Uyuşturucu İle Mücadele İl Koordinasyon Kurulları Değerlendirme Toplantısında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin uyuşturucunun geçiş yolunun ortasında bulunduğunu belirterek, dolayısıyla atılacak her adımda Türkiye’nin hem kendisine hem geleceğine hem de dünyaya karşı sorumluluk sahibi olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin komşu ülkelerde devam eden uyuşturucu imal ve ticaretinden ciddi anlamda etkilendiğini vurgulayan Soylu, Türkiye’nin genç nüfusu, büyüyen ekonomisi, sosyal hayat çeşitliliği, turizmi ve bölgesindeki terörist faaliyetler sebebiyle uyuşturucu tacirlerinin de doğrudan hedefi olduğuna dikkati çekti.
Türkiye’nin sadece transit, geçiş ülkesi olmadığını, aynı zamanda bir hedef ülke olduğunu belirten Soylu, Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM) tarafından yapılan araştırmaya göre Türk vatandaşlarının yüzde 2,7’sinin ömründe en az bir defa uyuşturucu kullandığının tespit edildiği, bu oranın Avrupa ülkelerinde yüzde 25 olduğu bilgisini verdi.
“Tüm yılların en yüksek rakamıdır”
Bakan Soylu, bölgesel sorumluluğun bilinciyle 2002’den itibaren ulusal ve uluslararası operasyonel faaliyetlerin artırıldığına dikkati çekerek, uyuşturucunun sokaktaki ulaşılabilirliğini yok etmek amacıyla 2014’te narkotim ekipleri kurulduğunu aktardı. Soylu, halen bin 512 personel ve 324 araç ile 29 ilde faaliyetlerini sürdüren narkotimlerin geçen sürede operasyon sayısında yüzde 65, gözaltı sayısında ise yüzde 72 artış sağladığını belirtti.
Soylu, şu bilgileri verdi:
“Uyuşturucuyla Mücadele Daire Başkanlığının 2015’te gerçekleştirdiği 43 bin 262 operasyon tüm yılların en yüksek rakamıdır. 2016’nın 10 aylık döneminde 16 bin 252 operasyon gerçekleştirilmiş, 43 ton uyuşturucu ele geçirilmiştir. Bu operasyonlarda yakalanan 27 bin 810 şüpheliden 5 bin 529’u tutuklanmıştır. 2015’in aynı dönemine göre kıyaslandığında operasyon sayılarında ortaya koyduğumuz verilerde yüzde 56 ve şüpheli sayılarında yüzde 58 düşüş ama ele geçirilen uyuşturucu miktarında ise yüzde 34 artış söz konusudur. Ancak, 2015’in ikinci yarısından itibaren başlayan hendek olayları, artan terörist faaliyetleri ve 15 Temmuz FETÖ/PDY darbe girişimine bağlı olarak bir kısım kapasite ve enerjimizin bu alana kaydırılmasının da azımsanamayacak bir negatif etkisi bulunduğunu ifade etmek isterim.”
Uyuşturucuyla mücadeleye ayrılan kamu harcaması arttı
Bakan Soylu, şöyle devam etti:
“Buna karşın Avrupa ülkelerinden aynı yaklaşımı görmek maalesef mümkün olmamıştır. Son yıllarda ülkemizde kullanımı artan bonzai de dahil birçok sentetik uyuşturucu, Avrupa’da üretilmektedir. Bilhassa Hollanda, Belçika, Almanya ve Çek Cumhuriyetinde üretilen ecstasy tabletlerin içindeki psiko aktif madde yoğunluğu sebebiyle ülkemizde birçok vatandaşımız yaşamını yitirmiştir.
AB ülkeleri uyuşturucuyu sadece sağlık sorunu olarak görmekte ve uyuşturucunun sokak mücadelesini gereksiz bulmaktadır. Bu sebeple Avrupa’nın birçok yerinde uyuşturucu alenen satılmaktadır. Maalesef Avrupa ülkeleri, doğudan batıya sevk edilen afyon ve türevlerinin kendi ülkelerine girmesini önleme adına ülkemizle yürüttüğü iş birliği politikasını, kendi coğrafyalarında üretilen sentetiklerin üretiminin durdurulması ve ülkemize transfer edilmesini engelleme noktasında uygulamamaktadır. Net bir şekilde ifade edeyim ki bugüne kadar AB ülkelerinin ülkemizi hedef alan sentetik uyuşturuculara ilişkin önemli, sonuç odaklı hiçbir bilgi paylaşımı söz konusu değildir.”
Soylu, 2010’da uyuşturucuyla mücadeleye ayrılan kamu harcamalarının 560 milyon 835 bin 166 iken, 2015’de yüzde 15 artışla 646 milyon 192 bin 880 liraya yükseldiğini bildirdi.
Uyuşturucuyla mücadelenin üç ayağı bulunduğunu, bunların arz önleme, tedavi ve rehabilitasyon süreçleri olduğunu belirten Soylu, Türkiye’de 2002’de 11 olan tedavi merkezi sayısının 7 kat artarak 2016’da 78 olduğunu söyledi. Soylu, ancak rehabilitasyon ve sosyal uyum merkezinin bulunmadığına dikkati çekti.
Narkotim yaygınlaşacak
İçişleri Bakanı Soylu, 2017 ve sonrasında 29 ilde bulunan narkotim sayısını 81 ile yaygınlaştıracaklarını vurgulayarak, “Özellikle gözaltına aldığımız bağımlılarla ilgili narkolog denilen, gözaltındayken onlara birtakım iyileştirici önerilerde bulunan, onları psikolojik, hemen orada bir anlayışla karşı karşıya bırakan projeyi de 2017’de narkologlarla beraber başlatmayı planladığımızı ifade etmek istiyorum.” ifadesini kullandı.
Bakan Soylu, şunları kaydetti:
“Annelerin, babaların yüreklerinde hissettiği acıyı, evlatları uyuşturucu illetiyle karşı karşıya kaldığında hepiniz aynı sorumlulukla hissetmezseniz, aynı derecede hissetmezseniz biz uyuşturucuyla mücadele edemeyiz. Kafanızı yastığa koyduğunuz andan itibaren o uyuşturucu satan canavarların ve yaygınlaştırmaya çalışanların o masum meleklere nasıl musallat olduğunu ve onlarla nasıl mücadele edeceğinizi düşünmeden yatıyorsanız, yatıyorsak, bilin ki eksiklik bizdedir.”