Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier’in 23 Şubat 2025’te erken seçim kararı almasının ardından büyük bir endişe yaşıyor. Aşırı sağın iktidara gelme ihtimali, Almanya’daki göçmenler ve FETÖ üyeleri için ciddi bir tehdit olarak görülüyor. Göçmen karşıtı politikaların sertleşmesi ve vatandaşlık işlemlerinin zorlaşması, örgütün Almanya’daki stratejilerini zora sokabilir.
ALMANYA, FETÖ’NÜN EN GÜÇLÜ KALELERİNDEN BİRİ
15 Temmuz 2016’daki başarısız darbe girişiminin ardından, FETÖ mensupları için Almanya bir sığınak hâline geldi. Örgütün Avrupa yapılanmasının lideri Abdullah Aymaz gibi üst düzey isimler burada faaliyetlerini sürdürüyor. Firari askerler ve kamu görevlileri de Almanya’da yoğun bir şekilde örgüt yapılanması içinde yer alıyor. Türkiye'den kaçan FETÖ mensuplarının dörtte biri Almanya'yı tercih etti.
VATANDAŞLIK VE BÜROKRASİYE SIZMA ÇABALARI
FETÖ, firari üyelerinin Almanya vatandaşlığı alarak topluma entegre olmalarını ve kamu kurumlarına sızmalarını sağlamayı hedefliyor. Ancak erken seçim ve aşırı sağın yükselişi, bu planları sekteye uğratabilir. Göçmenlere yönelik olumsuz politikaların devreye girmesi durumunda örgütün Almanya'daki nüfuzunun azalacağı tahmin ediliyor. Vatandaşlık işlemlerini hızlandırmaya çalışan FETÖ üyeleri, örgütün desteğiyle iş, ev ve diğer ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyor.
GÖÇMEN KARŞITLIĞI FETÖ’YÜ ZORA SOKUYOR
Magdeburg’daki Noel pazarında gerçekleşen saldırı sonrası göçmen karşıtı protestoların başlaması, Almanya’daki göçmenleri ve FETÖ üyelerini daha da tedirgin etti. Avrupa genelinde göçmenleri geri gönderme politikaları konuşulurken, FETÖ üyeleri sıranın kendilerine geleceğinden korkuyor. Almanya’da yıllardır devam eden örgütsel yapılanma, siyasi ve toplumsal değişimlerle sarsılma riski taşıyor.
ÖRGÜTÜN ALMANYA’DAKİ GELECEĞİ BELİRSİZ
Aşırı sağın yükselişi ve değişen politik atmosfer, FETÖ’nün Almanya’daki planlarını bozabilir. Terör örgütünün, ülkedeki etkisini sürdürebilmek için yeni stratejiler geliştirmesi bekleniyor. Ancak göçmen karşıtı politikaların ve siyasi baskının artması, örgüt mensupları için geleceği daha belirsiz bir hâle getiriyor.
