Gençlik ve Spor Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2017 yılı bütçeleri, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi.
Komisyonda sürdürülen bütçe görüşmelerinde söz alan CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Gençlik ve Spor Bakanlığının hazırladığı bütçe kitapçığının içeriğinin sığ olduğunu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 78. yılına denk gelen görüşmelerde kitapçıkta en azından Atatürk’ün birkaç cümlesinin yer almasını beklediğini, ancak hayal kırıklığına uğradığını söyledi.
AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ da muhalefet milletvekillerinin, gençlik ve eğitimle alakalı birçok konuya değindiğini, kendisinin kanaatinin olumsuz yönde olmadığını belirtti.
Milli ve manevi değerler noktasında ülke gençliğinin, Fetullahçı Terör Örgütü’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında canlarını ortaya koyduklarını ifade eden Dağ, “Kafelerde asosyal olarak nitelendirdiğimiz gençlerimizin, her ne kadar adı darbe girişimi gibi görünse de işgal girişimine karşı ortaya koymuş oldukları mücadele takdire şayandır.” dedi.
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu da gençliğe yapılacak yatırımın, bütçeden ayrılacak payın, hiç kuşkusuz Türkiye’nin geleceğine yapılmış en önemli ve değerli yatırım olduğunu dile getirdi.
Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç’ın, milletvekillerinin soru ve eleştirilerine verdiği yanıtların ardından Bakanlık ve bağlı kuruluşlarının 2017 yılı bütçeleri kabul edildi.
Kılıç, bakanlığının 2017 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Bakanlığı bünyesinde verilen eğitim faaliyetlerine yönelik eleştiriler üzerine Kılıç, “Gençlik merkezlerimizde, yurtlarımızda verilen eğitimlerle alakalı eleştirilerin ne olduğunu tam olarak anlamakta sıkıntı çektim. Gençlerin barınmayla birlikte ev olarak gördükleri yerde, farklı sosyal faaliyetlerin onlara sunulmasının eleştirilmesine şaşırdığımı söylemek isterim.” diye konuştu.
Kılıç, söz konusu eğitim faaliyetlerinin gönüllük esasına dayandığını ifade etti.
Eğitimlerde Osmanlıca olduğu gibi Rusça, İngilizce ve Çincenin de olduğunu aktaran Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunlar ana eğitimler değil, destekleme eğitimleri. Bizde, 12 öğrencinin bir araya gelerek talepte bulunduğu kurs açılır. Bu eğitimleri kim verir, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) memurları, Halk Eğitimde çalışan kişiler, uzmanlar verir. Aslında bu noktada daha fazla eğitim verilmesinin teşvik edilmesini beklerdim. Devlet yurdunda barınan kardeşlerimizin en geniş imkanlarla eğitilmesi bizim görevimiz.”
“22 ilimizde yedek bekleyen yok”
Bakan Kılıç, Kredi ve Yurtlar Kurumunun yükseköğrenimdeki kapasitelerinin yetersiz olduğu eleştirilerine de değindi.
Türkiye’de yükseköğrenimde 6 milyonu aşkın öğrenci bulunduğu dile getiren Kılıç, bunun 3 milyon civarının Açık Öğretimde okuduğunu ve yurtla ilgili bir taleplerinin olmadığını belirtti.
Kapasitesi 550 bin kişilik olan kuruma bu sene 398 bin öğrencinin başvurduğu bilgisini paylaşan Kılıç, “Yerleştirme oranımız yüzde 73 yani 291 bin. Bütün illerdeki her başvuruyu gerçekleştirdik demiyorum ama son 2,5 yıl içinde kapasitemiz, 285 binden 550 bine geldi. 22 ilimizde yedek bekleyen yok, 21 ilimizde yedek bekleyen kız öğrencimiz yok, 7 ilimizde yedek bekleyen erkek öğrencimiz yok, 31 ilde ise hala yedeklerimiz mevcut. Biz de bu illere yoğunlaştık.” ifadelerini kullandı.
