İslam’a olan kininden kafayı yiyenleri anlıyoruz…

Ezan duyduğunda çıldırmışa dönenleri anlıyoruz…

Kadim Türkiye’nin Müslüman Türkiye diye anılmasına uyuz olanları biliyoruz…

Dertlerinin direk âlemin yaratıcısı olduğunu biliyoruz…

Şehit sözünden bile rahatsız olacak kadar maneviyatsızlar üstelik…

Dedelerinden gördü kimileri İslam’a olan nefreti, kimileri üniversitede hocalarından…

Kimileri yabancı istihbaratçıların ellerinde kinlendi İslam’a…

Kimi kökleri itibari ile sinsiydi, yabancı fikirdi gizlediler kendilerini, İstanbul’da ezan sesini duymak onlar için çileydi…

Onların biliyorduk kimlerden geldiklerini…

Kimlere bağlı olduklarını, nereye hizmetkâr olduklarını…

Ancak sen ey Erdoğan’a kin bileyen, nefret kusan, İslam düşmanları kadar onun yok olmasını arzulayan alnı secdeye değen kardeşim…

Sen ey birlikte yürümemiz gereken kardeşim…

Sen Tunus’ta sokakta adı geçince “Erdoğan Erdoğan” diye sevinin çocukları nereye koyacaksın?

Sen Katar’da bir organizasyona canlı bir telefon görüşmesi ile bağlanan koca salan dolusu insanın heyecandan mutluluk içinde ki halini nereye koyacaksın?

Afrika’da Meclis’te konuşma yaptığı sırada ağlayarak umudumuzsun ey sultan Erdoğan diyen o mazlumları nereye koyacaksın?

Onların kalplerindeki Erdoğan sevgisini hangi terazi ile tartacaksın?

O sevgiye ne kulp bulacaksın…

İsrail işgali altındaki Filistin’de, Kudüs sokaklarındaki gençlerin Siyonist Yahudiler’e Erdoğan marşı dinletmelerindeki umudu, özgüveni, cesareti benim ardımda kocaman bir Erdoğan var dirayetini nereye koyacaksın?

Yemen’den Kahire’ye Gazze’den Ramallah’a ev ev sokak sokak Türk bayraklarının yanına Erdoğan posterlerini asan kardeşlerinin sadakatini neyle taratacaksın?

Halit Meşal’in, İsmail Haniyen’in, zindanda Muhammet Mursi’nin Erdoğan duasını nereye koyacaksın?

Hindistanlı Müslümanlar’ın, Sudanlı yetimlerin, Nijeryalı gariplerin ellerini açıp ağlaya ağlaya dua ettiği ihtiyar dedelerin âlimlerin sevdasını umudunu nereye koyacaksın?

Bosna’nın ihtiyar nenelerinin “Bizi Erdoğan’sız bırakma Allah’ım” yakarışındaki duaya hangi mana ile bakacaksın?

Afganistan’da şehitleri anma etkinliğinde futbol stadında bir teyze, eline aldığı mikrofonla “Mücahit Erdoğan” diye bağırıyor tüm stat ona eşlik ediyor, bunca yoksul insanın sevgisini nereye bağlayacaksın?

Dünyalıklara mı?

Ganimetçilere, köşeyi dönmek isteyenlere mi?

Bu sevgiyi Allah’ın kalplere nüfusundan başka nereye bağlayacaksın?

Türkiye halkı yirmi yıldır başına taç etmiş, dua etmiş, lideri görmüş ölümüne yanında yürümüş…

Yediden yetmişe sevmiş bağrına basmış…

Milletin ve ümmetin ve dahi adaletli yanından ötürü gayrimüslimlerin dahi derin sevgi ve saygısına mahzar olmuş Erdoğan’a duyduğunuz kin normal değil…

Düşman cephesinden saldırmanız makul değil…

Farklı kulvarlarda siyaset yapıyorsunuz diye reddetmeniz masum değil…

Müslümanlar arasında fitnelere yol açacak kadar öfke duymanız mümince değil…

Kaldı ki bu gün yan yana yürüdüğünüz kalbi millete karşı karanlık olanlarla dahi bir araya gelebiliyor, ama Erdoğan’ın adı geçince tüyleriniz diken diken oluyor…

Öyleyse sizin maksadınız Erdoğan’ı eleştirmek değil, Müslümanlar arasında bozgunculuk çıkarmak anlamına geliyor…

Ancak şunu bilin ki bu millet gün gelir zor zamanlardan geçerken vatanı, sizin düşman safında yer aldığınızı asla unutmaz yazar bir köşeye…

Erdoğan’a oy vermemenizi anlaya biliriz…

Ancak Müslüman bir lidere İslam düşmanları safından kin duymanızı anlayamayız…

Anlayamayacağız…