15 Temmuz darbe girişimi sonrası başlatılan soruşturmalar kapsamında FETÖ ile ilişkili binlerce yargı mensubu açığa alınmış, yüzlercesi de tutuklanmıştı. Söz konusu yargı mensuplarının kumpaslar sonucu neden oldukları mağduriyetler giderilmeyi beklerken, Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) İstanbul İl Başkanlığı, “28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağdurları” konulu bir panel düzenledi. Kazlıçeşme Kültür Merkezinde gerçekleştirilen panele, HÜDA PAR İstanbul il teşkilatı yöneticileri, gazeteciler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, mağdur yakınları katıldı. Modaratörlüğünü Münevver Aktaş yaptığı panelin birinci bölümünde Avukat Murat Sadak, Gazeteci Arzu Erdoğral ile Esra Elönü ve Hizbullah hükümlüsü Yasin Demir’in eşi Semiha Demir birer konuşma yaptı.

“Bir an önce adım atılmalı”

Panelin açılış konuşmasını yapan HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük, İslami kesimin 28 Şubat’tan önce başlayan bir mağduriyeti olduğunu dile getirerek şöyle konuştu: “Özellikle Müslümanların 28 Şubat’ın daha da öncesinde başlayan bir mağduriyeti var. Bu anlamda FETÖ yargısı eliyle büyük bir mağduriyet var. Umarız bu panel mağduriyetin giderilmesine vesile olur. Bu memlekette birçoklarının mağduriyetlerini giderme adına önemli adımlar atılırken Müslümanların mağduriyeti hâlâ devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı 5 yıl, 15 yıldır cezaevinde olanlar olduğunu söyledi. 28 Şubat mağduriyetleriyle ilgili bir an önce önemli adımlar atılmalı. 15 Temmuz’dan sonra bu ailelerden büyük oranda bize başvurular oldu. Bu ailelerin yeniden yargılama talebi var. Cezaevinde 15-20 yıldır tutuklu olan insanlar af istemediklerini, affı suçluların istediğini söylüyorlar. Kendilerinin ise yeniden yargılama ile birlikte haklılıklarının ortaya çıkarılmasını istiyorlar.”

 “Çocuklarımız cezaevi yollarında büyüdüler”

Hükümlülerden Yasin Demir’in eşi Semiha Demir ise yaşadıkları mağduriyetleri şu sözlerle ifade etti: “Benim eşim Müslüman kimliğiyle bilindiği için zalim FETÖ’nün zoruna gitti. Öbür kardeşlerine yaptıklarını ona da yaptılar. Gece 03.00 gibi zalim FETÖ’nün polisleri evime baskın düzenlediler. Onlarca polis yüzleri maskeli, kapılarımızı fünyeyle patlatıp evime girip eşimi gözaltına aldılar. Eşim bana ‘babamı ara seni alıp götürsün’ dediğinde eşimi darp ediyorlardı. Eşimden 20 gün haber alamadık. Polisler evimde karakol kurdular. Evimde karakol kuran polislere ne olduğunu soran ev sahibimizi bile tutukladılar. Daha sonra serbest bıraktılar. Eşimin, 20 günlük gözaltından sonra Erzurum Cezaevine konulduğunu öğrendik. Bu Müslümanlara müebbet vermişlerse, ailelerine ağırlaştırılmış müebbet verdiler. Çocuklarımız cezaevi yollarında büyüdüler.”

Editör: TE Bilisim