Yeni Fransa Başbakanı, taze seçilen yasama meclisinin açılış oturumunda yaptığı konuşmayla, hükümetinin net bir çoğunluk hissi yaşamadığı bir dönemde önemli bir sınavdan geçti. Eski AB müzakerecisi Barnier, konuşması sırasında sol kanat milletvekillerinin yuhalamaları ve sağcıların anında eleştirileriyle karşılaştı. Yaz aylarındaki erken seçimlerin sonuçlarıyla güçlenen aşırı sağ, bu eleştirileri artırdı.

Barnier, daha önce göçmenlik konusunda bir moratoryum çağrısında bulunduğu için, göçmenlik konusunda sert bir tutum sergileyeceğini açıkladı ve Fransa'ya gelen insanların sayısının “daha iyi kontrolü” için çağrıda bulundu. Başbakan, yasa dışı olarak ülkede kalan yabancıların tutuklanmasını kolaylaştırmayı önerdi ve deportasyon emirlerinin uygulanmasını beklerken bu süreçte ilerleme kaydedileceğini belirtti. 

Fransa'nın, Avrupa'daki pasaportsuz alanlardaki ulusal sınır kontrollerini “gerekli olduğu sürece” sürdüreceğini vurguladı. Ayrıca, verilen vize sayısının, Fransa'dan yasa dışı olarak gelen vatandaşlarının deportasyonuna yönelik konsolosluk belgelerini sağlama yeteneğine bağlı olacağını da ekledi. Bu, 2022'de Macron'un yaptığı benzer bir hamlenin Maroko ile bir yıl süren bir tartışmaya yol açtığını hatırlatıyor.

Fransa'daki göçmenlik tartışmaları, son olarak bir 19 yaşındaki kadın öğrencinin (Philippine) öldürülmesi ve tecavüze uğramasının ardından daha da alevlenmiş durumda. Söz konusu olayda, şüphelinin 22 yaşında bir Faslı olduğu belirtiliyor.

En acı iniş... Naaşlar Bakü'de En acı iniş... Naaşlar Bakü'de

İçişleri Bakanı Bruno Retailleau, Fransız yayıncı LCI'ye yaptığı bir röportajda, göçmenlik meselesinin referandumla halk oylamasına sunulması gerektiğini ifade etti. Ancak, Fransız anayasasının bunu mümkün kılmadığını dile getirdi.

Ukrayna ve Orta Doğu'ya Destek

Barnier, Fransa'nın "Ukraynalı halkın yanında kalacağını" söyledi. Ukraynalıların "egemenlik ve özgürlüklerini savunmak" için savaştığını ve bu değerlere Fransa ve Avrupa ile paylaştıklarını vurguladı. Gelecek yıllarda askeri harcamalarını artırmayı amaçladığını da sözlerine ekledi.

Ayrıca, “Lübnan'daki kötüleşen durum... Bölgedeki ortaklarımızla, ABD ve Avrupalılarla birlikte tam bir seferberlik gerektiriyor” dedi.

Başbakan Barnier'in bir diğer önceliği, Fransa'nın borçlu kamu finansmanını düzeltmek. Barnier, hükümetinin Fransa'nın bütçe açığını şu anki %6'dan, gelecek yıl %5'e ve 2029'a kadar %3'ün altına düşürmeyi hedeflediğini belirtti. 

Bu hedefe ulaşmak için devlet harcamalarını azaltma, parayı daha “verimli” harcama ve vergi kaçakçılığıyla mücadele etme sözü verdi. “Gerçek Damokles Kılıcı, bizim devasa borcumuz” diyerek, dikkatli olmazlarsa ülkenin tehlikeye girebileceğini ifade etti.

Başbakan, Fransa'nın en zengin bireyleri için “istisnai” bir vergi duyurdu; bu vergi, yılda en az “500.000 €” kazanan hanelere uygulanacak. Bu vergi, Fransız vergi mükelleflerinin %0,3'ünü kapsayacak. Ayrıca, büyük kâr elde eden şirketlerden ek bir “katkı” isteneceğini belirtti.

Fransa, Avrupa Birliği'nin yürütme organı tarafından borcunu azaltması için baskı altında. Ancak vergi artışları, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un net bir parlamenter çoğunlukla görevde olduğu dönemde sürekli olarak vergi indirimlerini savunan mali felsefesiyle çelişiyor. Barnier, harcamaları kısıtlama hedefinde olduklarını vurguladı ve Fransa'nın “yapacak çok işi olduğunu, ancak az şeyle yapması gerektiğini” söyledi.

Kaynak: Haber Merkezi