Cumhuriyet Halk Partisi, FETÖ üyeliği ve iltisakı nedeniyle 15 Temmuz sonrası Kanun Hükmünde Kararnameler ile kamudan ihraç edilenlerden sonra, FETÖ mensubu askeri öğrencileri gündeme getirmeye başladı.
Önce, Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, Deniz Astsubay Meslek Yüksek Okulu’na, aday numarası üzerinden şifreleme yöntemiyle giren ve Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından hakkında FETÖ soruşturması yürütülen Ümit Can Özorman’ı ziyaret etti ve Genel Başkanı Kılıçdaroğlu adına desteklerini açıkladı.
Şimdi de askeri okulların yazılı sınavlarını çalıntı soru ile kazanan, mülakatlarını da aday numarası üzerinden şifreleme yöntemiyle geçen FETÖ mensubu askeri öğrencilerin aileleri Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nde bir araya getirildi.
ATATÜRK’ÜN RESMİNDEN DE UTANMIYORLAR
Her biri henüz ortaokul ikinci ve üçüncü sınıfta, FETÖ dershanelerine giderken örgüte katılan bu gençlere, götürüldükleri “ışık evlerinde” önce iki şey öğretiliyordu; birincisi Atatürk’ün “Deccal” ikincisi FETÖ elebaşı Gülen’in de sözde “mehdi” olduğuydu...
Buna kanıt olarak da FETÖ elebaşı Gülen’in gerçekte 27 Nisan 1941 olan doğum gününün 11 Kasım 1938 olduğu, yani Atatürk’ün ölümünün ertesi günü dünyaya geldiği yalanını söylüyorlardı.
CHP Genel Merkezi’nde ağırlanan FETÖ’cü ailelerle çekilen fotoğrafta, arkadaki duvar boyunca asılan Atatürk fotoğrafını görünce, bir yandan Atatürk’ün kurduğu partinin ne hale geldiğine bakıp üzülüyorsun, diğer yandan, “Atatürk’ün resminden de utanmıyorlar” demeden edemiyorsun.
Üzüntü bir yana, FETÖ’ye bu derece kol kanat germenin ne anlama geldiğinin farkındalar mı, girişimlerinin bu devlet ve ihanete uğramış bu millet açısından nasıl bir felaket anlamına geldiğini görüyorlar mı, emin değilim.
SORU ÇALIP DARBECİ OLANLAR
15 Temmuz’a, “Kontrollü darbe” diyen Kılıçdaroğlu yönetiminden farklı bir şey beklenmeyeceğini biliyorum ama yine de Atatürk’ün resminden olsun utanırlar diye düşünmeden edemiyorum.
FETÖ’cü askeri öğrencilerin aileleri 15 Temmuz’dan beri, “Askeri öğrenciden darbeci olmaz” kampanyası yapıyorlar. Buna firari FETÖ’cüler de destek veriyorlar.
Oysa, konuya geçmişe dönük bakarsak bugün ne yaşadığımızı, yarın da ne ile karşılaşacağımızı görebiliriz.
FETÖ’nün, soru çalarak askeri okullara sızdığı tespit edildiği 1980’li yıllarda bazı komutanlar, “ Çocuk yaştaki öğrencileri kazanmak mümkün” diyerek atılmalarını engelledi. O “çocuk” denilen FETÖ mensuplarından bir kısmı 15 Temmuz darbe girişiminde bulunanlar arasında yer aldı. Bir kişi, FETÖ’cüyse ondan başka bir şey olamaz. Nitekim, askeri okul sınavlarına girmeden önce ortaokul iki ve üçüncü sınıfta iken örgüt “abileri” tarafından verilen “kod adlarıyla” yaşarlar. Örgüt içi katalog evliliği yapar, çocukları olunca da FETÖ elebaşı bir isim vermeden, bebeklerine ad bile koyamazlar.
