İsrail ordusu geçtiğimiz salı günü sabaha karşı İslami Cihad Hareketi liderlerine yönelik olduğunu iddia ederek Gazze’ye hava saldırıları düzenlemeye başladı.
İşgal güçlerinin saldırılarında hedef alınan hareket liderlerinin yanında çok sayıda çocuk ve masum sivil de hayatını kaybetti.
İsrail ordusunun elinde Gazze’ye saldırı düzenleyeceğinde vuracağı yerleri ve kişileri içeren bir “hedef bankası” olur.
Söz konusu hedef bankası İsrail’in sahip olduğu teknolojik imkânlara ek olarak sahadaki ajanlardan gelen bilgilerle oluşturulur ve liste zamanla güncellenir.
Ajanlar İsrail’e Gazze Şeridi’ndeki yerler ve kişiler hakkında bilgi sağlamakla kalmaz, hedef alınacak kişilerin saldırı anında nerede olduklarına dair bilgi de verir.
Direniş liderlerinin birçoğu İsrail’in saldırılarından korunmak amacıyla evlerinde değil başka yerlerde gizlenmeleri sebebiyle ancak sahadan elde edilebilecek bu bilgi işgalciler için oldukça önemlidir.
Örneğin ajan, hava saldırısıyla suikast düzenlenecek direniş liderinin evine geldiğini veya hangi araçta ve hangi caddede olduğunu bir şekilde İsrail istihbaratına bildirir.
Böylece işgalciler hedef aldıkları kişinin saldırı düzenledikleri yerde bulunduğundan emin olurlar.
Gazze’yi kontrolü altında tutan Hamas, İsrail hesabına çalışan ajanları yakalayıp yargılanmalarını ve idam edilmelerini sağlasa da direniş güçleri hakkında işgalcilere bilgi sızdırılmasının tamamen önlenmesi mümkün değil.
Çünkü İsrail istihbaratı Gazze hakkında bilgiyi sadece kendisi için çalışan ajanlardan değil Ramallah’taki Filistin Yönetimi’nden ve Mısır’dan da alıyor.
İslami Cihad Hareketi liderlerine düzenlenen ilk saldırıda Mısır istihbaratının parmağı olduğuna yönelik iddialar var.
Filistinli gazetecilerin söylediklerine göre saldırıda hedef alınan isimler tedbir olarak evlerinden başka yerlerde gizleniyorlarmış.
Mısır istihbaratı İsrail’in Gazze’ye saldırı düzenlemeyeceğine dair güvence vermiş ve söz konusu isimleri Kahire’ye davet etmiş.
İslami Cihad Hareketi liderleri Mısır’a gitmek üzere gerekli hazırlıkları yapmak ve aileleriyle vedalaşmak için o gece evlerine gitmişler.
İsrail de hedef alınacak isimlerin evlerine döndükleri bilgisini aldıktan sonra saldırı düzenlemiş.
Kısacası, Mısır istihbaratı işgalcilerle birlikte direniş liderlerine kumpas kurmuş.
İslami Cihad Hareketi’nin de Filistinli direniş gruplarıyla İsrail arasında arabuluculuk yapan Mısır’a ateşkesi kabul ediyormuş gibi göründükten ve Kahire’den Tel Aviv’e “Ateşkesi kabul edecekler” mesajı gittikten sonra füze saldırılarını sürdürerek misillemede bulunduğu söyleniyor.
Filistin direnişi için Mısır “güvenilmez fakat mecbur kalınan” bir arabulucu.
İşgal ordusunun bu son saldırıları da öncekiler gibi er ya da geç sona erecek.
İsrail medyasına göre ordu ve istihbarat yetkilileri Netanyahu’dan Gazze’yi hedef alan saldırıları durdurmasını istiyor.
İşgalcilerin uzun süre siren sesleriyle ve sığınaklara koşuşturarak yaşamaları mümkün değil.
Direniş güçlerinin attığı yüzlerce füzenin sadece küçük bir kısmını düşürebilen İsrail ordusu da direniş liderlerinin birkaçını ve çok sayıda çocuğu katlederek “caydırıcı güç” imajını tamir edemez.