Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası Etkinliği‘nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye ayağa kalkmadan, bölgemizin de medeniyetimizin de ayağa kalkmayacağını, kalkamayacağını her vesileyle bir kez daha görüyoruz ve anlıyoruz. Üzerimizdeki yük ve sorumluluk ağırdır ama bir o kadar da şereflidir. İnovatif, yenilikçi çalışmalar yürüten firmalarımız, TİM gibi çatı kuruluşlarımız, kamunun ilgili tüm birimleri, tempolarını ve hedeflerini bu bilinçle sürekli ileriye taşımak mecburiyetindedirler.” dedi.
“Milli para kararımız başka ülkenin aleyhine değil”
Konuşmasında kur dalgalanmalarına değinen Erdoğan, “Finans sektörü denilince tabii olarak aklımıza hemen son günlerdeki kur dalgalanmaları geliyor. Bazıları döviz kurunun artmasının arkasındaki gerçekleri, oynanan oyunları, kimlerin bunu niye yaptığını görmek istemiyor. Döviz yerine milli paramızı kullanma kararımız, bir başka ülkenin ekonomisi aleyhine bir faaliyet asla değildir. Biz, kendi ülkemizle birlikte dünyanın her köşesindeki insanların da refah ve huzur içinde yaşamalarını istiyoruz.” şeklinde konuştu.
“Ar-Ge harcamalarımız yükseldi”
Ar-Ge insan kaynağı sayısının arttığını ifade eden Erdoğan, “2001’de 76 bin olan Ar-Ge insan kaynağı sayımız 2016 itibarıyla 224 bini geçti. Yine 2001’de yüzde 0,54 olan Ar-Ge harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılamız içindeki payı 2016’da yıllık 20 milyar lirayı aşarak yüzde 1,06 seviyesine yükseldi. Yeterli değil. Hedef yüzde 3. Bunu başarmamız lazım.” diye konuştu.
“Girişimcinin dünya ile rekabette gücünün artmasını istiyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2002-2015 arasındaki yerli patent başvuru sayısı 37 bini geride bıraktı. Geçtiğimiz yıl itibarıyla imalat sanayindeki girişimlerin yüzde 55’i, hizmet sektörünün ise yüzde 47’si yenilikçi faaliyetler yürütür hale geldi. Küresel inovasyon endeksinde 128 ülke içinde 42’nci sıraya yükselmiş bulunuyoruz. Ama endüstriyel tasarım alt başlığında Çin, İtalya ve Kore ile birlikte ilk sırada bulunuyoruz. Biz tüm dünyada reel sektörün hasmı olarak gördüğümüz kurun da faizlerin de yükselmesine karşıyız. Çünkü biz yatırım istiyoruz. Biz istihdamın artmasını istiyoruz. Biz üretim istiyoruz. Biz ülkemizdeki yatırımcının, girişimcinin dünya ile rekabette gücünün artmasını istiyoruz.”
“Bize diz çöktürmeye çalıştılar”
“Şundan emin olunuz, Türkiye şayet Gezi olaylarını, FETÖ‘nün 17-25 Aralık emniyet-yargı ve 15 Temmuz silahlı darbe girişimlerini, PKK ve DAEŞ örgütlerinin kanlı eylemlerini yaşamamış olsaydı, bugün çok başka bir noktada bulunacaktı.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan,” 800 milyar doları aşan milli gelirimiz, trilyon dolara dayanmış olacaktı. 410 milyar doları bulan dış ticaretimiz 600 milyar dolarlara yaklaşacaktı. Düşen petrol fiyatlarının etkisiyle dış yatırım açığımız azalacak, yatırım imkanlarımız artacaktı. Büyüme oranımız yüzde 6-7’lerden aşağı düşmeyecekti. Faiz oranları biliyorsunuz 4,6’ya kadar düşmüştü, yüzde 3’lere gerileyecekti. Enflasyon bu rakamın da altına inecekti. Bu verilerin sağladığı güç ve imkanla Suriye ve Irak’ta çok daha etkin bir politika izleme imkanına sahip olacaktık. Fakat çok açık, çok kirli, çok sinsi bir dizi oyunla elimizi kolumuzu bağlamaya, bize diz çöktürmeye çalıştılar.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
“Göreve geldiğimizde bizim IMF’ye borcumuz 22,5 milyar dolardı, Merkez Bankasının döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. IMF sıfırlandı, hamdolsun Merkez Bankamız da artık çok daha güçlü bir şekilde ayakları üzerinde rahat rahat duruyor. Aradan 3,5 yıldan fazla zaman geçmiş, birileri hala ‘IMF ile anlaşma yapın, borç alın, ekonomik ve siyasi bakımdan yeniden bu kurumun kontrolüne girin’ diye bas bas bağırabiliyor. Bunlar vatana ihanet ediyorlar. Niye biz IMF’den borç alacağız ki? Bizim böyle bir derdimiz yok. Türkiye artık ayakları üzerinde duran bir ülkedir.”