Elbette, konumu gereği askeri öğrenciler darbe planlayamaz. Ama FETÖ’cü komutanlarının talimatıyla darbeye katıldılar. İçlerinden bazıları darbeye direnen vatandaşları katlettiler. Kimilerini de yaraladılar. Nitekim, 288 darbe davasında işledikleri suçlara göre askeri öğrencilerden 61’i ağırlaştırılmış müebbet, 352’si müebbet, 106’sı süreli hapis cezası aldı. 154 askeri öğrenci hakkında, darbe suçlamasıyla ilgili olarak beraat kararı verildi.
YÜZDE 99.5’İ FETÖ’CÜ
Askeri okullarla ilgili sorun, 15 Temmuz gecesi darbe girişimine katılan sınırlı sayıdaki öğrenci ile sınırlı değil. Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi değişik kuvvetlerdeki harp okulu ve astsubay okullarında yıllara göre kayıt yaptıran FETÖ’cülerin oranı yüzde 99.5’e kadar çıkıyor.
Özellikle 2010’den sonra, askeri okulların; yönetimi, öğretim üyeleri, sınav komisyon üyeleri, 16 bin dolayındaki öğrencilerin neredeyse tamamı FETÖ mensuplarından oluştu.
“Öğrenci” adı verilen örgüt üyesi, eğitim hayatı boyunca adı verilen örgüt yöneticisi ile ilişkide kalmış, birbirlerini de kod adlarıyla tanımışlardı. Hafta sonu izinlerini de örgüt evlerinde örgütsel eğitimle geçirdiler. Devlete, yasaya, üniformaya değil örgüte bağlılığı ve FETÖ elebaşına itaati öğrenen robota dönüştüler.
Her görüşmede bir sonraki görüşmenin tarih, yer ve saati kararlaştırılmış, bir değişiklik olması halinde sadece kalabalık yerlerdeki, ankesörlü telefonlar, büfe, market, bayilerdeki sabit hatların kullanılması talimatı verilmişti.
İTIRAFÇILIK ORANI
15 Temmuz’dan itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yürütülen FETÖ temizliği devam ediyor. Darbe girişimine katılan 5 bin 600 subay-astsubay yanında bugüne kadar 25 bin dolayında FETÖ mensubu, TSK’dan ihraç edildi.
Savcılıkların FETÖ ile mücadele alanlarından birisi de FETÖ mensubu askeri öğrenciler. Bugüne kadar 6 bin 386 eski askeri öğrenci hakkında gözaltı kararı verildi, 5 bin 896’sı gözaltına alındı. 1.793’ü tutuklandı, 2 bin 902’si adli kontrolle serbest bırakıldı. Askeri öğrencilerin yüzde 58’i yani 3 bin 425’i örgüt ilişkisini itiraf etti.
Soruşturmalar, askeri öğrencilerin de bağlı olduğu örgüt yöneticileri ile “ankesörlü hat” üzerinden irtibat kurduğunu ortaya çıkardı.
3 bin 426 FETÖ mensubu askeri öğrenci hakkında gözaltı kararı verilirken, 3 bin 49’u gözaltına alındı. Ankesörlü hat kullanan FETÖ’cü öğrencilerden yüzde 52’si yani 1.759’u da itirafçı olarak etkin pişmanlıktan yararlandı.
TSK personeli olan FETÖ mensuplarından itirafçı olup etkin pişmanlıktan yararlananların oranı yüzde 40, askeri öğrencilerde ise neredeyse yüzde 60 olmuşken, CHP yönetimi tehlikeli bir kampanya yürütüyor.
Varacakları bir yer yok, üzüldüğüm tek nokta; terör örgütü PKK ağzıyla yazılmış bildirinin imzacılarından ve FETÖ’nün paçavrası Taraf isimli gazetenin yazarlığını da yapmış CHP Genel Başkanı Başdanışmanı Yüksel Taşkın’ın başını çektiği kampanyanın CHP’nin adına ve hatırasına zarar verecek olması.
NEDİM ŞENER / HÜRRİYET