Geçtiğimiz çarşamba günü, Samsun’dan bir gazeteci heyetiyle Metro Holding Yönetim Kurulu Başkanı Galip Öztürk’ün davetlisi olarak Batum’a gittik.
Akşam Metro Holding’e ait Hotel Intourist Palace’ta Galip Öztürk ile yemekte buluştuk.
Galip Öztürk’ün yemekte söyledikleri daha dikkat çekiciydi.
Özellikle Paralel Yapı hakkında…
Mesela, “Meral Akşener hâlâ Paralel olmadığını söylerken onlarla birlikte hareket ediyorsa, Paralelciler devletin kılcal damarlarında çok fazla varlar ama ana damarlarında da hâlâ varlar demektir. Bana göre 4000 ile 5000 arasında hakim ve savcı var.
Bir o kadar da SGK ve Maliye’de varlar. Olmadıkları hiçbir üniversite yok. YÖK de bu konuda hiçbir çalışma yapmıyor” dedi.
Ve şöyle devam etti:
“Davutoğlu da Türkiye’nin 20 aylık Paralel mücadeledeki kaybıdır. Terörle mücadeledeki zaafıdır. Davutoğlu Paralelle mücadele etmedi. PKK dâhil herkesle barışmak istedi. Herkese yeşil ışık yaktı.
İnşallah çabuk uyandık. Tekrar milli bir yürüyüşle gidiyoruz. 2023 hedefinde lidere ihtiyacı olan bir milletiz. Liderimize sahip çıkarsak başarırız.
Bana göre dünya yeniden şekilleniyor. Ortadoğu’da yeni bir Türkiye, güçlü bir Türkiye, İslam’a çok büyük hizmeti olacak bir Türkiye. Günahsız insanların ölmesini engelleyebilecek bir Türkiye ancak milli bir duruşla mümkün olacak.
Bağımlılık her zaman bizi birilerinin maşası yapar, git dedikleri kadar gideriz dur dedikleri kadar dururuz. Fethullah Gülen Hareketi ve idarecileri bizi o bağımlılık sürecine takmışlardı. Bundan sonra Türkiye’de böyle bir gücü elde edebilmelerinin imkânı ve ihtimali yok.
Gördüğüm bütün Aleviler, solcular ve milliyetçiler şuanda devletle birlikte Paralelle karşı mücadele ediyorlar. Meselenin devlet meselesi olduğunu gördüler.
Ben buradan Türkiye’yi böyle görüyorum. Benim için siyasette tek adam var, tek liderim var o da Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Anayasa Mahkemesi’nden veya herhangi bir mahkemeden çok bir beklentim yok. Aslında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı beraat etmem yönünde görüş bildirerek ceza daireleri genel kuruluna dosyamı gönderdi.
17/25 Aralık sonrasında Paralel ile mücadelede kendimi ortaya koymuş olmamın ödülü olarak da 50 yıllık hayatımda Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde 30 Ağustos resepsiyonuna davet edildim. Bu da benim için verilmiş bir emeğin en büyük ödülüydü. Allah razı olsun Tayyip Bey’den.
‘Ben niye hâlâ buradayım’ diye sorguladığım zaman buna cevap bulmakta zorlanıyorum.
Yine de her şey de bir hayır vardır, burada da kendime bir dünya kurdum. Belki de ‘cadı kazanından uzak’ böylesi daha hayırlıdır diye düşünüyorum.
Bana Kripto Paralelci diyenler de var. Ben sadece Fethullah Gülen Hareketi’ne yardım yapmadım. Ben bütün hizmet hareketlerine yardım ettim. Beni Pensilvanya’ya götürmek isteyenleri ‘sadece hizmet hareketinden görünmemek’ için kabul etmedim.”
Galip Öztürk’ün özellikle Davutoğlu konusunda söyledikleri hem dikkat çekici ve hem de Nasuhi Güngör’den sonra ilk kez bu kadar açık bir şekilde ortaya konulması bakımından önemliydi…