Bir süredir Paralel Yapı (FETÖ/PDY) olarak karşımıza çıkan Fetullah Gülen liderliğindeki küresel mesiyanik/mehdici hareket, kendini sürekli olarak gösteri ve gösterişçi dindarlık üzerinden var kılan bir örgütlü dinsel yapıdır. Yaklaşık 50 yıllık tarihiyle çeşitli aşamalardan geçerek bugünlere gelen bu güç odaklı siyasal hareketin, özellikle son yirmi yılı incelendiğinde, imaj, gösteri ve gösterişçi dindarlık olarak adlandırılabilecek bir kimlikle temayüz ettiği görülür.

28 Şubat postmodern darbesinin din ayağında önemli görevler üstlenen bu yapı, o süreçte özellikle imam-hatip liseleri’ne, ilahiyat fakültelerine ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na operasyonlar yapmada, onları dönüştürmede ciddi çabalarda bulunmuştur. 2002 yılından sonra AK Parti iktidarları döneminde iktidarın yanında görünerek güç devşirmeye ve halka mal olmaya çalışmış, nihayet şartlar müsait olmaya başlayınca da bilhassa 2010 yılından itibaren siyaseti kontrol etme, dizayn etme ve sahiplenme iradesi göstermeye başlamış, MİT krizinde, 17/26 Aralık darbe girişiminde ve 15 Temmuz kanlı darbe ve iç savaş girişiminde başaktör görünümünde sahneye çıkmıştır.

DİN İSTİSMARCISI KÜRESEL MEHDİCİ HAREKET

Din alanında ortaya çıkan istismar, yani din istismarı ise dini suistimal etme/kullanma, din sömürüsü yapma, dini menfaati için araçsallaştırma, dini asıl maksatlarının dışında kullanma, dine, dinî inanç ve duygulara haksız çıkar elde etmek amacıyla atıfta bulunma, dini bir şeye alet etme, dinî değerleri kullanarak toplumdan maddî veya manevî çıkar sağlama gibi mânâlara gelir. Din istismarı, bir tür din tacirliğidir. Din istismarcısı, din üzerinden çıkar elde etmeyi amaçlayan, tabir caizse dini, dinin hükümlerini veya dinî kural ve değerleri kendi çıkarı uğruna satan kimsedir. İslam filozofu Kindî’nin ifadesiyle düşünce ufuklarını kuşatan karanlık, din istismarcılarının hakikatin nurunu görmelerini engeller. Saldırgan ve zalim düşman olarak bunlar, haksız yere işgal ettikleri makamları korumak için elde edemedikleri ve çok uzağında bulundukları insanî erdemlere sahip insanları küçümserler

RİYAKARLIKTAN GÖSTERİYE KÜRESEL GÖSTERİŞÇİ DİNDARLIK

Gösterişçi dindarlık, aslında ilahî dinlerin ve İslam’ın yasakladığı riyakarlığın ta kendisidir. Ancak bugünün gösterişçi dindarlığı, tarihte eşine rastlanmamış nitelikte geniş çaplı ve derinlikli boyutlara sahiptir. Küresel gösterişçi dindarlık olarak ifade edilebilecek olan ve küresel ölçekte varlık bulan dindarlık, diğer gösteri ve gösterişçilikler gibi görme ve gösterinin gücünden yararlanmak suretiyle dini, hayatta gösteriyle buluşturmaktadır. Küresel gösterişçi dindarlık, gösterinin genel olarak sahip olduğu imaj ve reklamcılık boyutuyla ve de küreselleşme araçlarıyla varlık kazanmakta, yayılmakta, güçlenmektedir. Gösterişçi dindarlıkta ve gösterişçi dindarlığın küreselleşmesinde, insanların imaja aşırı önem vermelerinden ve reklamlardan etkilenme düzeylerinin çokluğundan yararlanılır. Bir toplumsal ilişki biçimi olarak küresel gösterişçi dindarlığın Müslüman cemaat ve hareketlerin bilhassa Müslümanlar’la münasebetlerini kaygan bir zemine oturtması, onları güce endekslemesi, gücü elde etmek için şiddete, çatışmaya, teröre yöneltmesi kaçınılmazdır. Küresel üst akıl aktörlerinin yönettiği anlaşılan 15 Temmuz kanlı darbe girişimini ortaya koyan Paralel Yapı örneğinde bu çok açık bir biçimde görülebilmektedir.

MAHREMİYETLERİN TARUMAR EDİLMESİ

Hiçbir ahlak kuralının geçerli olmadığı bu gözetleme ve yaygınlaştırma işi hem devasa bir mahremiyet kaybına/yokluğuna yol açarken, hem de pek çok özel şeyin çirkinleştirilmesine ve çirkin şeylerin de meşrulaştırılmasına yol açmaktadır. Gözetleme ve yaymanın etkili bir surette gerçekleştirildiği bir darbe süreci yaşadığımız Türkiye’de, küresel aktörlerin yönetiminde her türlü gözetleme ve dinlemeyle, düşünen, yazan, gayret eden, çalışıp üreten, başarılı siyaset yapan ve hükümet edenlerin mahremiyetlerini kamusallaştıran, tarumar eden bir para-derin yapıyla karşı karşıyayız.

15 Temmuz darbe girişimi

Küresel mesiyanik/mehdici örgütlü Paralel Yapı, hizmet ve hoşgörü kavramları da dahil birçok dinî kelime, kavram ve konuyu gösterişçi dindarlığının bir parçası kılarak hem Türkiye’de hem de dünyanın diğer birçok ülkesinde insanların karşısına çıkmış dinî görünümlü gösterişçi bir örgüttür. Hedeflediği güç merkezli hakimiyete erişmede her türlü aracı meşrulaştırmaktan kaçınmayan bu yapı, İslam dininin temel inanç, ilke, helal ve haramlarıyla asla uyuşmayacak kabul, tutum ve davranışıyla her türlü gösterişçiliğin sahteciliğinin varacağı son gibi kendi eliyle kendi sahteciliğini ortaya koymuş ve dolayısıyla kendi sonunu hazırlamıştır.

Prof. Dr Ejder Okumuş / Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğretim Üyesi

Editör: Haber Merkezi