Geçtiğimiz mayıs ayında Meclis’in en önemli gündem maddesi dokunulmazlıklardı.  Terörü açıkça destekleyen HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması ile başlayan tartışma, fezlekesi bulunan tüm vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması ile sonuçlandı.

Aradan 5 ay geçti, bu süre içinde dosyalar savcılıklara gitti. Terör örgütü PKK destekçisi HDP haricinde fezlekesi olan tüm vekiller de savcılıklara gidip ifade verdi.  MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de savcılığa giderek ifade verdi.

Bu arada Türkiye 15 Temmuz alçak darbe ve işgal girişimi ile karşılaştı. Millet bu hain terör işbirlikçilerini devletin içinden söküp attı. Allah (cc) ‘şer’den ‘hayır’ çıkardı.

HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ misyonlarına uygun hareket edip, savcıların çağrılarına rağmen ifade vermeye gitmeyeceklerini açıkladılar. Hâlâ gitmemede direniyorlar…

Hatırlayın, fezlekeler Meclis’te önce Adalet Komisyonu’nda görüşülmüştü. Komisyonda hakkında fezleke bulunan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması kararı çıktığında, HDP’li vekiller açıkça terör örgütü PKK lehine sloganlar attılar. Yumruklaşmalar oldu. “Biji Serok Apo” sloganları ile komisyon salonunu terk ettiler. Bu görüntüler milletin meclisine hiç ama hiç yakışmadı. Alçakça, kahpece, tuzaklarla insan katliamı yapan, kan kusan terör örgütü PKK’yı açıkça savundular. Hala savunuyorlar.  Ölen teröristlerin cenazelerine katılmakla kalmıyorlar, terör örgütü PKK’ya silah taşıma, canlı bombaya yardım ve yataklık yapma dahil dosyaları çok kabarık.

HDP’li belediyelerin tüm imkânları ile çukurlar açıp, üst aklın verdiği silahlarla Türkiye’ye saldırdılar.  Terör örgütüne belediyenin parasını aktardıkları da artık ayyuka çıktı. Döktükleri asfaltların altına tuzaklanmış bombalar yerleştirdiler. Milletin huzur ve güvenliğini sağlamak adına görev yapan nice kahramanlarımızı şehit ettiler.  Kürt halkına hizmet etmek yerine, üst aklın piyonu, oyuncağı olup, millete kan kusturdular.  Cinayetlere ortak oldular. Vatanlarını terör örgütleri üzerinden üst akla sattılar.

Güvendikleri dağlar vardı. Türkiye’yi parçalamak için devletin içinde işbirliği yaptıkları etkili FETÖ üyeleri vardı. İşgalci FETÖ üyeleri şimdi vatana ihanetin hesabını yargıya veriyorlar…

Size sıra gelmede biraz gecikme oldu bu yüzden. Ama adalet gecikse de elbet sizi kapsayacaktı. Üst aklın Türkiye sınırlarını terör örgütleri ile kuşatma harekâtına güvenmiş olabilirsiniz, ‘Fırat Kalkanı Harekâtı’ ile bu güveniniz de bitti değil mi?

Eveeet…

Kötü bir haberim var HDP’li terör destekçilerine… Yolun sonu göründü, benden söylemesi.  Milletvekilliği forsunu kullanarak kaçacak delik bulur musunuz bilmiyorum, ama şimdi yargıya hesap verme zamanı geldi.  Sırtınızı dayadığınız terör örgütleri ve onları yöneten üst aklın yapacağı bir şey de kalmadı artık. Belediye başkanlarınız hesap vermeye başladı bile… Her zaman kandırmaya alıştığınız Kürt halkı da oyunlarınıza gelmiyor. Çağrılarınız da işe yaramıyor.

Deniz bitti…

***

28 Ekim’de neler oldu?

1492  yılında Kristof Kolomb Küba’yı keşfetti ve İspanya adına el koydu.

1516  yılında Sadrazam Hadım Sinan Paşa yönetimindeki Osmanlı ordusu, Memlukları Gazze yakınlarında yendi.

1538  yılında Yeni Dünya’nın ilk üniversitesi olan Universidad Santo Tomás de Aquino kuruldu.

1636 yılında İlk Amerikan üniversitesi Harvard kuruldu.

1886  yılında Özgürlük Heykeli, Fransızların hediyesi olarak New York’a dikildi.

1908 yılında İstanbul’da Ermenice Jamanak gazetesi yayımlanmaya başladı.

1918 yılında Çekoslovakya, Avusturya-Macaristan imparatorluğundan bağımsızlığını kazandı.

1927 yılında Türkiye’de ilk nüfus sayımı yapıldı. Nüfusun 13 milyon 648 bin 270 kişi olduğu açıklandı.

1940 yılında  II. Dünya Savaşı: İtalya, Arnavutluk üzerinden Yunanistan’ı işgal etti.