İşgal güçleri, önceki gün Batı Yaka’daki Cenin Kampı’na düzenlediği baskın sırasında aralarında yaşlı bir kadının da bulunduğu 9 Filistinliyi şehit etti.
Filistin Sağlık Bakanlığı, işgal güçlerinin baskın sırasında yaralıların çıkarılması için ambulansların bölgeye girişine izin vermediğini ve Cenin Devlet Hastanesi’ne kasıtlı olarak göz yaşartıcı bomba attığını açıkladı.
Aynı gün Kudüs’te de işgal güçlerince ağır yaralanan bir genç hayatını kaybetti ve yılbaşından bu yana İsrail’in katlettiği Filistinli sayısı 30’a yükseldi.
Katliamın ardından Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas üç güçlük yas ilan ederken Hamas başta olmak üzere Filistinli direniş grupları İsrail’e mutlaka misilleme yapılacağını ve cinayetlerinin bedelinin işgalcilere ödetileceğini ifade ettiler.
İşgal güçlerinin Cenin Kampı’nda gerçekleştirdiği katliama Arap ve İslam ülkeleri tepki gösterdi.
Dışişleri Bakanlığı yayınladığı bildiride “Sivillerin ölümlerine yol açan saldırıları şiddetle kınadı” ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik de uluslararası toplumu “İsrail hükümetinin şiddet politikalarına karşı açık ve etkili bir tutum sergilemeye” davet etti.
İsrail’de Netanyahu başkanlığında aşırı sağcı bir hükümet kurulmasının ve Itamar Ben-Gvir gibi Filistinlilere karşı daha çok şiddet kullanmayı vaat eden bir fanatiğin Ulusal Güvenlik Bakanı olmasının ardından işgal güçlerinin cinayetlerini artırması bekleniyordu.
Nitekim İsrailli milletvekili Almog Cohen, Twitter’da yaptığı yorumda katliam sonrası duyduğu sevinci gizlemeyerek Filistinlilerin katledilmesini “güzel ve profesyonel iş” olarak niteledi ve öldürmeye devam edilmesini istedi.
İşgal güçlerinin cinayetlerini yoğunlaştırması karşısında Abbas ne yapıyor?
Filistin Yönetimi, Cenin’de işlenen katliamın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) taşınacağını ve işgal güçleriyle yapılan güvenlik koordinasyonunun askıya alındığını açıkladı.
Fakat Abbas’ın bunları gerçekten yapacağı şüpheli.
Çünkü geçmişte de Filistin halkının öfkesini dindirmek için benzer açıklamalarda bulunmuştu.
Abbas’ın “kutsal” gördüğü güvenlik koordinasyonu Filistin Yönetimi’nin varlık sebebi.
İsrail, Batı Yaka’da Filistin direnişine karşı işgal güçleriyle işbirliği yapmayan bir yönetime izin vermez.
Yediot Ahronot gazetesi yazarı Yossi Yehoshua ve Maariv gazetesi yazarı Tal Lev-Ram, Cenin’deki katliamın ardından güvenlik koordinasyonunun askıya alındığı açıklamasına şüpheyle yaklaşarak Filistin Yönetimi’nin geçmişte işbirliğine son verildiğini açıkladığı zamanlarda bile işgal güçleriyle koordinasyonu gizlice sürdürdüğünü söyledi.
Washington da Filistin Yönetimi ve İsrail arasındaki güvenlik koordinasyonunun askıya alınmasına karşı.
ABD Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Barbara A. Leaf, kararı “yanlış adım” olarak niteleyerek güvenlik koordinasyonunun korunması için İsrail ve Filistin taraflarıyla görüşmelerini sürdürdüklerini ifade etti.
İsrail ordusu önceki gün Cenin’de gerçekleştirdiği katliamın ardından geceleyin de Gazze Şeridi’nde bazı noktalara hava saldırıları düzenledi.
Ne yazık ki İsrail’deki mevcut hükümet görevine devam ettiği sürece Filistinlilere yönelik şiddetin ve devlet terörünün artması sürpriz olmayacak.