Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, resmi ziyaretlerde bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Tunus Dışişleri Bakanı Hamis el-Cihinavi ile Dışişleri Bakanlığı Resmi Konutu’nda görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Tunus’a bir ziyarette bulunmak istediğini, bunun tarihini de belirleyeceklerini vurguladı. 15 Temmuz’da yaşanan başarısız darbe girişiminin ardından kardeş Tunus halkı ve hükümetinden çok büyük destek gördüklerini hatırlatan Çavuşoğlu, “Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) sadece Türkiye için değil, bulunduğu her ülke için de bir tehdittir. Kardeş Tunus’ta da mevcudiyeti vardır ama Tunus hükümeti bunlara yönelik tedbir almaya başladı. FETÖ iltisaklı okullardan bir tanesi kapatıldı, diğer okul için de kararlar alındı. Şimdi uygulama sürecine geçildi. Tüm bu destekleri için çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
Katar krizi
Çavuşoğlu, görüşmede Körfez krizini de değerlendirdiklerine dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Bu krizden rahatsızlık duyduğumuzu hiç saklamadık. Kardeş ülkeler arasında böyle bir sorunun yaşanmasını hiç arzu etmezdik ama ortada defakto bir durum var. Bu sorunun çözülmesi için hem düşüncelerimizi paylaşıyoruz hem tarafsızlığımızı koruyoruz ama yanlış olanları da söylüyoruz ve sorunun çözümüne de katkı sağlamaya çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi Katar’dan sonra Kuveyt’i ziyaret ettim ve yarın da inşallah, kısmet olursa Mekke’ye giderek Suudi Arabistan ile görüşmelerimizi sürdüreceğiz. Samimi bir şekilde kardeşler arasındaki bu sorunun çözülmesi ve sürecin atlatılması için çaba sarf ediyoruz. Tunus da aynı şekilde dengeli bir yaklaşım sergiliyor ki olması gereken budur.”
Türkiye olarak amaçlarının bu krizin bir an önce aşılması olduğu değerlendirmesinde bulunan Çavuşoğlu, ramazan ayında 4 ülkenin Katar‘a karşı aldığı bu kararların doğru adım olmadığını kaydetti. Sorunları çözmek için insanların günlük hayatını etkileyecek kadar ileri giden adımlar atmaya gerek olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, “Bizim arzumuz Körfez İşbirliği Konseyi içinde özellikle sorunun tarafı olan ülkelerin bir araya gelerek açık açık sorunun ne olduğunu, nereden kaynaklandığını ve ne istendiğinin konuşulması.” ifadelerini kullandı.