Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 14 Şubat’ta Mısır’ı ziyaret ederek iki ülke arasındaki ilişkilerin onarılması yönünde uzun süredir sarf edilen çabaları ileri bir boyuta taşıyacak.
Ziyaret İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırıların gölgesinde gerçekleşeceği için savaşın sona ermesi, kalıcı ateşkes ve özellikle insani yardımlar gibi konular mutlaka masada olacak.
Gazze Şeridi’ne insani yardım ulaştırmanın hâlihazırdaki tek yolu Mısır.
Erdoğan’ın Kahire’yi ziyareti ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’yle görüşmesi Türkiye’nin Gazze Şeridi’ndeki mazlum Filistinlilere daha çok yardım edebilmesinin önünü açacak.
Arap Baharı sürecinde Türkiye-Mısır siyasi ilişkileri bozulsa da ekonomik ilişkiler çok fazla etkilenmeden devam etmişti.
Siyasi ilişkilerin normalleşmesinin ekonomik ilişkilerin gelişmesine de katkıda bulunması ve iki ülke arasındaki ticaret hacminin artması bekleniyor.
2002 yılında 9,7 milyar dolar ve geçen yıl 10 milyar dolar civarında olan ticaret hacminin orta vadede 20 milyar dolara ulaşması hedefleniyor.
Ziyaretin gündemindeki bir diğer önemli dosyanın da Doğu Akdeniz’deki enerji hatları ve deniz yetki alanlarının belirlenmesi olduğu söylenebilir.
Erdoğan’ın ziyaretinin bu dosyada ne kadar ilerleme sağlayacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
İki ülke arasında deniz yetki alanlarının belirlenmesi için imzalanacak anlaşma Türkiye’nin olduğu kadar Mısır’ın da yararına.
Ancak bunun olabilmesi için Kahire’nin öncelikle Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Fransa’nın etkisinden kurtulması gerekiyor.
Türkiye ve Mısır arasındaki ikili ilişkilerin yanında Ankara ve Kahire’nin iş birliği yapması gereken birçok bölgesel sorun var.
Libya’da farklı tarafları destekleyen Türkiye ve Mısır arasındaki diyalog, Libya’nın yeniden iç savaşa sürüklenmesini önleyecek ve toprak bütünlüğünü koruyacaktır.
Sudan’da yaşanan iç savaşın sona ermesi için de Ankara ve Kahire birlikte çalışabilir.
Etiyopya’nın Somali’den tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Somaliland’ı resmen tanıyacağını duyurması ve Kızıdeniz’e erişmek için Addis Ababa’da imzalanan muhtıra bölgede gerginliği tırmandırdı.
Ankara, “Somali ile Somaliland arasındaki anlaşmazlıkların doğrudan müzakereler yoluyla ve Somalililer arasında çözümlenmesini arzu ettiğini” bir kez daha vurgulayarak muhtırayı endişeyle karşıladığını açıkladı.
Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, Somali ile Etiyopya arasındaki kaygı verici gerilimin “Somali'nin toprak bütünlüğü” temelinde sona ermesi gerektiğini söyledi.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi de Hasan Şeyh Mahmud’un Kahire ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, Somaliland ve Etiyopya arasında imzalanan muhtırayı reddettiklerini belirterek Somali’nin tehdit edilmesine izin vermeyeceklerini ifade etti.
Türkiye’nin hem Somali’yle hem de Etiyopya’yla ilişkileri iyi. Dolayısıyla Türkiye hem ordusunu eğittiği ve başkentinde büyük bir askerî üsse sahip olduğu Somali’nin toprak bütünlüğünün korunmasında aktif rol oynayabilir hem de Rönensans (Hedasi) Barajı sebebiyle Mısır ve Etiyopya arasında yaşanan krizin çözülmesine ara bulucu olarak katkıda bulunabilir.