Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki olaylara ilişkin 150 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, terör örgütünün general/amiral terfi ve atama sistemine müdahaleye yönelik çalışmalarına yer verildi.
Buna göre, terör örgütü kurmay subay olan üyelerinin kariyer planlamasına özen gösterdi.
Söz konusu kişilerin yurt dışına kurslara, yurt içinde yüksek lisans eğitimine gönderilmesini sağlayan örgüt üyeleri, “kendi altın nesli” olarak yetiştirdiği ve general/amiral olması planlanan subayları genellikle eğitim kurumlarında oluşturulan kıta görevlerine atadı. Muharip birliklerdeki kıta hizmetinden uzak tutulan bu personelin böylelikle kariyerlerinin zarar görmesinin önüne geçildi.
Örgüt, mensubu personelin parlak bir kariyere sahip olmasını sağlamak için hukuken karşılaşılan sorunları çözümlemeye yönelik askeri yargıyı da ele geçirmeye çalıştı. Ayrıca özellikle personel temini ve uçucu çalışanların sağlık raporlarında son karar merci olan GATA’daki öğretim üyelerinin örgüt mensuplarından oluşturulmasına da önem veren terör örgütü, bu sayede FETÖ mensubu olmayan adayların veya uçucuların aleyhinde kararlar verilmesi sağladı. Sisteme daha fazla örgüt mensubunun dahil edilmesi sağlayan FETÖ, kritik kadro kapsamında yer alan pilot kadrolarını da kendi mensuplarıyla doldurdu.
Örgüt üyesi olmayan personeli izlediler
Özellikle son 20 yılda TSK’ya sızan örgüt üyeleri, birlik, karargah ve kurumlarda çalışan personelin eğilimlerini saptamaya, komutanın, amirin zaaf veya açığını tespit etmeye çalıştı. Bu kapsamda toplantı veya önemli görüşmelerin ses ve görüntü kaydı alındı, fiziksel ve dijital kritik bilgi ve belgelerin örgüte ulaştırılması sağlandı.
Terör örgütü, kritik kıta görevlerinde bulunan örgüt üyesi olmayan subayların üzerinden TSK’yı itibarsızlaştırmaya ve halk nezdinde güven duygusunu zedelemeye çalıştı. Bunun ardından bu görevlere kendi mensuplarını yerleştiren terör örgütü, TSK’daki etkinliğini giderek artırdı.
FETÖ, TSK içinde güçlenmesinin ardından kendinden olmayanları ordudan tasfiye sürecine girdi. Bununla, TSK’nın komuta kademesini tamamen ele geçirmeyi amaçlayan örgüt, isimsiz ve imzasız mektuplarla kendilerinden olmayan silahlı kuvvetler personelini yıpratmaya çalıştı. Örgüte zararlı olabileceğini veya örgüt tarafından kullanılamayacağı düşündükleri generalleri, kurmay subayları ve yetenekli diğer personeli hedefine koyan FETÖ üyeleri kendileriyle bağlantılı sitelerde bu personele ilişkin yalan haberlere yer verdi.
Örgüt, kendine bağlı olmayan personeli emekli olmaya sevk edecek, teamül dışı tayin ve uygulamalarda bulundu. Çeşitli kumpas davalarıyla kendileri için tehdit oluşturan personel bertaraf edilirken, emniyete sızan örgüt personelince yapılan ev ve iş yeri aramalarında düzmece deliller eklendi.
YAŞ’taki terfiler
Örgüt, yıllarca Yüksek Askeri Şura öncesinde terfiler için ön çalışma olan anketlerde oy kullanacakları, üst düzey komutanlarla yakın konumda çalışan emir subayı, özel kalem müdürü gibi kişiler aracılığıyla arayarak, anket sonuçlarını kendi elemanları lehine manipüle etti. Örgüt bu stratejisinde de büyük oranda başarılı oldu. General/amiral kadroları içinde yer alan personelin çoğunluğunun FETÖ elemanlarından oluşması, örgüt üyelerince akrabalık ve hemşerilik bağlarıyla izah edilerek gizlenmeye çalışıldı.
Terör örgütü, kritik kadrodaki personelleri aracılığıyla TSK içerisindeki mevcudiyetini muhafaza edebilmek adına özellikle Disiplin Kanunu ile yeni sicil terfi sisteminde örgüt lehine kullanabileceği düzenlemeler yaptı.
İddianamede, askeri liselere yerleştirilen bazı terör örgütü üyelerinin okuldaki eğitim ve müfredat dolayısıyla FETÖ tarafından empoze edilen görüşlerinde ciddi sapmalar meydana geldiği belirtildi. Bu nedenle FETÖ, asıl kemikleşmiş subay kaynağı olarak sivil liselerden harp okullarına soktuğu öğrencileri ve son 10 yılda da çok kısa bir eğitim sürecinden sonra sözleşmeli subay olarak istihdam edilen üniversite mezunlarını kullandı.
Son 5 yılda terfi eden ve hain darbe girişimi sonrası TSK ile ilişiği kesilen generallerin büyük bir çoğunluğunun sivil lise kaynaklı olması dikkati çekti.