ABD Dışişleri Bakanlığı 2018 İnsan Hakları Raporu’nu açıkladı. Sözde raporda Türkiye’de devam eden FETÖ operasyonlarına geniş yer ayrılırken, Mısır, Suudi Krallığı gibi dikta rejimlerinde yaşanan ihlaller görmezden gelindi. Bakanı Mike Pompeo’nun katılımıyla duyurulan sözde raporun Suudi Krallığı’nın değerlendirildiği bölümde, Suudilerin İstanbul Başkonsolosluk binasında vahşice katledilen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ölüm emrini veren Suudi Prens MbS’nin isminin yer almaması dikkat çekti.

BASKICI DEVLETLER SİVİL TOPLUMDAN KAÇIYOR

Otoriter devletlerin sivil toplum denetiminden kaçmak için baskı uyguladığına vurgu yapılan raporda, otoriter devlet olarak Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore hükümetleri örnek gösterildi. Raporda Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı baskıya dikkat çekilirken, 800 bin ile 2 milyon arasında Uygur, Kazak ve diğer Müslüman gruplara ait bireylerin toplama kamplarında tutulduğunun altı çizildi.

PKK’YA KISA ELEŞTİRİ!

Sözde raporda terör örgütü PKK uzantısı Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) sebep olduğu ihlallerin kısa ifadelerle yer alması ise raporun maksatlı bir şekilde hazırlandığı izlenimi verdi. Söz konusu raporda, DSG/YPG’nin çocukları zorla silâhaltına aldığı, yakaladığı muhaliflere işkence uyguladığı ve yargısız infaz ettiği belirtildi.

İFTİRA DOLU RAPOR

Raporun Türkiye bölümünde ise birbirinden skandal ifadeler yer aldı. 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından Türkiye’de önemli ölçüde siyasi değişim yaşadığı iddia edilen raporda, darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL’in 2 yıl sürdüğü vurgulanırken, terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlar eleştirildi. Sözde raporda, yürütülen operasyonlar kapsamında yapılan gözaltı uygulamalarının keyfi olduğu iddiası öne sürülürken, şüpheli ölümler yaşandığı iftirası dile getirildi.

FETÖ ELEBAŞINA “DİN ADAMI”

Raporda terörle mücadele kapsamında 130 binden fazla memurun ihraç edildiğine vurgu yapılırken, operasyonların “din adamı Fetullah Gülen hareketiyle bağlantılı kişilere” yapıldığı belirtildi. Türkiye’nin Suriye sınırı boyunca konuşlanan terör örgütü PKK’ya karşı yaptığı sınır ötesi operasyonları da eleştiren sözde raporda, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) “Sivil kayıplara sebep oldu” iftirası atıldı.

GOLAN İŞGAL ALTINDA DEĞİL!

Söz konusu raporun İsrail bölümünde ise, daha önceki raporlarda “İşgal altındaki” ifadeleri ile tanımlanan Golan Tepeleri için “İsrail kontrolündeki bölge” denildi. ABD’li yetkililer kullanılan ifadenin bölgenin yasal statüsünü belirlemediğini belirtse de yapılan açıklama ikna edici bulunmadı. Raporda yer verilen Gazze ve Batı Şeria ile ilgili kullanılan ifadelerde de “İşgal” kelimesinin kullanılmaması da ABD’nin bölgedeki yeni yaklaşımına ilişkin işaretler verdi. Şubat ayının sonunda Teksas Senatörü Cumhuriyetçi Ted Cruz, Dışişleri Komitesine sunduğu tasarıda 1967’den beri İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri’nde İsrail egemenliğinin tanınmasını istemişti.

Editör: TE Bilisim