Türkiye’nin Fırat’ın doğusunu teröristlerden temizlemek için başlattığı Barış Pınarı Harekâtı başarıyla devam ederken harekâta gelen tepkiler de tartışılıyor.
Bu arada, maksadı üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olanlar fırsattan istifade ederek Arap Birliği’nin tavrı üzerinden Filistin ve Arap düşmanlığını körüklemeye çalışıyor.
Harekâta kimin nasıl tepki verdiğini elbette takip etmeliyiz.
Fakat bunu yaparken galeyana gelip birilerinin dolmuşuna binmekten de kaçınmalıyız.
Örneğin, Filistin’in de içinde yer aldığı Arap Birliği’nin tavrına tepki gösterirken İsrail’in Türkiye karşıtı ve PKK/YPG yanlısı açıklamalarını, Netanyahu’nun ve oğlunun iğrenç paylaşımlarını göz ardı edemeyiz.
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın akıllara durgunluk veren hezeyanının ve İzmir Barosu’nun skandal çağrısının “Türk’ün Türk’ten başka dostu yok” iddiasını bir kez daha çöpe attığını unutmamalıyız.
Filistin’in tepkisine gelince…
Öncelikle “Filistin’in tepkisi” şeklinde değerlendirebileceğimiz ortak bir tavırdan söz etmemiz mümkün değil.
Bu nedenle Mahmud Abbas başkanlığındaki yönetimin, Hamas’ın ve diğerlerinin tepkilerini ayrı ayrı ele almak gerekiyor.
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, Barış Pınarı Harekâtı’nı kınadıkları yönündeki iddiaları yalanladı ve bu konuda hiçbir açıklamada bulunmayacaklarını ifade etti.
Abbas’ın çizgisini ve bölgedeki dengeleri göz önüne alınca, Filistin Yönetimi’nin Türkiye için Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeleri karşısına alarak harekâta destek açıklaması yapmasını beklemek hayal olur.
Filistin’de faaliyet gösteren gruplardan İslami Cihad’ın Türkiye’yi harekâta son vermeye çağıran bildirisi ise örgütün İran’la bağıyla birlikte okunmalı.
Parası ve silahı tamamen Tahran tarafından sağlanan İslami Cihad’ın harekâtı kınaması sahibinin sesinden başka bir şey değil.
Barış Pınarı Harekâtı’yla ilgilipPazartesi akşamı Hamas’tan da bir açıklama geldi.
Bir takım dengeler gözetilerek hazırlandığı ilk bakışta fark edilen yazılı açıklamada Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Filistin davasına verdiği desteğe övgü var.
Ayrıca Türkiye’nin sınırlarını koruma ve milli güvenliğine yönelik tehditleri bertaraf etme hakkının anlayışla karşılandığı ifade ediliyor.
Öte yandan, Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve ulusal sınırlarının korunması gerektiği belirtiliyor.
Hamas’ın Türkiye’de Filistin’in tavrıyla ilgili yapılan yorumlardan rahatsızlık duyduğunu ve böyle bir açıklamaya ihtiyaç hissettiğini, fakat harekâta desteğini ancak bu kadar dile getirebildiğini söyleyebiliriz.
Çünkü onun da mutlaka gözetmesi gereken dengeler söz konusu.
Abluka altındaki Gazze Şeridi’nin dünyaya açılan tek kapısı Mısır.
Son dönemde para kaynaklarına ciddi şekilde darbe vurulan hareketin İran’la ilişkilerini riske atmaması gerekiyor.
Bu arada şu gerçeği unutmamalıyız.
Kudüs ve Mescid-i Aksa, tüm Müslümanların davası.
Müslümanların ilk kıblesi için gösterilen duyarlılık Filistinli veya Arap milliyetçilere destek değil.
Filistin’de Barış Pınarı Harekâtı için kim hangi tavrı gösterirse göstersin Kudüs ve Mescid-i Aksa konusunda ayetle sabit olan inancımız asla değişmez.