Olay günü sabah erken saatlerde dehşeti yaşadıklarını belirten Recep Kınalı, "Sabaha karşı uyandığımızda evde hiçbir şey yoktu; ne bir koku ne de bir yan etki hissediliyordu. Ancak bir süre sonra eşimi yerde, kendimi yatakta adeta bitkisel hayatta buldum. Oğlum kıvranıyordu. Ambulans geldiğinde beni kucaklayarak dışarı çıkardılar. O sırada oğluma kalp masajı yapıldığını gördüm. O an tamamen yıkıldık" ifadelerini kullandı. 

"Bize hiçbir uyarı yapılmadı" 

Alt ve üst kat sakinlerinin 3 gün boyunca binaya girmemesi konusunda uyarıldığını savunan ziraat mühendisi B.Ö.'nün bu iddiasına tepki gösteren Kınalı, şunları söyledi: 

Bakan Memişoğlu, helikopter kazasında hayatını kaybedenlerin ailelerine taziyede bulundu Bakan Memişoğlu, helikopter kazasında hayatını kaybedenlerin ailelerine taziyede bulundu

"Bize böyle bir uyarı yapılmadı. İlaçlamayı yapan firmayı da tanımıyorum. Üst komşumu bile tanımam. Sadece yatalak bir teyzenin orada yaşadığını biliyorum. Binada ilaçlama yapılmış, bir komşumuza 'Camlarınız kapalı olsun' denmiş, ama bize hiçbir şey söyleyen olmadı." 

"Altay, uzun mücadeleler sonucunda doğdu" 

Altay'ın ailenin tek çocuğu olduğunu söyleyen Kınalı, yaşadıkları acıyı şu sözlerle dile getirdi: 

"Eşim daha önce 3 kez hamile kaldı ancak anne karnındayken çocuklarımızı kaybettik. Altay doğsun diye yıllarca mücadele ettik. Altay, bizim dünyamız, güneşimizdi. Oğlumuzu kaybetmekle dünya başımıza yıkıldı." 

Soruşturma derinleştiriliyor

Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan ziraat mühendisi B.Ö.'nün ifadesinde, binanın ilaçlamadan sonra 3 gün boyunca kullanılmaması gerektiğini belirttiği öğrenildi. Ancak uyarının ilgili tüm bina sakinlerine iletilip iletilmediği henüz netlik kazanmadı. 

Savcılık, ihmaller zincirini ortaya çıkarmak için soruşturmayı derinleştirirken, aile ihmali olanlar hakkında en ağır cezayı talep ediyor.   

Editör: Tuğçe Huy