diğer tüm vahşetleri gözlerden ırak tutuyor.
Irak’ın talihsizliği, Şii milisler-IŞİD ikilemine sıkışıp kalmış olması. Suriye’deki gibi hem rejime karşı hem de IŞİD’e karşı savaşan ve bölge ülkelerince desteklenen güçlü muhalif gruplar yok. Üsame El Nuceyfi ve benzerleri, halkı hem IŞİD’den hem de Şii milislerden koruyacak durumda değiller. Şii milis liderleriyle kol kola politika yapanların bunu yapabilmeleri zaten imkansız. Ayrıca Irak’ta İran nüfuzu Suriye’dekinden çok daha güçlü ve Washington ile Tahran’ın çıkarları örtüşüyor.
Ankara’nın çeşitli dengeler dolayısıyla Suriye ve Irak politikalarının farklı olmasını da Irak’ta yaşananlara duyarsızlığımızın nedenleri arasında sayabilirsiniz. Irak’taki sıkışmışlığı ve kısır döngüyü aşmak için zaman zaman bir takım samimi girişimlerde bulunuldu. Fakat arkasında güçlü devlet desteği olmadığı için hiçbiri başarılı olamadı.
Irak için yine benzer bir girişim gündemde. Müsenna Haris El Dari başkanlığındaki Irak Müslüman Alimler Heyeti, 15 Ağustos’ta “Kapsamlı Irak Projesi – Irak’ı ve Bölgeyi Kurtarmak İçin Uygun Çözüm” adıyla bir çağrı yayınladı. Öncelikle Irak’ın içinden geçtiği şartlara dikkat çekilen çağrıda, neden böyle bir çağrıya gerek duyulduğu maddeler halinde anlatıldıktan sonra, yararlı ve kesin çözümler ortaya çıkaracak ortak bir çalışmaya ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Dört madde halinde yapılan çağrıda özetle mevcut siyasi yapıya muhalif olan grupların, politikacıların, bilim adamlarının ve entelektüellerin katılacağı bir dizi konferans düzenlenmesi ve ortak bir çatı yapı oluşturulması talep ediliyor. Böyle bir çatı yapının ortaya çıkmasının değişimin yol açacağı boşluktan endişe duyanların kaygılarını giderebileceğine dikkat çekiliyor.
Irak Müslüman Alimler Heyeti’nin bu girişiminin başarılı olabilmesi için hem halk desteği hem de bölge ülkelerinin güçlü desteği gerekli. Ortaya çıkacak yapı, halk desteğine sahip olmak için halkı Şii milislerin ve mezhepçi hükümet güçlerinin vahşetinden koruyabileceğini göstermeli Bölge ülkelerinin desteğini alabilmek için de IŞİD’le mücadele etmeli. Mevcut şartlarda IŞİD’e sessiz kalan bir yapının – Türkiye dahil – bölge ülkelerinden destek alamayacağını Iraklılar artık anlamalılar.
Irak halkı ülkedeki kötü yönetimden ve yolsuzluklardan bıkmış halde. Başkent Bağdat’ta ve diğer birçok bölgede düzenlenen protesto gösterileri neticesinde Irak Başbakanı Haydar El Ibadi göstermelik bazı adımlar atmak zorunda kaldı. Fakat “Bilâdu’r Râfideyn”in sorunu birkaç düzenlemeyle çözülebilecek bir sorun değil.
Daha çok ilgi, daha çok destek ve gerçekçi çözüm önerileri gerekiyor.