Kredi ve Yurtlar Kurumunun 2,5 yıldır çok büyük bir performans ortaya koyduğunu vurgulayan Kılıç, “Yurt müdürlerinin, iktidar milletvekillerinin yerleştirme noktasında daha kolay erişim sağlayabildiğini düşündüğünüzü dile getirdiniz. Artık özellikle de yurt müdürleri öğrenci yerleştirmesi yapmıyor, tamamen merkezi sistemden yapılıyor. Burada adaleti sağlamamız gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Kılıç, Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) ait olup el konulan yurtlara ilişkin bilgiler verdi.
“FETÖ terör örgütünden devralınan 800’ü aşkın yurda el koyduk.” diyen Kılıç, yurt olarak kullanabileceklerini devraldıklarını aktardı.
El koydukları yurtlardan birinin, Ankara’daki Melek İpek Yurdu olduğunu dile getiren Kılıç, “Çok küçük olan 50-100 kişilik yurtlar da var. İşletebileceğimiz yurtlar değil bunlar. Bunları Milli Emlak ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne iade ediyoruz. Özel yurtların denetimini sordunuz ancak bunlar MEB’e bağlı, onu biz yapmıyoruz. Önümüzdeki dönemde tüm yurtların denetiminin bakanlığımızda olmasında hemfikir olduk.” açıklamasını yaptı.
“Tesisleri ortak kullanacağız”
Kılıç, sporcuların ulusal ve uluslararası arenada başarılı olmaları noktasında, sporcu potansiyelinin kaynağının ilkokuldan itibaren tespit edilmesi gerektiği düşüncesine katıldığını ifade etti.
Bu konuda MEB ile nisan ayında bir protokol imzaladıklarını bildiren Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun iki ayağı var. Birincisi, çocukların ilkokul 4’üncü sınıftan sonra yetenek taramalarının yapılmasıyla alakalı. İkincisi ise okulların fiziki imkanlarının spor altyapısına dahil edilmesiyle alakalı. Bunu nasıl yapabiliriz? Diyelim ki bir ilçede bizim spor salonumuz yok ama ilçe okulunun var. Bu salon saat 16.00’dan, 17.00’den sonra mesai bitince kilitleniyor. Ben de diyorum ki bu salon burada hazır varken ben kullanayım, sporcular, kulüpler kullansın. ‘Masrafını kim karşılayacak?’ diye karşı çıkıyorlar. Bu bu doğru bir bakış açısı değil. Biz bunun protokolünü yaptık. Tesisleri ortak kullanacağız. Aynı şey bizim tesisler için de geçerli. Salonu olmayan okullar da bizim tesislerimizi kullanabilecek.”
Kılıç, izciliğe verilen önemin azaldığını ve değerini kaybetmesiyle ilgili eleştiriye, “İzciliği gerçekten önemsiyoruz. MEB ile yaptığımız protokol çerçevesinde özellikle üzerinde durduğum bir konu. İzcilik, doğa ile iç içe olmayı, doğanın tabiat değerinin de anlaşılması konusunda çocuklarımıza gençlerimize önemli katkı sağlıyor. Kulüplerin bu noktada kullanımı konusunda destek verme konusunda anlaştık.” karşılığını verdi.
Akif Çağatay Kılıç, kapatılan Anıttepe Yüzme Havuzu ile ilgili soruyu da yanıtladı.
Anıttepe’nin, örnek gösterilecek bir spor alanı olduğunu söyleyen Kılıç, şunları kaydetti:
“Yüzme havuzu ile ilgili artık yıpranma ve depreme dayanıksız olması nedeniyle yıkım kararı var. Bu konuyu çözme yolunda mevcut belediye başkanımız olumlu yaklaştı. Havuz yıkılıp yerine modern bir havuz yapılacak ve orası bir yüzme havzası haline gelecek. Spor tesisleri içinde sporun dışındaki bir aktivitenin yapılması konusunda aynı fikri paylaşıyorum. Oradaki düğün salonları gibi oluşumlara kendi yetkimi kullanarak izin vermeyeceğim.”