Diyanet İşleri Başkanlığı'nın "Alo Fetva Hattı", 2012 yılından bu yana ülke genelindeki müftülükler bünyesinde hizmet vermeye devam ediyor.
Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Halil Kılıç, Fetva hattının 2021'e kadar sadece illerin müftülükleriyle sınırlı olduğunu söyledi.
Kılıç, "2021'den itibaren çağrı merkezi sistemine geçiş yaptık. Türkiye'nin neresinde olursa olsun vatandaşlarımız, aradığında öncelikle kendi iline, ilinde yoğunluk varsa kendi bölgesinde, orada da bir yoğunluk varsa Türkiye'deki herhangi bir ile ulaşıp sorularına cevap alabilmektedir." diye konuştu.
Din İşleri Yüksek Kurulunun fetva odalarında günlük beş uzmanın hocanın fetvaların istişaresi için görev yaptığını açıklayan Kılıç, çağrı merkezi sisteminin, kurulun uzmanları koordinesinde çalıştığının altını çizdi.
Cevapların uygunluğu denetleniyor
Kılıç, danışanların vaizin yönlendirmesiyle doğrudan kurulun uzmanlarıyla da görüşebileceğini vurgulayarak, "Sorulara verilen cevapların uygun olup olmadığını denetleme imkanımız da bulunuyor." ifadesini kullandı.
Fetva hattının ramazanda yoğun mesai harcadığına dikkati çeken Kılıç, "Ramazandan önce günde yaklaşık 3-4 bin çağrı alırken, şu an ramazan dolayısıyla günde 13 binin üzerinde çağrı geliyor. Vatandaşlarımız özellikle ramazan ayında fetva hattına ayrı bir ilgi gösteriyor. Gelen çağrı ve kayıtlardan bunu görebiliyoruz." dedi.
En çok oruçla ilgili soru geldi
Kılıç, ramazanın oruç ayı olması hasebiyle soruların büyük çoğunluğunun oruçla ilgili olduğunu, orucun niyetiyle ilgili çok sık soru aldıklarını bildirdi.
Bunun yanı sıra doğrudan orucu bozan ve bozmayan durumlarla ilgili sorular geldiğini belirten Kılıç, şöyle konuştu:
"Bunun başında 'İğne orucu bozar mı bozmaz mı?' geliyor. Yine astım hastalarının kullandığı spreyler, benzer rahatsızlıklar yaşayan kişilerin kullandığı buhar solunum cihazları ve benzeri şeyler orucu bozar mı bozmaz mı minvalindeki sorular en çok karşılaştığımız sorulardır. Dil altı hapı, kan almak, kan vermek, kusma ve benzeri gerekçelerle orucun bozulup bozulmadığına ilişkin sorular vatandaşlarımızın en çok merak ettiği şeylerdir."
Sorular en çok İstanbul'dan geliyor
Kılıç, çağrı merkezi sistemine geçildikten sonra hangi ilden en çok soruların geldiğine dair veriye ulaştıklarını ifade ederek, "Günlük 13 bin çağrının yaklaşık 2-3 bini İstanbul'dan geliyor. Bu nüfusa paralel olarak değişiyor. Daha sonra Ankara, İzmir ve Bursa gibi büyük şehirlerimiz en çok soru trafiğinin olduğu iller olarak kayıtlarımızda görülebilmektedir. Sadece hizmet içi eğitim seminerlerimize katılmış vaizlerimiz bu hatlardan görev yapmaktadır. Kadın ve erkek olmak üzere günde tecrübeli 250 vaizle bu hizmeti sürdürüyoruz." bilgisini paylaştı.
Kılıç, hattın çalışma sistemine ilişkin bilgi vererek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vaiz tarafından o an cevabı verilemeyen bir soru varsa vatandaşımızı hatta bekletilir, vaizimiz Din İşleri Yüksek Kurulundaki nöbetçi uzmanla istişare eder. O soru daha önce sorulmuş, cevabı verilmişse zaten uzmanımız o sorunun cevabını vaizimize aktarır, vaiz de vatandaşımıza cevabı iletir. Ama bazen öyle meselelerle karşılaşıyoruz ki ilk defa sorulmuş. Uzmanımız önce araştırılması gereken bir mesele olduğunu tespit ediyor. Vaizimizden soruyu soran vatandaşın irtibat numarasını not etmesini ve cevap hazırlandıktan sonra kendisine dönüş yapılacağı bilgisini iletmesini istiyor. Sorunun cevabı ilgili komisyon tarafından oluşturuluyor, cevabı ilgili vaize iletiliyor, o vaiz de vatandaşımıza geri dönüş yaparak sorusunun cevabını veriyor."
"Ramazanda her gün 09.00-22.00 saatlerinde hizmet veriyoruz"
Fetva hattının ramazandan önce hafta içi 09.00-22.00, hafta sonu ise sadece cumartesi günleri 10.00-17.00 saatleri arasında hizmet verdiğini açıklayan Kılıç, şunları kaydetti:
"Ramazanda ise her gün 09.00-22.00 saatleri arasında bu hizmeti veriyoruz. Yani haftanın her günü alanında uzman nöbetçi vaizlerimiz, vatandaşlarımızın sorularına cevap vermek için hazır bekliyorlar. Soruların doğrudan 190 hattı üzerinden telefondan sorulacağı gibi e-Devlet aracılığıyla da yazılı sorulma imkanı var."
DİYANET'İN İĞNE ORUCU BOZARMI SORUSUNA CEVABI
Gıda ve keyif verici olmayan enjeksiyonlar, yemek ve içmek anlamına gelmediklerinden orucu bozmazlar. Ancak gıda ve/veya keyif verici enjeksiyonlar orucu bozar.