İsrail ordusu, Netanyahu’nun talimatıyla Refah’a saldırı planları yaparken Mısır’ın Sina Yarımadası’nda Filistinliler için “güvenli bölge” inşa etmekte olduğu ileri sürüldü.
Münih Güvenlik Konferansı’na katılan Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, uydu görüntülerine dayandırılan iddiaları yalanlayarak sınırdaki hareketliliğin “bakım ve onarım çalışması” olduğunu söyledi.
Şukri, Gazze Şeridi sakinlerine Mısır topraklarında “güvenli bölge” tahsis etme gibi bir niyetlerinin olmadığını ifade ettikten sonra şöyle dedi:
“Fakat emrivaki olarak dayatılırsa Mısır da duruma göre hareket edecek ve onlara gerekli insani yardımı sunacak.”
Mısır Dışişleri Bakanı’nın diplomatik bir dille söylediğinin anlamı özetle şu:
İsrail ordusu Refah’a saldırır ve oradaki Filistinliler sınırın diğer tarafına akın ederlerse Mısır onları geçici olarak misafir edecek ve yüz binlerce Filistinli bakım ve onarım çalışması yapıldığı söylenen tampon bölgede tutulacak.
Mısırlı yetkililer savaşın başından bu yana Gazze Şeridi sakinlerinin tehcirine karşı olduklarını ifade ediyor.
Samih Şukri de Münih’te yaptığı açıklamada tehcirin Mısır’ın millî güvenliğine tehdit teşkil ettiğini dile getirdi.
Ancak açıklamaların satır aralarına dikkatle bakınca bir ara formül olarak İsrail’in Refah’a operasyon için “sivilleri geçici olarak başka bir bölgeye tahliyesine” itiraz edilmediği anlaşılıyor.
Mısır Cumhurbaşkanı’nın 18 Ekim’de Kahire’yi ziyaret eden Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile düzenlediği basın toplantısında söyledikleri de bu çıkarımı destekliyor.
Abdülfettah es-Sisi, o gün Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır’a tehcirine karşı olduklarını açıkladıktan sonra İsrail’in direnişi tasfiye etme ve Hamas, İslami Cihad gibi silahlı grupları yok etme planını uygulayabilmek için Filistinlileri geçici olarak Nakab bölgesine tahliye etmesini önermişti.
İsrail Kuzey Gazze’den başlayarak sırasıyla Gazze kentine, Deir El-Belah’a ve Han Yunus’a saldırdı.
Bu şekilde bir milyondan fazla insanı Mısır sınırındaki Refah’a sürdü.
Şimdi onları Gazze Şeridi dışına itmeye hazırlanıyor.
Sınır açılırsa yüz binlerce Filistinlinin ölümden kaçıp Mısır topraklarına sığınmak isteyeceğinde şüphe yok.
“Ölürüm ama evimi, toprağımı terk etmem!” diyenler zaten yoğun saldırılarla yakılıp yıkılan yerlerde kaldılar.
Bir yandan katliamlar diğer yandan açlıkla ve susuzlukla bunalan insanların -geri dönüp dönemeyeceklerini bilmeseler bile- canlarını kurtarabilmek için fırsat bulduklarında Mısır’a geçmeleri gayet doğal bir refleks.
Ateşkes pazarlıklarında ilerleme sağlanamamasından İsrail’i sorumlu tutan Hamas lideri İsmail Heniyye, saldırıların tamamen durdurulması, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nden çekilmesi ve ablukanın kaldırılması dışında hiçbir öneriyi kabul etmeyeceklerini açıkladı.
Buna karşılık İsrail ve ABD’nin ayrıntılarda anlaşmazlıklar olsa da “Gazze Şeridi’ndeki Hamas yönetimine son verme” hedefinde birleştikleri görülüyor.
Mısır Dışişleri Bakanı’nın Münih’te Hamas’ı suçlayarak “makul Filistin çoğunluğunun dışında” olduğunu öne sürmesi, Hamas’ı finanse eden ve güçlenmesini sağlayanların hesaba çekilmesini istemesi, Kahire’nin tam olarak nerede durduğunu şüpheye mahal bırakmayacak bir netlikte ortaya koyuyor.