Adnan Menderes Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hasan Can Oktaylar, 2007-2013 yılları arasında yoğun ve sistemli bir şekilde hemen hemen tüm merkezi sınavlarda kopya çekildiğini iddia etti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında görevli Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman’ın 2010 KPSS ile 2009, 2012 KPSS, 2013 ALES, 2013 YDS ve İç Denetçilik Sınavı’nın mercek altına alınacağı yönündeki açıklamaları, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) değişik sınavlarda da soruları önceden ele geçirdiği ve bu sınavlarda kopya çekildiği iddialarını güçlendirdi.
Konuya ilişkin AA muhabirine açıklama yapan Adnan Menderes Üniversitesi Öğretim Görevlisi Oktaylar, 2010 KPSS’ye ilişkin yaptığı istatistiki çalışmalar ve analizlerin, kopyanın Eğitim Bilimleri oturumunun yanı sıra Genel Kültür, Genel Yetenek oturumlarında da çekildiğini gösterdiğini bildirdi.
Buna bağlı olarak 3 bine yakın öğretmen adayının ve sadece Genel Kültür ve Genel Yetenek oturumundan gelen KPSS3 puanıyla B grubu kadrolara 6 bin adayın kopya çekerek yerleştiğini hesaplamalardan tahmin ettiklerini dile getiren Oktaylar, “2010’daki kopyanın çok geniş kitlelere ulaştığı istatistiksel olarak da görünüyor. Ancak tahminlerimiz, ÖSYM’nin yaptığı diğer başka sınavlarda, 2010 KPSS kadar kapsamlı olmasa da daha dar sayıda olmak üzere 2013 yılına kadar sürekli olarak kopya çekildiği yönünde.” diye konuştu.
“Deliller yok edildi”
Hasan Can Oktaylar, soruların sızdırıldığı yıllarda FETÖ’cü savcılar tarafından mevcut delillerin de yok edildiğinden kopyanın ispatlanamadığını, sürecin bu yıla kadar geldiğini ifade etti.
“2007-2013 yılları arasında yoğun ve sistemli bir şekilde hemen hemen tüm merkezi sınavlarda dar veya geniş kapsamlı şekilde kopya çekildiğini iddia ediyorum.” diyen Oktaylar, şöyle devam etti:
“Tahminlerimiz odur ki 2007 itibarıyla ÖSYM’nin soru bankası FETÖ’cülerin eline geçti. Yani çalışanların soru bankasından dışarı soru sızdırma imkanları arttı. 2010’da bu soru sızdırmayı fütursuzca yaptılar. Pek çok kurumun kritik merkezlerine bu sınavlarla atamalar oldu. Bu sınav dikkat çekti, çünkü kopya çeken kişi sayısı 9-10 bindi. İddiamız 2007-2013 yılları arasında özellikle FETÖ ile irtibatlı akademisyenler için Tıpta Uzmanlık Sınavından (TUS) tutun yabancı dil barajının aşılması için yeni adıyla Yabancı Dil Sınavı (YDS) eski adıyla Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı’na (ÜDS) kadar birçok sınavda kopya çekildiğidir.
Ancak bu sınavlarda kopya için soruların verildiği kişi sayısı binleri bulmuyordu. TUS’ta tahminimize göre sorular 40-50 kişiye, ÜDS’de en fazla 100-150 kişiye sızdırılmıştır. Bu rakamlar istatistiklerde çok oynama yapmaz. Bu terör örgütüne ait akademisyenlerin en az yarısının bu şekilde barajları geçtiğini düşünüyoruz.”
2012’de de kopya olduğu iddiası
2010 KPSS’deki kopya iddialarının basında geniş şekilde yer almasının ardından 2011 KPSS’de kopya çekilmediğini düşündüğünü dile getiren Oktaylar, “Ancak 2012 KPSS’de de yine kopya çekildiğini iddia edebiliriz. Belki yoğunluğu 10 bini bulmadı ama en az 100-200 kişiye soruların sızdırıldığını düşünebiliriz.” diye konuştu.
Oktaylar, alınan önlemler sayesinde ÖSYM merkezli sınavlarda 2013 KPSS’den itibaren kopya çekilmediğini tahmin ettiğini, bu dönemde kopya bulgusuna rastlamadığını söyledi.
Soru kitapçığının kullanım biçimi, cevap anahtarlarının incelenmesi halinde kopyaya ilişkin yüzde 20-30 oranında hata payıyla bir kanaat oluşturulabileceğinin altını çizen Oktaylar, “Bunlar çıkarılabilir ancak tahminim bu soru kitapçıklarının ve cevap anahtarlarının imha edildiği yönünde.” dedi.
“Kopya reel veriler üzerinden takip edilmeli”
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi ise FETÖ’nün çok geniş alanda yanlış iş yaptığının bir bir ortaya çıktığını ifade etti.
Merkezi sınavlarda geniş ya da dar kapsamlı kopya çekilip çekilmediğinin reel veriler üzerinden takip edilmesi gerektiğine işaret eden Selvi, “Bu yapının devlet içerisinde sınavlara müdahale edebilecek ortam oluşturduğu, buralarda bir düzenbazlık çevirdiğine yönelik bir kanaat var. Bu kanaat bizde de var. TUS, ALES, üniversiteye giriş, yabancı dil sınavlarında, polisliğe, askeri okullara giriş sınavlarında birtakım yanlış işler yaptıkları yönünde bizde de bir kanaat var.” diye konuştu.
Sınavlara yönelik iddiaların yargı birimleri ve bilirkişi incelemeleriyle tespit edilmesi gerektiğine işaret eden Selvi, “Bu tartışmalar, herhangi bir kişinin yetkisi ve görevi ne olursa olsun keyfi bir açıklama üzerinden yapılmamalı. Şu da incelensin bu da incelensin yaklaşımlarıyla hedef saptırılıyor denebilir. Bunlara da fırsat vermeden ciddi bir şekilde incelenmeli. Her türlü adaletin tesisi için desteğimizi de veririz.” değerlendirmesinde bulundu.