İşgal ordusunun Gazze Şeridi’ndeki katliamlarını protesto ederek İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesen Kolombiya’dan dikkati çekici bir çağrı geldi.
Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, geçenlerde yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler’den (BM) “Gazze’ye barış gücü göndermesini” istedi ve savaşı sona erdirmek için başka bir alternatifin olmadığını söyledi.
Petro, ülkesinin böyle bir gücün parçası olmaya hazır olduğunu duyurdu.
Kolombiya’dan gelen bu çağrının “savaşı sona erdirmek ve Gazze Şeridi sakinlerini İsrail ordusunun saldırılarından korumak” amacıyla yapıldığında şüphe yok.
Fakat şu an için bunun mümkün olduğu söylenemez.
BM Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) gibi bir barış gücünün saldırıları sona erdiremeyeceği ortada.
BM’nin Bosna’ya gönderdiği barış gücü de “güvenli bölge” ilan edilen Srebrenitsa’da Sırpların gerçekleştirdiği katliamı önlememişti.
Ayrıca BM Güvenlik Konseyi’nden barış gücü kararı çıkması için ABD dâhil veto hakkına sahip ülkelerin yeşil ışık yakması gerekiyor.
Saldırıları sona erdirecek nitelikte bir barış gücüne ise hem İsrail hem de Filistinli direniş grupları karşı.
Daha doğrusu, İsrail “barış gücü” adı altında Gazze Şeridi’ne çok uluslu bir güç gönderilmesini kabul edebilir ancak onun istediği gerçek anlamda bir barış gücü değil, direniş gruplarıyla mücadelede kendisine destek olacak bir “işgal gücü”.
Ayrıca İsrail’in Gazze Şeridi’nde işlediği katliamlara karşı net bir tavır ortaya koymuş Kolombiya gibi bir ülkenin askerlerinin barış gücünde yer almalarını onaylamayacağı kesin.
Hamas başta olmak üzere Filistinli gruplar da Gazze Şeridi’ne barış gücü gönderilmesini istemiyor.
Direniş grupları ister Arap ve İslam ülkelerinden olsun isterse diğer ülkelerden Gazze Şeridi’ne gönderilecek her askerî gücün “işgal gücü” kabul edileceğini defalarca açıkladılar.
Tarihî Filistin topraklarının tamamının işgalden kurtarılması için savaşan ve iki devletli çözüme inanmayan grupların yabancı asker istememesinin birkaç sebebi var.
Barış gücünün aynı zamanda İsrail’in güvenliğine hizmet edeceğini ve Gazze Şeridi’nin fiilî olarak direniş denklemi dışına çıkacağını düşünüyorlar.
Söz konusu gücün “güvenlik koordinasyonu” adı altında İsrail ile iş birliği yapan Mahmud Abbas başkanlığındaki yönetimin, Gazze Şeridi’nde kontrolü eline geçirmesine destek olmasından korkuyorlar.
Filistinli direniş gruplarının ısrarla dile getirdikleri taleplerinin başında, İsrail ordusunun Gazze Şeridi sınırları dışına çekilmesi ve saldırıların sona ermesi geliyor.
Diğer bir ifadeyle 7 Ekim 2023 öncesindeki duruma dönülmesi, ardından esir takası yapılması ve yeniden imar faaliyetlerinin başlaması, dışarıdan müdahaleyle Gazze Şeridi’nde herhangi bir yönetim değişikliği dayatılmaması isteniyor.
Hamas’ın “Kapsamlı bir ateşkes anlaşmasına hazırız” derken kastettiği de bu.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi-Mısır sınır hattındaki Philadelphia Koridoru’nu tamamen ele geçirdiğini öne sürdü.
İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Tzachi Hanegbi de işgal ordusunun Gazze Şeridi’ndeki saldırılarının yıl sonuna kadar devam etmesini beklediğini söyledi.
Mevcut koşullarda tarafların pozisyonlarını korumaları, -sürpriz bir gelişme olmazsa- savaşın devam edeceğini gösteriyor.