Bütün mesele portakal ve şeftali üretmemiz değildi…

Bütün mesele kendimiz olmamızdı…

Özgüvenimize kavuşmamızdı…

Kendi ayaklarımız üzerinde durmamızdı…

Kendi kök ruhumuza koşmamız…

Kendimiz tam da kedimiz olmamızdı…

Yüz yıl boyunca faize ödediğimiz para ile kaç Türkiye’yi aldılar elimizden, artık biliyorduk…

Bizi para alan ülke haline getirmişlerdi, biliyorduk…

Bizi para ve faiz ile kendilerine esir etmişlerdi kapılarında, biliyorduk…

Bizi kendi öz kaynağımız ile ödeyemediğimiz memur maaşları için kapılarda nasıl beklettiklerini biliyorduk…

Fabrikalar açmamıza karşı koyuyorlardı, biliyorduk…

Kendi geliştirdiğimiz bir çivi bile olsun istemediklerini artık biliyorduk…

Ağır sanayimizin kurulmasına müsaade etmeyeceklerdi, etmek istemeyeceklerdi, biliyorduk…

Yerli ve milli olmamıza karşılardı zira milli oldukça biz uyanacaktık, onlar da bunu biliyordu…

Mandalina üretmekten güçlü Türkiye’ye geçmemizin tam zamanın bu zaman olduğunu da biliyorduk…

Esaret hep savaş ve işgal ile olmaz sadece…

Bazen esaret kendi ülkende garip kendi ülkende parya olmakla olur…

Hiçbir zaman bağımsız olmamızı istemediler bundan ötürü…

Hür ve özgür millet olursak dünyayı sallayacaktık, biliyorlardı…

Bizi bizden iyi tanıyorlardı…

Al sana yüz yıl boyunca esaret işte derler, sen hiç bilmez, anlamazsın bile…

Dünyanın işgalci katil devletleri, geleceği parlak ve aydınlık ne kadar ülke varsa sömürü ile çökerttiler…

Yüz yıldır Ortadoğu’yu, Afrika’yı, Balkanları çökertip üstüne çullandılar…

Elması çıkarttırıp beyaz kadına ziynet yaptı, acımasız, alçak Batı…

Afrika’da açlıktan ölenlere sevinç partileri yaparak…

Türk milletinin milli damarını iyi bildikleri için bizim üstümüzde hep daha farklı planlar denediler…

Bunun için esaret altında değilmişiz gibi gizli esaret planları devreye soktular…

Küllerimizden doğduğumuz dönemler olmuştur ve şimdi küllerimizden doğduğumuz yeni bir çağı yaşıyoruz…

Yeniden özgüvenimizi kazandığımız, çılgınlar gibi diri olduğumuz bir bahar mevsimindeyiz…

Kalbimizde kocaman bir sancak açtık…

Kalbimize doğru hızla koşuyoruz…

Sebze üreten bir ülkenin bir toplu iğne üretememesiydi Batı’nın ve Avrupa’nın arzusu…

Şimdi hepsini hayal kırıklığına uğratıp büyüyor, özgürleşiyoruz…

Milli ve yerli ürettiğimiz her şey Batı’yı ürkütüyor…

Ürküttüğümüz kadar mutlu oluyoruz…

Dünyayı rahatsız eden zalimleri rahatız etme sırası mazlumlarda inşallah…

Para alan bir ülkeden dünyanın gidişine yön veren bir ülkeye dönmemiz onları kudurtuyor…

Bölgemizde söz sahibi olmamıza çıldırıyorlar…

Dünya insanlığı sesimize ser veriyor diye deli oluyorlar…

Saltanatlarını yıkacağız, biliyorlar…

Her yıl bir proje ile yedi düvel saldırıyorlar…

Her seferinde biz de daha güçlü saldırıyoruz onlara ve bozguna uğruyorlar…

Dışarıda, içeride her şeyi deniyorlar, onlar saldırdıkça biz daha güçlü millet oluyoruz…

Dünya ekonomik krizler ile boğuşuyor biz cihan devletine yaraşırcasına büyük mega projeler üretiyoruz…

Bir gün köprü, bir gün havalimanı açıyoruz…

Almanların bile hala bitiremediği, dünyada beş ülkede olan insansız silahlı hava aracını üretiyoruz…

Hazinemize çöken ahtapot Batı dünyasının o uzun ellerini kesiyoruz…

Vatikan terör örgütünün ajanlarına haddini bildirdik, temiz vatan evlatları ile şimdi terörün kökünü kazıyoruz…

Sınırlarımıza bilerek sokulan bütün terör unsurlarına dünyayı dar ediyoruz…

Ellerine cetvel alıp ülkeleri bölüp çizenleri artık oyunun dışına itiyoruz…

Zalimlik edip kan akıtan Ermeni Taşnak çetelerinin çocukları güneyimizde belediyelerimizi işgal etmiş…

Milletin malı ile milleti ezmiş…

Şimdi her birini tek tek atıyor, milletin huzurunu sağlıyoruz…

Endişeleniyormuş Amerikan Büyükelçisi…

Zira köpeklerinin tasmalarını kestikçe ses Amerika’dan gelecekti, biliyorduk…

Bizim de bir ajandamız var ve bir sürü planımız var, onlara bunu öğretiyoruz…

Türkiye’nin koca bir cihan devleti olduğunu, Türk milletinin üstünde bir plan yapılamayacağını onlara bir kez daha gösteriyoruz…

Kapılarını çalmadan girdikleri bir ülke değil bu ülke…

Dünyaya nam ve şan salmış adamların çocuklarının ülkesi Türkiye…

Öyle iç meselelerimize karışacağınız günler çok geride kaldı…

Eski Türkiye, yeni Türkiye’nin sancısını çekiyordu ve yeni Türkiye doğdu…

Bundan böyle ezilerek yaşamaktansa bize saldıranlara misli ile cevap vereceğiz…

Bundan böyle savunmada beklemeyeceğiz…

Canımızı acıtanların canlarını yakacağız…

İçimizde yetim bıraktığınız milyonlarca çocuğun acısı…

Tarumar ettiğiniz ümmetin hüznü duruyor…

Zulümlerinizin hesabını size soracağız…

Karanlık çağınızı kapatacağız…

Dünyanın umut ülkesi Türkiye’nin yükselişine asla mani olamayacaksınız…

Toparlanıp üstümüze geldiğiniz gibi…

Biz de toparlandık, size saldıracağız…

Geleceğiniz varsa göreceğiniz de var…

Bizim kanımız bu topraklara sadece bu izzetli topraklara helaldir…

Büyük Türkiye dünyanın duasıdır…