Evet 15 Temmuz bir destan. Kahramanlık destanı. Milleti, devleti, basını, siyasetçisi ve sivil toplum örgütleri ile hep birlikte yazılmış bir destan. Elbette ki bu destanın yazılmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı ve meydan okuması vardır. O yürüdü ve millet ve devlette liderinin peşinden yürüdü.
Tankın önüne yatan, kurşunlara karşı göğsünü siper eden bir milletin destanını kimler yazdığını kayda geçmek adına bu yazı ile bir fotoğraf çekmek istiyorum.
15 Temmuz kahramanlık destanının yazılmasında mücadele eden yürekler ve bedenler var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında dik duran Binali Yıldırım ve hükümetinin 15 Temmuz kahramanlık destanının yazılmasında önemli payı var. Hainlerce bombalanan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman’ın bombalar altında meclisi harekete geçirmesi ve Meclis’e gelen milletvekillerinin hepsinin kahramanlık destanının yazılmasında payı var. Vatan aşkına yola düşenlerin ellerinde silah olarak sadece bayrak vardı. Hainlerin ellerinde ise o milletin verdiği yetki ve para ile ellerine aldıkları tanklar, uçaklar, silahlar vardı. Şehadete yürüyen kahraman şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin 15 Temmuz kahramanlık destanının yazılmasında payları çok büyük.
O gece milli iradenin yanında durarak, içindeki hainleri temizleme azmi ve kararlılığını gösteren askerimiz ve polisimiz, istihbaratçımızın kahramanlıklarını da unutmamalıyız.
15 Temmuz destanını anlatırken, sadece şehadete koşan sokaktaki milletin hikâyesini değil, içine sızmış hainleri bünyesinden atan şehit Ömer Halisdemir gibi kahramanların da destanlarını anlatmalıyız. Kahraman Türk askeri, kendi içine sızan hainleri nasıl temizlediğini de anlatmalıyız. Kahraman Türk polisinin de içindeki hainleri nasıl temizlediğini de hep hatırlamalıyız. Bu kahramanlıklarda payı olan her bir güvenlik görevlisinin hikâyesini elbette ileride çocuklarımız, torunlarımız kitaplardan okuyacak ve dinleyecektir. İnşallah filmlere de konu olacak.
Halkın ve güvenlik güçlerinin mücadelesi ile teslim alınan ve Türk yargısına teslim edilen hainlere o gece hemen hesabını soran yargının kahramanlığını da unutmayalım. Bir yandan kendi içindeki hainleri temizleyen Türk yargısı, diğer yandan hainlere adaletin keskin kılıcını gösterdi.
15 Temmuz kahramanlık destanını görevi başında canı pahasına dünyaya görüntü ve yazılı haberle duyuran Türk basınının kahramanlığını hatırlamamak olmaz. Şehit olan gazetecimizi de… Milli iradenin yanında yer alan STK’ları da…
Devletin her bir birimi milleti ile beraber bu kahramanlık destanına ortaktır. Zira, her bir birim kendi içindeki hainleri temizlemesini bilmiştir. O gece millet ve devlet birlikte 15 Temmuz kahramanlık destanını yazarken, yurt dışında bulunan vatan evlatları da dualarla milli iradenin yanında idi. Dünyanın birçok yerinde yapılan duaların da bu kahramanlık destanının yazılmasında önemli payı var.
İşte biz böyle bir milletiz. İşte biz birlikte Türkiye’yiz. İşte biz bir Hilal için şehadete severek koştuğumuzdan bu destan bize lütfedildi. Lütfedene Allah’a (cc) hamdolsun.
“Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, Yâ Rab, ne güneşler batıyor!”
Selam ve dua ile…