Kadın ve aile ilgili yazdığım yazılardan sonra birçok hanımefendi bana tepki gösterdi? Bazıları kocasından boşandığı için yazdıklarıma nefsi yaklaşarak tepki gösterdi, bazıları aleni feminist duygularla tepki gösterdi, bazıları kendine konduramasa da İslam’da kadının yerini kabullenemeyip feminen fikirlerin işgalinde olduğundan habersiz olarak tepki gösterdi, bazıları ise tamamen farkında bile olmadığı cehaletinden tepki gösterdi.

Cumartesi yayımlanan yazımdan sonra annem yaşında bir hanımefendiden gelen bir feryat, tükenmişlik hâli, ailesini kurtarma çabası ise olayın farklı boyutunu da gündeme taşımamı zorunlu kıldı benim için… Bana kurşun gibi ağır gelen mektubu buyurun siz de okuyun:

Ferhat kardeşim, yazılarınızı kaçırmadan okumaya çalışıyorum. Senden benim de sesim olmanı istiyorum. Kocam bana çok kötü olaylar yaşattı. Biz 39 yıllık evliyiz. Bunca yıl çocuklarım ortada kalmasın diye içkiye, kumara, maddi sıkıntıya, fiziksel ve psikolojik şiddete katlandım… Ailem de bu konuda destek olmadı ve boşanamadım. Üç kız evladım, iki torunum var. Büyük kızım yatalak hasta olduğu için eşinden ayrıldı. Neyse ben kocamın yaptıkları yüzünden maddi manevi sıkıntılar yaşarken ve kızımın sağlık sorunları ile boğuşurken kocam olacak adam da gitmiş kızı yaşında dört çocuklu bir kadınla birlikte olmaya başlamış. Ben bu durumu öğrenmeden önce eşimin yaşattığı üzüntüler ve maddi manevi sıkıntılar (haberim olmadan çektiği krediler, emekli maaşı üzerinden çektiği kredi ve çevresindekilere yaptığı borçlar) çektim. Eve bir lira ekmek parası bırakmıyordu, kızım engelli olduğu için hastaneye taksi ile gitmesi gerekiyordu ama taksi parası vermiyordu. Eve geç geliyordu, beni eve gelmemekle, boşanmakla, istese başka kadın bulmakla tehdit ediyordu. Meğerse kızı yaşındaki dört çocuklu bir kadın bulmuş. Ben bu durumu öğrendikten sonra çok zor zamanlar yaşadık, yaşıyoruz. Evladını bile bu utanmaz kadın yüzünden evlatlıktan reddetti, ben boşanmak istedim boşanamadım. Çünkü engelli ve hasta bir çocukla nereye gidebilirim? Ne malım mülküm var ne gelirim… Söyler misin ben ne yapayım? Psikiyatri desteği almaya başladım, ayrılamıyorum, evdeyim ama yuvam da zerre huzur kalmadı. Hep yazıyorsun ya kadınların yaptıkları kötü ve yanlışları ya da ömür boyu nafaka konusunu… Benim ve benim gibi kadınlar ve benim kocam gibi kocalar ve babalar için ne dersin, ne yazarsın kardeşim? Şu anda ben kadınla mahkemelik oldum, “Kocamın yakasından düş, peşini bırak.” dediğim için bana saldırdı, hakaret etti ve beni boğarak öldürmeye kalktı. Çünkü para kaynağını kuruttum. Eşimin dükkânına gitmeye başladım ve hem kocama hem parasına sahip çıkmaya çalışıyorum. Çözüm olmasa da paylaşayım ve rahatlayayım dedim.

Selam ve dua ile, Allah’a emanet olun…

Bir tarafta evlendiği adamı yolunacak kaz görüp boşanırken donuna kadar almaya çalışan arsız kadın tayfası; bir tarafta ömrünü verdiği adamın ihaneti, ahlaksızlığı, vefasızlığı, merhametsizliği ile hayatı zindan olan hanımefendiler…

İki ucu pis değnek!.. İfrat ve tefrit arasında savrulmanın bizi getirdiği son nokta!..

Evet, kadın hakları diye ortalığı velveleye verenler, güya kadını koruyup kollayan dernekler, bu kadının hakkını koruyun, bu kadına hayatını garanti edin; bu kadının yuvasını yıkılmaktan, ailesini dağılmaktan kurtarın!..

Yapmazsınız, yapamazsınız!.. Çünkü siz onarmaya, tamir etmeye, düzeltmeye değil; yıkmaya, ifsat etmeye, aileleri dağıtmaya talipsiniz!..

Peki, Aile Bakanlığı böyle kaç aileden haberdar? Dağılmak üzere olan böyle kaç aileyi dağılmaktan kurtarmıştır? Kadından yana mahkemeye müdahil olmaktan öte ne işlevi vardır?

Yıkılan ailelere taraf olmakla değil; yıkılmaya yüz tutan yuvaları ayakta tutmak, bu konuda maddi manevi destek olmak, aile danışmanlığı, psikiyatri desteği vb. vermek gibi faaliyetlerle ön plana çıkmalıdır Aile Bakanlığımız!..

Ben hanımefendinin sesi oldum, siz de nefesi olun bakalım kadın dernekleri ve Aile Bakanlığımız!.. Kurtarın yıkılmakta olan bu yuvayı!..