Devlet hastaneleri bütün ağırlıklarını Koronavirüsle mücadeleye hasretmiş ve pandemi hastaneleri haline getirilmişken, Üniversite hastanelerinin doktorları, özel hastaneler ve özel muayene sahibi doktorlararasında bir pasta kavgası başladı.
Tıp fakültelerinde doktorların büyük bir bölümü pandemiyi bahane ederek virüs kapma endişesiyle düzenli bir şekilde mesai yapmıyorlar.
Bütün yük asistanların, hemşirelerin ve memurların omzuna binmiş durumda.
Türk Tabipleri Birliği ile Samsun Tabip Odası’nın Sermaye Piyasası Kuruluna yaptığı şikâyet ile Samsun’da 4 özel hastaneye tekelleşme soruşturması başlatıldı.
Hastanelere eş zamanlı baskınlar yapıldı.
Soruşturmaya gerekçe olarak özel hastanelerin, ameliyatlarını bu hastanelerde yapan özel muayenehane sahibi hekimlerden ameliyathane kullanım ücreti olarak aldıkları ücrete zam yapmış olmaları.
Tabipler Birliği, Samsun Tabip Odasının şikâyetini Sermaye Piyasası Kurumuna götürerek operasyonu başlatmış oldu.
Bu operasyon alttan alttan dönmekte olan bir çarkı da ortaya çıkarması bakımından faydalı oldu.
Tıp fakültelerinin doktorlarıyla özel muayene sahibi doktorlar, hastalarını özel hastanelerin ameliyathanelerinde ameliyat yapıyorlar.
Özel muayene işleten doktorları anladık da üniversite doktorları da mı bunu yapıyor?
Maalesef evet…
Çoğu estetik ameliyatı olduğu için SGK tarafından karşılanmayan ameliyatlar için hastalarından asgari 20 Bin lira para alıyorlar.
Hastalarından aldıkları fahiş muayene ve ameliyat bedellerinin yanında özel hastanelerin kullandıkları ameliyathanelere 2 bin 500 liradan fazla ücret ödemek istemedikleri için kavgaya tutuşuyorlar.
Özel hastaneler, ameliyathanelerini kullanmak isteyen muayene sahibi hekimlere fiyat artışı yaparak, ‘hastadan 20 Bin lira alıyorsunuz bize de 3 Bin 500 lira vereceksiniz’ dedikleri için operasyona maruz kaldılar.
Aynı ameliyat için özel hastanelerin aldıkları miktar bunun yarı fiyatı.
Özel muayene sahibi doktorların özel hastanelerin ameliyathanelerinde yaptıkları ameliyatlarda hasta ameliyat yapılan hastanenin hastası olarak giriş yapılıyor.
Yani hastanın başına gelecek ameliyat kusurlarından kaynaklı sakatlanma veya ölüm durumlarında ameliyatı yapan doktor ile birlikte ameliyatın yapıldığı hastanede sorumlu oluyor.
Bir başka ve önemli bir husus;
Özel muayenesi olan doktor hastasından aldığı ücreti tam olarak vergilendirmiyor.
Hastasından aldığı paranın tam karşılığı fatura kesmiyor.
Aldığı ücretin diyelim, 2 bin 500 lirasını özel hastanenin ameliyathanesini kullandığı için hizmet faturası karşılığında hastaneye ödüyor.
Diğer 2 bin 500 lira sair giderler olarak faturalandırarak, hastadan 5 Bin lira alınmış gibi faturalandırma yapıyor.
Alınan 20 Bin liranın kalan 15 bin lirası faturalandırılmamış kazanç olarak doktorun cebinde kalıyor.
Aradaki fark nedir?
Aradaki farka AK Parti öncesinde bıçak parası deniyordu…
Aynı ameliyat tıp fakültesinde yapılmış olsaydı, alınacak paranın tamamı faturalandırılacağı için, hem bu kadar fahiş bir ücret alınamayacaktı, hem de alınan paranın tamamı döner sermaye olarak üniversitede kalacaktı.
Pandemiyi fırsata çeviren ve bıçak parasına güncelleyerek hayatiyet kazandıran doktorlara ne Sağlık Bakanlığı ne de üniversite yönetimi şimdilik müdahale etmiyor.