Devlet denince akla ‘Adalet’ gelir. Gelmelidir de. Devlet adil olan, adaletle hükmedendir. Devletin koyduğu Anayasa ve yasalar, insanların eşit ve adilce, güven içinde yaşamasının güvencesidir. Bunun dışında ortaya konan her türlü gücü de devlet bertaraf eder, etmelidir de…
Bu çerçeveden bakarak, devletin kanun ve kuralları dışında yapılan açıklamalar ve özellikle gazetecilere dönük tehditler asla kabul edilemezdir. Bu tehditlere sessiz kalınması da ülkeye yapılmış bir haksızlığa sessiz kalmaktır. Akli selim olmak zorundayız. Müslümanlar olarak doğruyu ve adaleti savunmak zorundayız.
Muhalefetteki bir siyasi parti her türlü yanlışları ile hakaret etmeksizin yerden yere vurulabilir. Ancak, partinin bütününe karşı devletin kanunları ve kurallarının dışında devletin bir bakanı tarafından hedef gösterilmesi de kabul edilemez. Eğer o parti hukuk ve kanun dışına çıkıyorsa, bunun yolu adaletin önünde hesap sormaktır. Teröre ve teröriste kim destek veriyorsa, mutlaka onlar adaletin önüne çıkarılmalıdır. Bireysel yasaklar yerine adalete havale etmektir doğru olan.
Hz. Peygamber’e ilk vahiy geldiğinde, korkuya kapılması üzerine, peygamberliğini ilk olarak tasdik eden eşi Hz. Hatice annemizin onu teselli için söylediği şu sözler de, onun adil olma erdemine ne denli önem verdiğine işaret eden güzel bir örnektir: “Bundan korkmana gerek yok. Allah’a yemin olsun ki, O seni asla utandırmaz; çünkü sen yakınlarına yardım eder, hayatını şerefinle kazanır, başkalarını doğru yola sevk eder, yetimleri barındırır, felakete uğrayanların yardımına koşar, fakirlere iyilik eder ve herkese nezaketle ve adil davranırsın.” Peygamberin (sav) bu nitelikleri, onun peygamberlikten önceki yaşantısında bile toplumsal hayatta iyiliklerin, güzelliklerin ve adaletin hakim kılınıp, zulme mani olunması için çalıştığı ve toplumun bütünleşmesi için yardımlaşma ilkesine büyük özen gösterdiğine işaret etmektedir.
İslam medeniyeti ile toplumda adaletin, iyiliklerin ve güzelliklerin hakim kılınabilmesi için sadece Müslümanlar arasında değil, aynı zamanda herhangi bir inanç ayrımı yapmaksızın genel olarak insanlar arasında karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma ilkesinin gerekliliğine vurgu yapılır.
Siyaset, Allah (cc) rızası gözetilerek insanların güven ve huzuru için yapılırsa güzeldir. Yeni Türkiye’de artık kavgaların son bulmasını diliyorum. Güçlü bir iktidar ve güçlü bir devletin varlığı hepimize güven ve huzur vermelidir.
Bir önceki yazımda da yazdım ama yine buraya yazacağım. Kuran’ı Kerim’de Allah (cc) şunu emrediyor:
“Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”
Selam ve dua ile…